YURTTA OLUP BİTENLER selâ Sümerbank geçen yıl programda öngörülen yatırımların yüzde 110 unu gerçekleştirmiş bulunmaktadır. plân Ne yârdan, ne serden.. T oplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanununun yürürlüğe girmesin- den bu yana Türkiye ekonomisini bü- tünüyle ilgilendiren ilk ciddi geçen haftanın ortalarında su yüzüne çıktı. Mesele toplu pazarlıklar yoluy- la isçi kitleleri lehine elde edilecek üc- ret artışlarının, beraberinde bir enf- lâsyon tehlikesi getirip getirmiyeceği- dir. Soru bundan kısa bir süre önce bir İstanbul gazetesi tarafından orta- Plânla- ma Teşiklâtı, gerekse işçi çevrelerin- de üzerinde en çok durulan konular- dan biri haline gelmiştir. Gerçi mese- le Hükümet üyelerinden bazıları ve özellikle Çalışma Bakanı Bülent Ece- vit için yeni bir konu değildir ve daha kanunun yürürlüğe girdiği günlerden beri incelenmektedir ama, o günlerde ortada gözle görülür en ufak bir ema- re dahi yokken bir enflâsyon tehlike- sinden bahsedilmek istenmemiştir. Du- rum bugün de aynıdır. Toplu pazarlık- ların büyük bir kısmı henüz müzake- re safhasındadır ve bunların ne ölçü- de ücret m getireceğini, bu artış- ların enflâsyona müncer olup olmıya- cağını girididen kestirmek çok zordur. Bilinen tek şey tehlikenin, henüz ufuk- ta dahi görünmediği veya hiç değilse İşçi meselelerini demokratik yollarla düzenleyen ve bu kanunları kabul et- miş, bulunan diğer batı ülkelerinden pek büyük olmadığıdır. Esas talep: Zam T oplu Pazarlıklarda işçi bir çok haklar elde etmek istemekle be- raber müzakerelerin ağırlık merkezini genel olarak ücretler meselesi teşkil eder. İşçi temsilcileri eldekii bütün im- kânlarını kullanarak ücretlerin artı- rılması için çalışırlar. Bazı isletmeler gerçekten bu zamları karşılayabilecek mali güce sahiptirler. İşveren pazar- lık sonunda talepleri aynen değilse bi- le isteklere yakın bir miktarda karşı- lar. Bazı işletmeler ise mali güçleri bakımından zam taleplerini karşılaya- mıyacak durumdadır. Bu taktirde pa- zarlıkta zamlar ya karın artışına bağ- lanır, yahut kanuni diğer yollara baş- vurulur. Anlaşmazlık grevlere kadar uzar. Bu açıdan bakıldığı takdirde, mesele son derece basittir. Kazanan işletme zam yapar, kazanmayan ise yapmaz. Ama bu düşünce genellikle AKİS/10 Kulağa Küpe Malın iyisi o yapmalıydık, çıkart- 3 ma, yapmalıydık diye bağı- rıp duruyorlardı. Al sana âlâsı: çıktı! işte, o çıkarimanın Reşat Özârda Kıbrısa müspet sonuç vermemektedir. Özellik- le Türkiyenin işçi meseleleri bu çeşit palyatif tedbirlerle düzenlenemiyecek kadar çetindir. Zira Türkiyedeki bü- tün işçilerin yüzde 40 ı devlet sektö- ründe çalışmaktadır ve bu işletmele- rin çoğu kâr etmek bir yana, bütçele- rini Maliye Bakanlığından temin edi- len yardımlarla kapatmaktadırlar. Bü- yük çapta kâr eden bazı devlet işlet- meleri ise kârıyla orantılı olarak işçi ücretlerine zam yaptığa takdirde aynı sektörde, fakat çeşitli iş kollarında ça- lışan işçi ücretleri arasında derin uçu- rumlar doğacaktır. Öte yandan özel sektör, eşyanın tabiatı olarak genellik- le kâr- etmektedir veya başka bir de- yişle özel sektörün sebebi mevcudiye- ti kârdır. O halde özel sektörde çalı- Ziya Müezzinoğlu Enflâsyon umacısı karşısında şan işcilerin toplu pazarlıklar yoluyla zam elde etmeleri normaldir. Derletin işçilerine (o özel sektörden farklı bir muameleye kalkışması da düşünülemi- yeceğine göre az veya çok, ister özel sektörde ister devlet sektöründe istih- dam edilsinler, istisnai bazı iş kolları hariç bütün işçiler zam göreceklerdir. İşte enflâsyon tehlikesi buradan doğ- maktadır. Zira işçisine zam yapan iş- letme çok defa istihsal ettiği malın maliyetinin arttığını ileri sürecek ve bu piyasada fiyatların artışına mün- cer olacaktır. Böylece işçi ücretleri, es- kisine nazaran bir miktar artmış ol- makla beraber, bu artışa paralel ola- rak fiyatlar da yükseldiğinden işçinin satın alma gücünde hiç bir değişiklik görülmiyecektir. Meselenin bir diğer tehlikeli yö- nü de toplu pazarlıklarda' bazı devlet işletmelerinin önce zamları kabul et- meleri ve sonra da bu munzam ücret- lerin finansmanı için Maliye Bakanlı- ğına başvurmalarıdır. Bu takdirde zamlar Devlet Bütçesine tesir edecek ve enflâsyonist bir baskı yapacaktır. O halde Hükümetçe derhal alınması gereken tedbirler nelerdir? Ciddi çalışmalar B u soru ile ilgili çalışmalar bundan bir kaç ay geriye, İkinci Koalis- yon Hükümetinin son günlerine kadar uzanmaktadır. O günlerde Devlet Plân- lama Teşkilâtı tarafından Hükümete meler yoluyla işçi ücretlerine yapıla- cak zamların, gerekli tedbirler alın- madığı takdirde enfâsyonist bir tesir icra edebileceği belirtilmişti. Hükümette . incelenmesinden hemen sonra Çalışma Bakanı Bülent Ecevitin başkanlığında, ilgili bakanlıklar müs- teşarlarından müteşekkil bir kurul ça- lışmalara başladı. Ancak bu arada Hü- kümetin çekilmesi ve kabine buhranı gibi sebeplerle araya oldukça uzun sü- ren bir fasıla girdi. Üçüncü Koalisyon Hükümeti ku- rulunca Ecevitin ilk işi meseleyi Ba- kanlar Kuruluna getirmek oldu. Bu defa gene Ecevitin başkanlığında, fa- kat ilgili bakanlıklar müsteşarlarının yanı sıra Devlet Planlama Teşkilatı ve Devlet Personel Dairesi temsilcile- rinin de katıldığı ikinci bir inceleme komisyonu kuruldu. Komisyon son de- rece yoğun bir çalışma (devresinden sonra meseleyi Yüksek Plânlama Ku- ruluna getirdi. Buradaki müzakerele- ri müteakip, alınması düşünülen ted-