R E S İ Ressamlar Ününden habersiz bir ünlü ocuk, egim okumakta olan babasına yan yan baktı, kendisini > vi : duymadığını akına sözlerini bir kere daha tekraretti, bekledi. Gene ce- vap alamayınca, tam o sırada elinde çaydanlık, odaya giren annesine dön- dü: — Anneciğim, bak politikacıları- mızın » haline. Artık çocuklarının bale Besini duymaz oldular» dedi. e, bir an, olduğu yerde dura- kaldı. Baba, gazetesini bıraktı. İkisi birden, gülerek, şaşkın «— Vay kerata vay!.. eder misin?» dediler. Ama çocuk, yaptığı esprinin farkın- da olmamış gibi, kafasını kurcalayan öteki meseleye geçti : «— Bana neden hâlâ yağlıboya al- mıyorsunuz? Ali Babanın Çiftliğindeki hayvanların resmini yapacağım ben. Nasıl bağırıyorlar! Ne çok ses var! Hepsini yapacağım.» Sustu. Eliyle havaya-desenler çiz- meye ko u. Baba, gazetesini okapamıştı. Me- rakla, efkat ve gururla oğlunu seyre- diyordu. Eşi ile bakıştılar. Anne, ya- vaşça : «— Bedri, baban sana yağlıboya alacak artık. Küçüksün, biraz büyü, Lütfen tekrar AKİS/24 M yorulma diye beklettik seni. Hem, bu- gün ablanla seni sinemaya götürece- gim» dedi. Küçük Bedri Ye kalkmıştı. O kadar merak ettiği sorunun ceva- bını duymamış bir hali vardı, 'Ali Ba- banın bir çiftliği var» şarkısını söyle- meye koyuldu. Sonra birden sustu. Yerde serili duran büyük resim kâğıdı- nın üzerine, kapanırcasına yattı, cebin- den çıkardığı çini mürekkepli kitlemle, hızlı hızlı resim çizmeye başladı. Ka- mi çok az yerinden kaldırıyor, her kaldırışında da el değiştiriyor, sol ve sağ ellerini birbirinden farksız şekil- de, aynı ustalıkla, aynı rahatlıkla kul- lanıyordu. o Parmaklıklara dayanmış bir kovboy resmi yapmıştı. Tam bu sı- rada, arkadan gelmiş ilk adamı boğ- maya hazırlanan bir başka adam kâ- ğıtta canlanıverdi. Uzakta bir kadın silueti, bir ev, hayvanlar ve bir çiftlik hayali belirdi. Çocuk, yerdeki kâğıdın etrafında döne döne resmi tamamladı, sonra çak- tı imzayı : Bedri Baykam. Eğitimdeki zorluklar B edrinin babası, CHP. İstanbul mil- letvekili Dr. Suphi Baykam, gaze- teleri cebinde katlı,. Sakarya caddesin- deki evinin merdivenlerini «inerken dü- şünüyordu : Acaba, çocuğa yağlıboya almayı vâdetmekle hata mı etmişti? Çok erken değil miydi'?"Ama, istiyordu. Bedri Baykam çalışıyor Her yaşta ayrı gayret Hevesinş kırmak da doğru değil, demiş- erdi. © Başını salladı. Bu iş, kolay iş de- gildi aşbakan İsmet İnönü, Avrupa sanat âleminde bir anda «dâhi çocuk» sıfatını kazanan küçük Bedri Bay- kamın Ankarada, Sanaseverler loka- linde açılan ilk sergisinden Şe deftere, hayranlığını belirten sözleri yazdıktan sonra, «Bedrinin "gelişmesi, ne nasıl yararlı olacağımızı, herhalde, gelişmesine aksi tesir etmemeye nasıl muvaffak olacağımızı düşünüyoruz"de mişti. Bütün türk ve yabancı eleştirici- ler, sanatçılar, Bedriyi, onun insana şok etkisi yapan şaşırtıcı, olgun resim- lerini, bu resimlerdeki sanatı, kişiliği görenler, a aynı kayguyu dile geti- riyorlardı : ona Zarar verilme- sin, . engellenmesin, çocuk, ta- biatın ve anlaşılmaz bir kuvvetin, ken- disini ittiği yerde tutulsun, çelmelen- mesin. İşte bunun içindir ki Dr. Suphi Baykam, Bedriye resim dersi verdir miyor, sanat konusunda onu tamamiyle le hür ve bağımsız bırakıyor, yalnız» aile dostu sanatçı Kayhan Keskinok ve pedagoglarla sık sık temasa geçe- rek, çocuğu .nasıl yöneteceğini tespit ediyor ve eşi ile bu konuda büyük bir titizlik gösteriyordu.