Krediler İç finansman fonu RSmi Gazetede oObundan bir süre önce yayınlanan türk parası kıy- metini koruma hakkındaki 17 sayılı karara ek kararda, hariçteki gerçek ve tüzel kişilerin Türkiyedeki gerçek ve tüzel kişilere (o verecekleri nakdi kredi teklifleri üzerine yapılacak mu- ameleler incelenmekteydi. Kararnamede, o Türkiyedeki ticari veya sınai işletmelerin işletme kredi- si ihtiyaçlarında kullanacakları kredi taleplerinin Maliye Bakanlığınca in- celenebilmesi için iki önemli şart ile- ri sürülmekteydi oBu şartlardan bir tanesi, kredinin türk parası karşılı- gının yarısının iç finansman fonuna ayni vade, faiz Ve ödeme şartlarıyla ikraz edilmesi, diğeri ise bakiye yüz- de 50 için kanuni faiz haddi ile istik- raz faiz nispeti arasındaki farkın faiz transferleri esnasında iç finansman fonuna ödeneceği hususudur. Demek ki yabancı memleketlerden sağlana- cak bir işletme kredisinin yüzde 50'si iç ,finansman fonuna yatırılacaktır. Burada karşımıza çıkan ilk sual, iç finansman fonunun ne olduğu hu- susudur. Bu fon, 1962 yılında kurul- muş ve İktisadi Devlet ( Teşebbüs- lerinin finansman ihtiyaçlarım kar- şılamak maksadıyla oOAmortisman ve Kredi Sandığına bağlı olarak faali- yete geçmiştir. Demek ki, devlet sektörünün fi- nansman ihtiyaçları, özel sektör tara- fından bulunacak (o kredilerin yarısı- nın verilmesi suretiyle karşılanacak- tır. Böylece, özel saktörle devlet sek- törünün eşit şartlarla (o çalışacakları hakkında verilen taahhütler bir yana, özel sektör devlet sektörüne yardım etme mecburiyetinde bırakılmaktadır. Bu surette, Hükümetin bu tip kredi- leri istemediği intiba uyanmaktadır. Zira, bir firmanın alacağı krediden bir kısmını iç finansman fonuna verece- ğini düşünmeye o bile imkân yoktur. nuna yatırmayı düşünen firmaları da vazgeçirmeye kâfi gelmektedir. Bu maddelerden bir tanesi 2. mad- denin IV. paragrafının b bendinde- dir: "Maliye Bakanlığınca izin veri- len istikrazların türk parası olarak iç finansman fonuna ikraz edilen yüz- de 50'sı ile bu miktara tekabül eden faizleri, vâdelerinde türk parası ola- A L E rak istikrazı yapan gerçek ve tüzel kişilere ödenir. İç finansman fonuna a pir külfet ve mecburiyet yük- letilm: İlk. kn insana gayet normal ge- len bu ifade, biraz düşününce bayağı önem kazanmaya başlamaktadır. "Ma- liyeye başkaca mükellefiyet yükleti- lemez" ne demektir? Ü edilirse, aradaki devalüasyon nı firma ödeyecek demektir. İnsaf, doğrusu!.. o Sizin kullandı- ğınız 50 ye ait (devalüasyon farkını siz ödeyin. Peki ama, iç fi- nansman fonunun biraz da zorla çe- kip elinden er ii farkı niye firma ödesin yâni? Tabii bu irmmda denilecektir. ki, “canım, biz zorla kimsenin parasını alacak değiliz, istemeyen getirmesin." Hah, işte bütün mesele buradadır! İstemeyen işletme O sermayesi getir- mesin.. Pe ki ama bu isteksizlik neden doğ- maktadır? İleri sürülen mali tedbirler BS Yılık Plânın 1963 programıyla ilgili IV. bölümünde, yatırımları teşvik için alınacak çeşitli tedbirlerin yanında mali tedbirlere de yer veril- mekte ve mali sahada ,orta ve uzun vâdeli kredi imkânlarını o çoğaltmak, özel tasarrufları harekete geçirip eko- nomik bakımdan faydalı faaliyetlere yatırım yapmağa teşvik bakımından, tedbirler ileri sürülmektedir. 7 bölüm- de mütalâa edilen bu tedbirlere bakıl- dığı zaman, 1963 yılı sonunda durum şudur : - I — Sanayicilere orta ve uzun vâ- M İ deli krediler açacak Sanayi ve Yatı- rm Bankası kurulmuş, fakat henüz kimseye kredi vermemiştir. 2 — Madenciliği (o geliştirme ban- kası kurulmamıştır. 3 — Halk Bankasının kredi koo- peratifleriyle birlikte yapacakları faa- liyetlerde fazla bir gelişme olmamış- tır. — Sınai Kalkınma (Bankasının faaliyet sahasını genişletmesi konu- sunda öyle uzun boylu bir gelişme gö- rülmemektedir 5 — Faiz hadlerinde hiç bir araş- tırma yapılmamış veya yapılmışsa da, herhangi bir sonuca varılmamış- tır. — Özel teşebbüsleri verimli ya- n hiç bir şey yapılmamış, çıkarılması ge- rekli mali kanunların hiç birisi çı- karılmamıştır. 7 — Tasarruf bonolarının Sermaye piyasasına intikali konusu da olduğu gibi durmaktadır. Böylece Plânda özel sektörün kre- di ihtiyaçlarını sağlamak için alın- ması lüzumlu görülen tedbirlerden hiç birisinin realize edilemediği mey- dana çıkmaktadır. Kararname ve çeşitli görüşler E o kadarla da kalmamakta, Mali- Bakanlığının en ileri gelenlerin» di birisi de. "vallahi birader, bu kararnamenin niye Çç dığını ben de anlamadım" diye, etrafındakilere dert yanmaktadır. AKİS/19