manın, geniş odalarıyla, çimenli bah- çelerinin bakımıyla, hele şehre hergün gidip gelmek için gerekli taşıt (oara- cıyla çok pahalı bir yaşama olduğuna şüphe yok. Kuzeye göçen zencilerin büyük çoğunluğu Oo fakir olduğu için şehrin içinde kalmakta, böylece her büyük şehirde bir zenci kümeleşmesi belirmektedir. Bu kümeleşmeler daha çok, şehrin endüstri bölgesine en ya- kın yerlerinde, gürültü patırtının, i- şin dumanın ortasında olmaktadır. Kuzeye gelip bir süre çalıştıktan son- ra biraz durumunu düzelten bir zen- ci, bu karanlık kümeden ayrılmak is- tediği zaman bütün kapılan kapalı bulmaktadır. Kuzeydeki büyük şehirle- rin tozdan dumandan uzak mahalle- lerinin çoğunda ev sahipleri zencilere kiralamaktan o kaçınmakta- dırlar. Eğer böyle bir mahallede bir tek ev bile bir zenciye kiraya verilmiş- se, o mahalledeki ev kiralan hemen düşmektedir. Zencilerle beyazların ay- ni mahallelerde, aynı çatı altında ya- şamaları, alınan bütün tedbirlere, çı- karılan bütün kanunlara rağmen, şim- dilik uzak bir hayal gibi görünmekte- dir. Örnek olarak. Kuzey California Bölgesinin en aydın m sayılan ve amerikalıların en çok vündükleri yüksek öğretim Kurumlarından biri o- lan Kuzey California Üniversitesini barındıran Berkeley'de geçen yıl ya- pılan bir kamu oylamasında, halkın yüzde altmışının bu ayrılığın kaldırıl- masına karşı oy verdiği (o söylenebilir. Berkeley gibi aydın bir çevrede durum böyle olduktan sonra, Arkansas ve Misslssipi'de siyah - beyaz ayrılığının nerelere kadar gittiğini düşünmek zor olmasa gerek!.. Zencilere iş vermek, ev kiralamak, zenci çocuklarla beyazların birlikte o- kuması konularında (yapılan ayırım gizli kapaklı değildir. Bu, ilk bakışta göze çarpan, herkesçe bilinen bir ayı- rımdır. Bir de ilk bakışta göze çarp- mayan bazı ayırımlar var ki, insan bunların farkına, bir süre amerikan toplumunda yaşadıktan sonra varıyor. Meselâ amerikan film yapıcıları, zenci meseleleriyle ilgili konulara el atmak- tan dikkatle kaçınmaktadırlar. Sonra, çevrilen filmlerde, Amerikada bir zen- ci topluluğu olduğunu gösterecek hiç- bir belirtiye rastlanmamaktadır. Ayni şekilde, zenci nüfusun 1.5 milyona yak- laştığı oOkoca New-York'ta. o zenciler hakkında, ya da onlar için yapılmış - CBS'in 15 dakikalık bir sabah prog- ramı hariç- hiçbir program olmadığı gibi, diğer programlarda zencilerin var- lığına işaret eden hiçbir belirti de yok- Washington'a yürüyüş Havanda su döğenler tur. Bugün Amerikada devleşmiş bir endüstri olan televizyonda ( yıldızlığa yükselen zencilerin sayısı da ya iki, ya üçtür. "Ne ararsan bulunur... ypundan üç ay kadar önce güzel bir bahar sabahıydı. İki zenci genç, Co- lumbia Üniversitesinin idare binasıyla kütüphanesi arasından geçerek meş- hur Broadway'le Amsterdam Avenue arasında uzanan "Kolej yolunda hem yürüyor, hem de yüksek sesle "Mu- hammad Speaks", yani "Muhammed konuşuyor" diyerek ellerinde tuttuk- ları iki yapraklı bir gazeteyi satmaya çalışıyorlardı... "Muhammed konuşu yor", Amerikada hergün biraz daha gelişen siyah islâmlığın organıdır. Gö- rünüşe göre Columbia öğrencileri, yak- laşmakta olan imtihanlardan bu gaze- teyle ilgilenmeye oOpek vakit bulamı- yorlardı. O sırada imtihanı olmayan talihli bir genç adam, biraz da merak- lanarak, zenci gençlerin yanına yak- laştı ve bir gazete istedi. Zenci genç- ler gazeteyi uzattıktan sonra, genç a- damdan niye bu gazeteyle ilgilendi- ğini, gazeteyi bundan önce de izle- yip izlemediğini sordular. (Delikanlı bu sorulan baştan savma cevaplarla DÜNYADA OLUP BİTENLER savuşturamıyacağını Oo anlamış olacak ki: "— Gazetenin ismini gördükten sonra merak ettim" dedi. "Ben de müslümanım da. Bu sözleri duyan zenci gençler: "— İmkânsız" diye itiraz ettiler. "Siz müslüman olamazsınız! Olsa ol- sa, kendinizi müslüman zannedersiniz. Çünkü islâmlık, derisi siyah olanla- rın dinidir. Bizim Allahımız siyahtır ve beyaz insanları islâm olarak kabul etmez." Bunu yan genç adam, hayretini gizliyemedi ve: "— Nasıl olur?" dedi. "Kuranda Allah, insanlar arasında hiçbir ayırım yapmamıştır. Müslümanlığı benimse- yip, Kuranın gösterdiği yolda Tanrıya ibadet eden herkes müslüman sayılır. Kullar arasında böyle bir ayırım yap- mak kimin hakkı?" Zenci gençler, bunun üzerine, me- raklı delikanlıya islâm dininin kuru- luşundan buyana büyük tahriflere uğ- radığından, beyazlar tarafından ken- di işlerine geldiği şekilde yorumlan- dığından söz açarak, şimdi siyah is- lamların lider olarak, tanıdıkları ,Eli- jah Muhammedin islâmlığa yeni bazı kurallar (o getirdiğinden Oo bahsettiler. Kendine üs olarak Chicago'yu seçmiş olan Elijah Muhammed islâmlığın yal- nız siyah derililerin dini olduğunu ile- ri sürmekte bütün siyahlara, A- merikada insan gibi bir hayata ka- imiz istiyorlarsa, islâmlığın bayrağı altında birleşip. disiplinli bir kütle ol- maları i, oamerikanlardan rını ve Birleşik Devletlerden ayrı bir islâm devleti kurmaya çalışmalarını öğütlemektedir. Bir AKİS yazan, New- York'ta bir siyah islâm tapınağı gör- mek fırsatını buldu. Bu tapınak, İslâm- lıkta şimdiye kadar alışılagelen ca- milerden #/çok, bir idman salonuna benziyordu. Siyah müslümanlar bu- raya gelip liderlerinin o yaptığı ırkçı konuşmaları dinlemekte, ondan sonra da kendilerini savunma yollarını öğ- renmek için beden eğitimli hocalarının nezareti altında çalışmaktadırlar. Za- ten siyah islamların yaptıktan iba- detin de bildiğimiz namaz ile uzak- tan yakından bir ilgisi yoktur. Elijan Muhammedin koyduğu kurallara uy- gun olarak, siyah islâmlar biri sabah kalkınca, ikincisi kahvaltılarının ba- şında, üçüncüsü öğle, dördüncüsü ak- şam yemeklerinde, beşincisi de gece yatarken olmak üzere günde beş kere ellerini havaya açarak Allaha dua et- mekle (o yetinmektedirler. (o Siyah is- lâmlık, kendini benimseyenlerden, li- AKİS/23