YURTTA OLUP BİTENLER Nüreddin Ardıçoğlu 1 mama Yeni ses, yeni nefes Anlaşılıyor ki her musibetin bir de hayırlı tarafı bulunduğu yolunda- ki söz, bir boş söz değildir. Basın Büyük temizlik (Kapaktaki o Bakan) B' haftanın başlarında bir (o gün. Başbakan İsmet İnönü Basın Yayın ve Turizm Bahanı Nureddin Ardıçoğluna bir sarı zarf uzattı. Zarfın üstü İsviçre pullarıyla e du ve üzerindeki adres o"Ekselan İsmet İnönü - Türkiye Başbakanı - Ankara" idi. Zarfın içinde, Zürihte- ki . Milletlerarası Basın Enstitüsü ta- rafından Nisan ayında memlekeri- mijşe gönderilmiş olan iki mütehas- sısın Türk- Basını hakkındaki rapo- ru vardı. Rapor, 13 daktilo sayfası tutuyordu. o Fransızca olarak kale- me alınmıştı. Dr. Oscar Pollak ve Prof. Olivier. Reyerdin tetkiklerini, yardıkları neticeleri ve tavsiyeleri- ni Türkiye Başbakanına bildiriyor- lardı. Rapor Başbakana, ayrı bir mektupla Enstitünün Başkanı tara- fından takdim, edilmekteydi. Başkan, Basın konusunda yeni bir düzen kar- mak isteyen bir hükümetin Enstitü- ye başvurmuş olmasını çok memnu- verici buluyor ve Türkiyenin demokratik o sistemi Oo yerleştirmek boyutunda ne kadar samimi oldu- AKİS/8 gunun böylece bir defa daha ortaya çıktığını belirtiyordu. İki mütehas- sıs da, Türkiyede herkesten gördük- leri kolaylığı raporlarında anlatmak- taydılar nÖNÜ, Basın-Yayın ve Turizm Bakanına e. üzerine derhal eğilmesini ve en a bir zamanda bir neticeye anlam, söyledi. Ge- tirilecek düzende iki tarafsız müte- hassısın görüşleri esas otutulacaktı. Böylece, hiç bir politik maksat veya hedef güdülmeksisin bir büyük şikâ- yet konusu olan "Basın Meselesi" e- saslı olarak halledilecekti. Nureddin Ardıçoğlu raporun derhal tercüme et- tirileceğini ve gereğinin yapılacağını bildirdi Raporu okuyan herkes Milletler- arası Basın Enstitüsünün seçtiği mü- tehassısların ne kadar ciddi bir tet- kik yapmış olmaları ve dâvayı he ka- dar iyi anlamış bulunmaları, ne -sa- betli görüşlere varıp ne mantıki ve tarafsız tavsiyeler söylemeleri kar- er e duydu. Başbakan İsmet : "— Besi, Batı edi dernekten kendini alam Nureddin Ardıçoğlu bakanlığına döndü ve gerekli emirleri verdi. Bası- nın yeni düzeni önce Bakanlar Kuru- lunda, sonra Mecliste görüşülecek ve gerekli kanunlarla gerekli nizamna- eler ami yürürlüğe konula- caktır bu işte!" Böyle bir devrede Bakanlık san- dalyesini bir Nureddin Ardıçoğlunun işgal etmekte oluşu gerçekten talih- lilik olmuştur. Bir başlangıcın hikâyesi Novreddin Ardıçoğlunun siyaset ha- yatında bir ciddi kıymet olarak göre çarpması, Temsilciler Meclisi çalışmaları sırasında oldu, Genç po- litikacı ilk defa bir teşrii meclise gi- riyordu. Bazı politikacıları teşrii ha- yat yer. Basılarını ise parlak hale ge- tirir. Ardıçoğlu ikinci kategoriye da- hil oldu. Temsilciler Meclisinin açılı- şı sırasında, bugünkü Basın-Yayın ve ve takdir duyuyorlardı. Bugünkü Mec- liste de Ardıçoğlu bunları devam et- tirdi. Nureddin Ardıçoğlu in yılında Elâzığda doğdu. 1936 yılında Gazi Terbiye Enstitüsü Tarih Bölümünden mezun oldu. 1940 yılına kadar çeşitli okullarda tarih öğretmenliği yaptı. Bu arada basa dergi ve gazetelerde tari- hi konularla ilgili yazıları çıkıyordu, Bir süre, o zamanlar Hıfzı Oğuz Be- katanın çıkarmakta olduğu Çığır der- gisinde yazdı. Daha sonra İzmirde in- tişar etmekte olan Anadolu gazetesi- ne geçerek burada tercümeler yaptı, tarihi makaleler kaleme aldı. Ancak bu süre zarfında gazeteciliği hiç bir zaman bir meslek olarak benimseme- di. Ardıçoğlunun asıl merakı tarihti. Bol bol okumak, incelemelerde bulun- mak en büyük zevkini teşkil ediyor, Avrupaya giderek Arkeoloji tahsil et- mek istiyordu. Bu arada birkaç ki- tap neşretti. Bunlardan bilhassa "Or- ta zamanlarda Ankara" ve yedek su- bayken Hatay dâvasını savunmak ü- zere yazmış olduğu "Antakya ve İs- kenderun Civarındaki Türk Tarihinin Esasları" adlı eserleri tutuldu. 1940 yılı, Ardıçoğlunun hayatın- da bir dönüm noktası teşkil etti. O yıl İstanbula gelerek Cumhuriyet Ga- zetesinde yazı işleri müdür yardım- cısı. olarak gazeteciliğe başladı.: Bu arada, bir yandan da İstanbul Hukuk Fakültesine devam ediyordu. o Ardı- çoğlu, Fakülteyi bitirdiği 1946 yılına kadar İstanbulda kaldı. Türkiyenin tek partili hayattan çok partili hayata geçmesi bu sırada vuku buldu. Nureddin Ardıcoğlu po- litikaya karşı alâkasının Tarihe ı da, Basma karsı da alâkasından ila olduğunu görmekte gecikmesi İşe herkesten önce başladı. Unutul- maz Nuri Demirağın Milli Kalkınma