HAFTANIN İÇİNDEN Bu Düzen Değişecektir! haftanın basında aynı gün, biri bir tebliğ neşret- iş, diğeri bir raporun açıklamasını yapmış Adalet Partisi ile Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ye Ticaret Borsaları Birliği m va bilmişler: Reformu adı altında ifler mevcut ve müesses nizamı ve bu nizamın eee zedeleyici ve hattâ tahrip edici mahiyet taşımaktadır." Bir mahiyet taşımak ne demek? o Teklifler bunun için düşünülmüş. hazırlanmış ve getirilmiştir. Bilhassa 27 Mayıstan bu yana, hele Demokratik Cumhuriyet Sistemlinin son ser- güzeşt heveslilerinin elinden de kesin şekilde kurtarıl- masından sonra Türkiye bir oluşun içine tir. Şim- di memleketin bütün sağlam kuvvetleri, elele, iktisadi ve sosyal alandaki mevcut ve müesses nizamı ve bu ni- ötekine değiştirmenin, â olduğu bir medeni, ileri ülke haline getirmenin çabası içindedirler. Her halde buna, ne D.P. zihniyetinden arta kalmış üçbuçuk politi- kacı, ne de, gerçek menfaatlerinin bile nerede olduğunu amaktan aciz, buna rağmen bir Koca Özel Sektör adı- na İminşinai yetkisini kendisinde gören uçuk göbekli milyonerle onların tayfası mani olabilecektir Vergiler konusunda bir yandan Adalet Partisinin, di- ğer taraftan Odalar Birliğinin en ziyade neye karşı al- lerji gösterdiklerini bilmek lâzımdır. Vergilerin verimlili- ği, vergilerin adaleti, vergilerin dağılış şekli.. Bunlar hep, Adalet Partisi için de. Odalar Birliği için de ikinci plan- dadır ve hele Adalet Partisinin tebliğinde tamamile laf olsun diye zikredilmiştir. Korku, ürkme ve endişe herke- sin verdiği vergilerin açıklanacak olmasından ileri gel- mektedir. Odalar Birliğinin bol maaşlı Genel Sekreteri "Bu durum Cumhuriyet düzenini bozacakta" diye feryat etmektedir. "Bu çok kötü bir yoldur" demektedir. "Bu türlü bir hareket ile vergi mükellefi özel sektör töh- met allına sokulmaktadır. Böyle bir hareket özel teşeb- büsü için bir vesiledir. Özel sektörü halk nazarın- da kötü duruma düşürmekten vazgeçmek şarttır. Vergi- lerin ilânı sistemi özel sektörü kötü duruma düşürmek- ten başka bir de gammazlama müessesesini ihdas edecek- tir" mütaleasını ileri sürmektedir. Adalet Partisi "mükel- lefleri teşhire kadar giden sert ve tahammül edilmez usuller" den şikâyetçidir. Nihayet her ikisi birden eski bir dertlerini. Servet Beyannamesinden yakınmalarını dile getirmeden edememektedirler. Bunlar niçin aydınlıktan, açıklıktan, ışıktan korkar- lar? Para kazanacaklardır, hiç kimse bir şey bilmeyecektir. Para kaybedeceklerdir, hiç kimse bir şey bilmeyecektir. Peki ama, neden? Mason dernekleri bile artık toplantıla- rını açık yapıyorlar. Bir insanın, servetinin miktarını bir beyannameyle hükümete bildirmesinde, her yıl ne kadar vergi verdiğini açıklamasında nasıl bir mahzur bulunabi- Metin TOKER lir ve bu, asıl, "Cumhuriyet düşeni" ni nasıl bozabilir, şu- nu belirli politikacılarımız ve belirli milyonerlerimiz bize bir anlatsalar da anlasak. Dünya kadar memlekette fir- malar yıllık, hattâ altı aylık bilançolarını kendiliklerinden gazetelerde ilân ediyorlar. Her şey halkın gözü önünde ce- reyan ediyor. İnsanların servetleri, adeta kuruşu kuruşu- na biliniyor ve ele alınıp bahsediliyor. Bizde ise bir gizlilik merakı, bir açıklıktan kaçma gayreti, bezirgânvari hesaplar ve ser verip sır vermemek hastalığı! Bu, servetlerde bir bit yeniğinin bulunduğu in- tibamı büyük kütlelere vermiyor mu sanılıyor ve servet düşmanlığı diye bilinen hisler en Ziyade bununla beslen- miyor mu? «Mevcut ve müesses nizam ve nisamın temel- leri" bilhassa on yıllık Menderes İktidarının sonunda Türkiyede bütün itibarlarını kaybetmişlerdir. | Bunların sağlam, sıhhatli ve güven verici bir hale getirilmesi şart olmuştur. Bu yapılabilirse Demokrasi de, Cumhuriyet de Türkiyede payidar olur. Bu yapılamazsa bir gün kuzey- den bir yel üfürür ve bir su her şeyi alıp götürür. Başta milyonerlerimizin oparacıklarını ve rahat, keyifli, cazip hayatlarını, Milyonerlerimizin paracıkları da, onların rahat, ke- yifli cazip hayatları da bu memleketin sağlam kuvvetleri- nin omurunda değildir. Ama o yelin üfürüp o sunun gö- türeceği sadece onlardan ibaret kalmayacağı, bütün bir milletin huzurunu, saadetini, kıymetli nesi varsa hepsini yok edeceği bilindiğinden dolayıdır ki "mevcut ve mües- ses nizam ve bu nizamın temelleri" aşırı solun, bir takım bolşeviklerin şampiyonluğunu yaptıkları usüllerle değil, bizim usüllerimizle değiştirilecektir. Herkes için olduğu gi- bi milyonerlerimiz için de asıl teminat bundan başka bir şey değildir ve buna karşı çıkmaya kalkışmak sınıfın iti- barını azaltacak, düşmanlarını büsbütün çoğaltacak ve onları toplumun lanetle anılan kara lekeleri haline so- kacaktır. Yaşadıkları hayat herkesin malümu olan in- sanlar bu hayatı kendilerine sağlayan imkânların ne ol- duğunu açık açık söylemek, beyan etmek, gözlerin önüne sermekle mükelleftirler. O hayatlarını bu nizam ancak o şart altında garanti eder ve onlara, hiç bir endişe duy- madan meşru kazançlarından arzuladıkları gibi fayda- lanmak serbestisini verir. Piyasa! Ne bu hükümet, ne bu devlet ve ne bu sis- tem kendisini piyasaya uyduracaktır. O devrin geçmiş, kapanmış, bitmiş olduğunu herkes kesin şekilde bilmeli- dir. Piyasa kendisini bu hükümetin, bu devletin, bu sis- temin esaslarma uyduracaktır ve öyle çalışmaya alışa- caktır. Çalışan piyasanın baş üstünde yeri vardır. Ama su- yu ters akıtmak hevesine, bir takım aklıevvellere baka- rak kapılırsa, o suda mutlaka kendisi boğulacaktır. AKİS/7