25 Ocak 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

25 Ocak 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dri Baykam, Türkiyede ve Av- cuk Kulübü elemanlarından, çok çalış- kan ve zeki ablası Hülya ile tam bir çocuk hayatı sürüyor, belinde tabanca- ları, bütün gün YANDA oynuyor. fakat zengin bir hayal âlemi içinde gördüğü şeyleri, sanat eleştirilerini hayrete düşüren bir perspektif, derin- lik ve sanat kabiliyeti ile birleştire- rek, iki eliyle (mütemadiyen çiziyor, çiziyordu Bedri, kendi eserleriyle dolu çalış- ma odasında saatlerce kapalı kalmak- ta yemek yemeği, başka oyunları, re- simden başka herşeyi unutmaktadır, ünkü resim yapmak, bu <büyük ço- cuk» için, çok sevdiği bir oyundan iba- rettir oOve o, gerçek bir sanatçı olduğu- nu, sanat âleminde isim yaptığını bil- memektedir. Baykam ailesi, herşeyden önce ço- cuğun, mutlu çocukluk çağını yaşama- sını istemişti. Peki ama, «Bu çocuğun dünyası, nasıl bir dünyadır ve bu dün- yasını, bu tabii hayat içinde, bu altı yaşındaki çocuğun kâğıda' geçirme ka- biliyet nasıl böyle mükemmel olabi- Soruyu, İsviçrenin (o çok yüksek ti- rajlı bir gazetesi Der Bund soruyordu. 20 Ekim 1963 tarihli L'Express - Di- manche'da ise «Şok Tesiri Yaratan Re- sim» başlıklı çok uzun bir sanat yazı- nında Marcel Perret, Bedrinin bütün bir bir inceledikten sonra, soruyu şöyle cevaplandırıyordu : «Bed- ri Baykamın sergisini gezmek ve ha- rika a en esrarı üzerinde düşün- mdır. ira butun şüphelere mn böyle çocuklar mevcuttur. Mo- Marcel a rilerin, piyadelerin savaşlarına, kale- lerin, zaptına, harpten sonra muzaffer ve hezimete uğrayarak dönen ordulara ait resimler müşahede ediyoruz. Bazen birdenbire zuhur ediveren firari Dölce Vita'nın bir imajına, dansedenler sah- nesine veya yangelmiş Adem kılığında bir insana rastlıyoruz. Bunlar cidden garip! Zira Bedri Baykam, tarih önce- si, uzak mazide büyük çizgilerle çalı- şan, membamdan vâki ilhamın dikte ettiği sadelikle oçalışan sanatkârlara çok yaklaşmaktadır. Fakat Ankaralı genç sanatkârın daha üstün bir tarafı var: Neden, çok küçük olan yaşı, Perret daha da ileri gidiyor : kendisine trajik resimlerden başka bir- şey yaptırmıyor? Acaba yeniden dün- yaya gelişe mi inanmak lazımdır? Ve acaba, kendisi çok eskiden, yüzyıllarca ewel, dünyanın herhangi bir tarafında mı yaşamıştır? Çocuk ruhu acaba bir Davy Crockett'in, bir Mareşal Romel'in, bir Atatürkün ruhu mudur?» diyordu- soruların cevabını ise, Sakarya caddesindeki evde, anne ve babası ve tatlı, uslu ablasıyla mutlu bir bayat süren bir küçük' tabii çocuğun, Bedri Baykamın kişiliği (o üzenine eğilmekle bulmak mümkündür Bir "Büyük çocuk" K üçük Bedri simsiyah, çok derin bakışlı ve düşündürücü gözleriyle, ilk bakışta, insanı tuhaf bir şekilde etki- RESİM tadır. İşte deha da burada çocuğun yardımına koşmuş, onun taşan duygu- larını sağlam bir şekilde zaptetmiş, kaybolup gitmesine engel olmuş ve «Bed- ri Baykam»ı yaratmıştır. Bedri, hayat- ta en çok, haksızlığa isyan etmektedir. Bunu, harp resimleri ve trajik imajlar. la en iyi, en anlaşılır şekilde, elle tutu- lur bir şekilde sembolize etmesini bilmiş ve şaşırtıcı bir süratle çalışan küçük, sa- natkâr elleri, büyük bir dikkat, göz hafı- zası, pers, pekti ve derinlik görüsü ile birleşerek, sanat âlemini şaşırtan resim- leri meydana getirmiştir. Bedri Baykam bugün yedi yaşında- ır. O, daha iki yasında iken eline ge- çirebildiği kalemle kâğıtlar üzerine bir- şeyler çizmeyi, oyuncaklarla oynamayaz Bedri Baykam kardeşiyle Aile saadeti lemekte, kendisine çekmekte, fakat ay- nı zamanda bunaltmakta, rahatsız et- mektedir. Çünkü bu bakışlar çocuk ba- kışları değildir. Bunlar, herşeyi tahlil eden, herşeyi süzgeçten geçiren ve her- şeyi gören, hüküm veren bakışlardır. Ama bu bakışlar aynı zamanda iyilik ve sevgi doludur. Çocuk, çok geçme- den akıllı soruları, esprileri ve insan- cıl halleriyle insana öyle bir sokulmak- tadır ki, arada hiçbir mesafe, hiçbir anlaşılmayan taraf kalmamaktadır. Bedri Baykam hassas, fakat o de- recede dinamik, İç âleminin derinliği oranında da dışa dönük bir çocuktur. Hayali geniştir, fakat bu, onun içinde kapalı kalmamakta, dışarıya taşmak- tercih ediyordu. Çocuğun iki yaş çizgile- rindeki normalin üstündeki kaabiliyet ve ustalığı ilk farkeden, bir yüksek mimar olan annesi Mutahhar Baykam oldu. Son. ra da, aile dostları Ferda Güley bu ko- nuyle ilgilendi. Ferda Güley, birgün, Baykamları Ziyarete gelmişti. Küçük Bedrinin resim yaptığını görünce ilgilendi. Bedri, ayak- ta bir adam resmini, iki yasından bek- lenmiyen bir ustalıkla çizmişti. Ferda Güley, resmi bir süre seyrettikten sonra: « o Doğrusu, adam çok güzel oldu. Ama, bunu yürütsen nasıl olur?» diye ço- cuğa takıldı. Tabii, çocuğun böyle birşeyi yapa- bileceğine (Okimse ihtimal vermiyordu. AKİS/25

Bu sayıdan diğer sayfalar: