Partisinde -Kuzu Partisi diye bilinen bu parti D.P. den de önce kurulmuş- tur- birinci planda yer aldı. Zaten ek- santrik milyoneri politikaya itenler- den biri de Ardıçoğludur. Fakat çok geçmeden Ardıçoğlu bu işte ciddiyet olmadığını ve Nuri Demirağla bera- ber yürünemeyeceğini farketti. Bu arada Ankarada D.P. kurulmuş ve bir de gazeteye sahip olmuştu: Kud- ret. Ardıçoğlu, bir arkadaşının tav- siyesiyle oraya Yazı İşleri Müdürü ol- du. Bir süre sonra Demokrat Parti saflarında bir takım anlaşmazlıklar başgösterdi ve bir kısım (partililer Mareşal Fevzi Çakmağın etrafında, toplandılar. Anlaşmazlıkta Ardıçoğ- yil Ardıçoğlu ile gazetenin sahibi A- li Rıza Başkan anlaşarak açıktan a- çığa Mareşal Çakmağım tarafını tut- mağa ve başyazıları Nureddin Ardı- çoğlunun yazmasına -o zamana ka- dar başyazılar münavebe ile Hik- met Bayur ve Fuat Köprülü tarafın- dan yassılmaktaydı- karar verdiler. Aynı yıl Ardıçoğlu Demokrat Parti- den ayrılarak Millet Partisi kurucu- larına iltihak etti ve partinin Genel İdare ii üyeliğine seçildi. Cefa dev Nüreddin Ardıçoğlunun başyazarlı- gı- 1951 yılında gazetenin kapan- masına kadar devam etti. Bu tarih- ten sonra tekrar hukukçuluğa merak sararak avukatlık stajım tamamla- dı ve altı ay kadar avukatlık yaptı. Ancak bu yeni meslek, gazeteciliğin ve politikanın hareketli hayatına a- lışmış olan Ardıçoğluna pek cazip gelmedi, 1952 yılında, gene Millet Partisinin organı olan Millet gazete- sini çıkarmağa başladı. Son derece- sert makalelerle Demokrat yıpratmağa çalışıyordu. "Millet Partiliye açık mektup" baş- lıklı makalesinden dolayı 1953 yılın- da 8 ay hapis ve 6 ay sürgün cezası- na mahküm oldu. Avukatlık hakkı fi- linden alındı. Ancak bu, Ardıçoğlu- nun politika hayatında karşılaştığı güçlüklerin sonuncusunu teşkil etme- di Kısa bir süre sonra Millet Parti- Tröst ! Basının geçim kaynaklarının yorma mesi için ne »aman hareler ilmek istense, geçimlerini menfaat erbabı anorm, ayna lardan sağlayan kendileri bu kaç büyült gazete istikamet verecektir ve memleket kendi parlak fikir terimi Mesele, anlayışı vardır. aktan, bunlardan faydalanmaktan mahrum kalacaktır. bir temel görüş meselesidir. Dünyada iki Basın Hürriyeti Batıda Basın Hürriyeti, sin gazete çıkararak fikirlerini »avunması, elinde imkân bulunan herke- ormal o kaynaklarla ne kadar yaşatabilirse o kadar yaşâtmasıdır. Kanunların yasak ettiği, yerli ve yabancı gayrimeşru kaynakların kullanılmasıdır. una karşı, komünist ve totaliter sistem ayrı bir görüş savunmak- ba tadır. Basın, bugün bir büyük endüstridir. Bu kımdan ancak büyük sermaye, fiilen gazete çıkarmak imkânına sahiptir. Böyle olunca, umu- mi efkâr büyük Jaati o gözetilecektir. Bu itirazda hiç sokmak demektir. Amerikada İngiltererle ozaman kapalı o tesirleri incelemektedir. doğru taraf bulunmadığını söylemek, sermayenin tesiri altında kalmaktadır. Halbuki her şey gibi gazete de devletin olursa devletin görüşü hâkim olacak, onun men- başı kuma bile tröst aleyhtarı kanunlar vardır ve zaman bir Kraliyee Komisyonu Basın üzerindeki Ancak, bir orta yol bulunmamış değildir. Bizim tutmamız gereken yol da budur. Bugün, devletin elinde üç büyük rotatif vardır. Bunların yanına, gerekirse dizgi ve tertip tesisleri de eklenebilir. Buralarda her isteyen, kanuni sorumluluğu mali sorumluluğu yüklenerek gazete- sini, fikriyatı ve temayülü, siyasi mizam ne olursa olsun basabilmelidir. r da her gazetenin göreceği kolaylıkları elbette göreceklerdir. zaman, hiç kimsenin sesi kısılmış olmayacaktır. Ama, Allah rızası için bir mâna taşıyan, mayan gazetenin sahibinden cebime bu devlet her ay satan e kalmalı, sat- - 60 bin lira pa- ra koymak acaipliğinâden mutlaka vazgeçmelidir. YURTTA OLUP BİTENLER sinin kapatılması dâvasında Hükü- mete hakaret suçundan, bu sefer de 9 ay hapse mahküm oldu. Bu arada Millet Partisi de, Millet gazetesi de kapatılmıştı. Ardıçoğlu 1054 seçim- lerine tekaddüm eden günlerde tahli- ye edildikten sonra Millet gazetesini tekrar çıkarmağa başladı ve bu ga- zetedeki bir yazısından dolayı bir ke- re daha hapse gönderildi..."Amerikı- lı Dostlarımız" adlı makalesiyle 7 ay hapis ve 6 ay sürgüne mahküm oldu. Bundan sonra Ardıçoğlu gazeteciliği bırakarak serbest çalışmağa başla- dı. Partinin -C.K.M.P.- Genel İdare Kurulundaki görevine devam etti. 27 rev aldı. 1961 seçimlerinde Elâzığ- dan Milletvekili oldu. Ardıçoğlu her ila Mecliste- ve A- nayasa Komisyonunda itidalli, basi- retli, mantıki ve anlayışlı -yani, o za- manki lideri Bölükbaşının tam ak- si- bir siyaset adamı intiba bırak- tı. Geçirdiği maceralar kendisine çora tecrübe kazandırmış, çektiği cefalat genç (o politikacıyı (o olgunlaştırmıştı. Bölükbaşı partiyi terkettiğinde, tabii yona girmesi lehinde (o savaşanların başında yer aldı. Koalisyon gerçek leştiğinde adı gene Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığı için geçti, fakat Grupta bir sürpriz aday, Celâl Tev- fik Karasapan kendisinden daha faz- la oy aldı. Bu, Basın-Yayın ve Ta rizm sahası için, tamamile boşa geç- miş altı ay demektir. Ardıçoğlu, par- tisi içinde Koalisyonu, ciddiyetle n, yunmaya devam etti. Bir yeni Bası Yayın ve Turizm Bakanı arandığı: da, hem kendi partisinin lideri Din- çer, hem de Başbakan İnönü gözler ni ona diktiler. Ardıçoğlu görevi kabul etti. Bir dokun, bin ah dinle A 'dıçoğlu bakanlığı kelimenin tam anlamayla mefluç bir halde bulan Turizm meselesi kendi haline terk e e teşkilât arap saçına dönmüş- ü. İse adam değil, adama iş sloganı tayinlerde tek prensip olarak kabul edilmiş, ataşelik kadroları ikinci haf- ta -Bakanlığın ana kademesini teş- kileden yöneticilerin odaları bu kat- tabulunmaktadır yakınlıklarından başka hiç bir özellikleri olmayan kabi- liyetsiz ellere teslim edilmişti. Yıl- dan beri üzerinde uğraşılan Teşkilat Kanununun bir türlü Parlâmento çıkarılamamış olması sebebiyle kali- fiye personel sıkıntısı hergeçen gün biraz daha artmıştı. AKİS/9