YURTTA OLUP BİTENLER geçen haftanın sonunda cuma günü, Bahçelievlerde Monako salonunda ya- pıldı Genel Merkez, işi baştan iyi tut- muştu. İl başkanları ( toplantısının yüksek seviyede bir danışma toplan- tısı mahiyetinde oOolması ve mahalli dertlerin zaman almaması için C.H.P. Genel Merkezi tarafından formülerler hazırlandı. e Teşkilâtın içinden gelen il başkanları bu formülerlere mahal- li detlerini yazacaklar ve bunlar ilgi- li Bakanlara gönderilecekti. Nitekim öyle yapıldı. Genel Merkezin bu hareketi, 11 toplantısına (gerçek bir reter Satırın bir konuşmasıyla açıl- dı. Daha sonra sözü, Genel Başkan İnönü aldı ve etraflı bir konuşma ya- parak, İl başkanlarına, evvelâ mem- leket meselelerini, sonra da C.H.P. nin bu meseleler (karşısındaki duru- munu anlattı. Hükümette bulunuldu- gunu, bunun bir büyük mesuliyet ol- duğunu ifade etti. O cuma. Küçük Kurultayın çalış- ması pek verimli olmadı. İl başkanla- e CH.P. ileri gelenleri Anıt Ka- hire gittiler. Toplantının İkinci günü Kurultay kesif (o bir çalışmaya girdi. Turhan Feyzioğlu, Genel Merkez ile Turhan Feyzioğlu Yeni hava Teşkilât arasında gerekli irtibatı sağ- lamayı başardı. Nitekim il başkanları, yaptıkları konuşmalarda bundan bü- yük memnuniyet duyduklarını bildir- diler. Ancak, il başkanları bu ilk top- lantıya hazırlıklı gelmemişlerdi, me- seleleri pek de iyi bilmiyorlardı. Bu bakımdan, daha çok dinlemek ve ay- dınlanmakla yetindiler. Konuşmaların O ağırlık merkezini, bir ara, Hükümetin propaganda faali yeti teşkil etti. İl başkanları, Hükü- metin, umumi efkar ile,"gerektiği şe- kilde münasebet kuramadığını beilrt- tiler. Ankara İl Başkanı Nevzat Gökeri ve İstanbul İl Başkanı Ekrem Özden bilhassa bu konuda yakındılar. İL başkanlarının — birleştiği nokta şuydu: Hükümet bir, Reform Hükü- meti olmak mecburiyetindedir. Teşki- lât bunu anlamaktadır. Vergiler, Plân Teşkilâtça benimsenmiştir. Oy kay- gusuyla bu reformlardan hiç bir su- retle taviz verilmemelidir. Bakanlar resmigeçiti “Tplantınm üçüncü günü, İnönü Ka- binesinin Bakanları sıra ile kürsü- ye geldiler ve Teşkilât temsilcilerinin çeşitli sorularına (omuhatap oldular. İlk konuşma, Maliye Bakanı Fe- rit Melen tarafından yapıldı. £ Söze, vergi reformlarından başlayan Melen, son reformların bir kaçınılmaz lüzum olduğunu, memleketin vergi politika- sının artık bir düzene girmesi gerek- tiğini ifade etti ve vergi reformları hakkında kısaca bilgi verdi. e Temsil- ciler bu konuda pek bilgi sahibi değil- diler. (o Ancak, Teşkilâttan gelen Ur Nede Haklıdırlar? Türkiyede Özel Sektöre düşman. Özel Teşebbüsün yok edilmesini isteyen kimseler vardır. Bunlar, bir belirli “ses duyurma" imkânına da sahiptirler. Ama Hükümet onlardan değildir, ama umumi efkâr onlardan değildir, ama Meclis ekseriyeti onlardan değildir, ama memleke- tin sağlam kuvvetleri onlardan değildir. Artık, iyi niyet sahibi olmak şartıyla, en basit kafalı insan bile mükem- melen bilmektedir ki Özel Sektör lâzımdır, Özel Sektör faydalıdır, Özel Sektör kalacaktır. Bu özel Sektörün, bü tün çalışma kolaylıklarına kavuşması da başlıca gayeler- den biridir. Tü,rkiyede para kazanmak ayıp olamaz, utanç vesilesi sayılamaz. Hattâ bu bir şeref ve iftihar vesilesidir. Özel Sektör ne kadar çok iş yapar ve ne kadar çok kaza- nırs Türkiyede o kadar çok iş sahası açılacak, Türkiye o nisbette kalkınacaktır. Ama, hangi özel Sektör? Bir cam köşk içinde, her işiaçık, e hesaba hazır halde yaşamayı kabul eden bir Özel Sek Bu Özel Sektör, seçimlerden — o Hükümetten bir takım şeyler istemiştir. Bunların bir kısmı yerine getiril- miştir. Ama bir takımının yerine getirilmediği de bir gerçektir. İcra ve İflâs Kanunu hâlâ çıkarılamamıştır. AKİS/14 Yatırım indirimi arzulanan nisbette değildir. İhracatın teşviki çok zaman lâfta kalmaktadır. İthalâtçı-Sanayici rekabeti, bize asıl lâzım zümre okan ikincilere ağır yük- ler yüklenmesine sebep olmaktadır. (o Sermaye Piyasası henüz teşekkül edememiştir. Doğuya yatırımları teksit edecek kolaylıklar kanunlaşmamıştır. Nihayet, üzerinde durulacak bir konu olan "zaruri masraflar" bizde gülünç nisbetler halindedir. Bütün bunlarda özel Sektör hak kazanabilir. Arzu- larını gerçekleştirebilir. Gerçekleştirmelidir de.. Üstelik Hükümet de, umumi efkâr da bundan yanadır. Özel Sek- tör o sahalarda kendisine çok yardımcı bulabilir. A bir çatlak ses çıkıyor; haydi, bir çuval incir berbat “İon ve derhal hücum başlıyor: "AL işte, senin özel Sektör! Al da, kafana çal!." Der şey gösteriyor ki bizim muhtaç olduğumuz şey, sadece özel Sektöre düşmanlık yapmayacak bir ortam değildir. Onun üstünde, ondan çok fazla akıllı, memle- ketin şartlarım ve gerçeklerini bilen, nereden kalktığımı sı ve nereye gitmek istediğimizi, . oraya hangi yoldan u- laşabileceğimizi müdrik bir Özel Sektördür. Daima kendine yontmayan bir Özel Sektör!