YURTTA OLUP BİTENLER Melen geçen yıl da bir takım vergiler koymuş olan bir Maliye Bakanıydı- ve bu sebeple toplantının başlarında hayli heyecan eseri gösterdi. Kısık bir sesle konuşuyor, hemen hemen her ke- limeden sonra bıraktığı tesiri ölçmek istercesine, omasanın etrafındaki ga- zetecileri süzüyordu. Gerçekten Üçüncü Koalisyon Hü- ların parolası haline gelen Adalet" deyiminin en tehlikeli cep- hesini, vergi reformları teşkil etmek- tedir. Bu konuda en büyük, yük de Maliye Bakanı Ferit Melenin omuz- larındadır. Yeni vergi kanunlarının hazırlanmasının yanı sıra Parlamen- kitlelerinin Oo tasvibi ' kazanılabilecek midir? o Tasarılar şüphesiz ancak bu hususlar gerçekleştirilebildiği 'takdir- de kanunlaşabilecektir. Tabii bu ara- da müzakereleri sürükleyecek nitelik- te dinamik ve bilgili (oOgrup sözcüle- rinin de büyük çapta rolü olacaktır. Melenin basın toplantısı mesele- lere bu açıdan bakıldığı takdirde bü- yük bir önem taşımaktadır ve Melen de durumu gizlemeye lüzum görmi- yerek "yardımlarınızı bekliyorum" de- miş, basın mensuplarından olumlu bir a beklediğini açık açık söylemiş- 3 umdu ne çıktı.. Maliye Bakanı basın o toplantısının ertesi günü sabah gazetelerini oku- Bir gaz z bayiinde Fakirin todan geçirilmesi de ayrı bir derttir. Ama gerek Melenin ve gerekse Hükü- metin diğer genç (Bakanlarının asıl üzerinde durdukları husus bu kanun- ların halk oyunda nasıl karşılanaca- ğıdır. Hükümet programında belirtil- diği gibi vergi reformunun ana hedef- lerinden biri, okalkınma çabalarının her geçen yıl biraz daha arttırdığı finansman, ihtiyacını sosyal adalet il- keleri çerçevesi içinde sağlamak ve vergi sistemini, milli gelirdeki artışla- rı kendiliğinden izleyebilecek hale ge tirmektir. Ancak bu amaçlar halkoyuna gereği kadar izah edilebilecek, kanunlar Meclise getirilinceye kadar geniş halk AKİS/8 kuyrukta t bekliyenler ekmeği ümit duğunda doğrusu hiç de aradığı ha- vayı bulamadı. Gerçi yaptığı açıkla- malar gündeliklerin birinci sahifele- rinde sürmanşet oolarak yer almıştı ama sekreterler vergi kanunlarının daha az önemli olmasına rağmen hal- kı asıl ilgilendiren bölümlerini ön plâ- dirmişlerdi. Bu haberleri okuyan en iyi niyetli kimseler dahi "Gene mi zam?" diye mırıldanmaktan kendilerini ala- madılar. Haftanın başlarından itiba- ren vergi haberlerinin yerini bilhassa karşı cephe gazetelerinin fıkra köşe- lerinde, başmakale sütunlarında Me- lene yöneltilen sert tenkitler aldı. Ga- riptir ki bir uçtan diğer uca kadar çe şitli cereyanların kalem sahipleri, aynı noktada o birleşmişlerdi. Şimşekler Hükümetin, yahut İnönünün değil de onun başında bulunduğu Hükümetin bir üyesinin üzerinde toplanıyordu. Önce gazetelerde başlıyan bu yay- lım ateşi kısa bir süre içinde Parlâ- mento koridorlarına, o vergilerden za- enteresan demeçler verdiler, zirai ka- zançların Oo vergilendirilmesini tenkid ettiler, vasıtalı vergilerin zançların vergilendirilmesi meselesin- de Türkiyede henüz kadastro işleme- nin tamamlanmadığını ileri sürdüler. Ama kendilerine ortada aşağı yukarı 1 milyar lirayı bulan bir vergi kaçak- hatırlatıldığında söz bulamadılar. Sadece. "İnönünün konuşmasında açıkladığı vergi refor- muyla bu kanunların getirdiği yeni vergiler çok farklı " demekle iktifa ettiler Muhalefeti o sinirlendiren asıl me- sele (o mükelleflerin (o isimlerinin, ka- zançlarının ve ödedikleri vergi mik- tarlarının ilân edilmesi kararı oldu. Hangi vergi kanunu çıkartılırsa çıkar- tılsın oObir kolayını bulup ödememek mümkündü ama, bu isimlerin ilânını önlemek imkânsızdı! Pamuk tüccar- ları, ünlü ithalât ve ihracatçıların, toprak ağalarının o ödedikleri" vergi miktarının -bu miktar bazen orta dereceli bir memurun ödediği vergiden bile azdır- açıklanması AP nin sonu demekti. Bu arada sinirlerine hakim olamı- yan bazı AP liler olmadık d verdiler. Rize Milletvekili maz Akçal "Dü halde sporculuk günlerini hatırlaya- rak - "Yeni zamlar vatandaşın mora- lini bozmuştur" dedi. Ama en ilgi çekici sözler AP nin Trabzon sena- toru Yusuf Demirdağ tarafından söy- lendi : — Hiç memnun olmadım." Zaten hiç kimse onun ve onun sı nıfının memnun olacağını düşünme- mişti ki..