Gerçekçi eğitim ihtiyacı irkaç gün evvel, iş arayan bir genç kıza tesadüf ettim. Beraber bulunan annesi de, genç kıs da ayda 300 lira ile yetineceklerini fakat muhakkak surette memuriyet aradıklarını söylüyorlardı. Genç kızın elinde Kız Sanat Enstitüsü diploması vardı. Anadolunun bir büyük şeh- rinde pek iyi, derece ile Enstitüyü bitirmiş, bundan sonra memur olan babası Ankaraya tayin olunca, o da dev- let babanın nimetlerinden faydalanmayı aklına koymuş- tu. Genç kıza, uzak tefek dikiş dikerek ve kendi ihtisa- sı dahilinde kalarak çok daha fazla nara kazanabilece- gi ve mesleğini de bu sayede ilerletebileceği söylendi ama genç. kız bu çalışmayı çok yorucu buluyor, memu- riyet diyor da başka şey demiyordu. Birçok müessese - lerde, hatta bazı devlet dairelerinde çene çalarak, kah- ve falı açıp yün işi yaparak tatil saatini bekleyen me- murları gördükçe birçok kimsenin kolay para kazan- mak hevesine kapılmasını da tabii karşılamak gere- kir. Bu bir öğretim ve eğitim sistemi sonucu olarak, yer leşmiş olan bir zihniyettir. Ayın zihniyete Ankara ci- varında bir köyde de tesadüf etmiştim. Bakımsız, toprağı işlenmemiş, fakir bir köyde, çocuklarını şehir okullarında okutmakla övünen ve onlara "Bizim gibi olmıyacaksınız, devlet kapısında memur olacaksınız" diyen babaları kulaklarımla işittim. Çocuğun birisi, Ankarada devam ettiği orta okulda iki yıl üstüste sınıfta kalmıştı. Babası hâlâ "Hesabı da sökeceksin, orta okulu bitirip adam, olacaksın" diye tut turuyordu. Köy sebzesini ve gıda ihtiyaçlarını kapı- dan geçen kamyonlardan temin etmeye çalışıyordu. Türkiye Öğretmenler Derneği (oOMili Federasyonu tarafından büyük eğitimci İsmail Hakkı Tonguçun ölümünün üçüncü yıldönümü münasebetiyle tertiplen- miş olan tören, bütün gözlemin eğitim davamıza çevril- diği bugünlerde özel bir mâna taşımaktadır ve birçok sorunlarımıza ışık tutacak güçtedir, sanıyorum. Bize lüzumlu olan eğitim ve öğretim sistemi, İsma- il Hakkı Tonguçun teklif ettiği gerçekçi, araştırıcı ve yapıcı yepyeni bir sistemdir. Bu sistem yalnızca kitap, yalnızca nazariyat yerine aynı zamanda iş eğitimi ve uygulama, araştırına, bulma metodlarına dayanmakta- dır. Öğrenci yalnız okuyup yazmakla, hesapla ve ezber- cilikle yetinmiyecek, okuduklarını imkânları içinde uygulayıp, bunlardan faydalanmayı, düşünmeyi, bul- mayı, yaratmayı, önündeki uçsuz bucaksız hazineyi, kendi gücünü ve tabiat kaynaklarını kullanmasını öğ- renecektir. Bu sistemde çocuğa verilmez, çocuk alır. Bu sistemde severek öğrenme, zorlamanın oyapamadığını kolayca başarır. İmtihan tehdidi, ceza tehdidi, korku ve nefret yerme öğrenciye öğrenme, yaratma, faydalı olma sevgisi aşılanır. ugün az gelişmiş memleketlere yardım eden bü- tün müesseseler, bu memleketlerin yalnızca "kendi ken- dilerine yardım edebilecekleri prensibinde" anlaşmış bulunuyorlar. Geri kalmış memleketlerin büyük dâvası insan gücü ile kaynaklarını yeteri kadar kullanamama- larıdır. Bundan böyle müesseseler, yardımlarını bu yön- de harcamaya doğru gitmektedirler ve eğitim ve Ö tim "yatırımı bu bakımdan, en ön plâna gılıyemmişür. Hürriyet ve demokrasi içinde kalkınma azmindeki mem- leketimizde "eğitim ye öğretimce bu yönden yepyeni bir veçhe kazandırmak zorundayız. Çocuklarını okutmak istiyen köylüyü kınamıyaca- ğız tabii fakat çocuklarımızı hâlâ kalem efendisi, halâ hazır yiyici, hâlâ kolay yaşama yoluna iten eğitim ve öğretim sistemimizi elbette kınayacağız. Bizim Köy Enstitüleri dâvamız da budur. Köyde ve şehirde aynı gerçekçi öğretim: ve eğitime yer veren müesseselerin kurulmasını geciktirmemeliyiz. Karakuşunlar köyün- den Mehmet ağanın oğlu, o zaman, muhakkak surette hesabı sökmeye itilmiyecek, bunun yanında lüzumlu birçok bilgiler edinecek, köyünden çıkmadan da adam olabilecektir ve tabii köyünü de adam edecektir. yıl boyunca tertiplemiş olduğu fay- dalı halk konferansları ve seminer- lerle, kültürel çalışmaları ile tanın- mış olan Üniversiteli Kadınlar Der- neği Ankara şubesidir. Ankara Palasın bahçesinde yapı- lan kapanış toplantısında üyeler bir- çok meseleler arasında, derneğin ge- lecek faaliyet yılı toplantısını da ge- nel hatları ile çizdiler. İkinci Başkan Doç. Abadan bu konu üzerinde, özellikle, dıuruyordu. o Üniversiteli (o Kadınlar Derneği Ankara şubesi Başkanı De- mokrat Parti devrinin partizan ida- resine karşı kuvvetle direnmiş olma- nın şerefini taşıyan Melâhat - dır. Dr. Nermin Kapanış yemeğinde ilgiyi üzerin- de toplıyan bir davetli Nesirn, Beşir i- di. Pakistanlı olan Nesim Beşir Cen- todan burs almıştır. Memleketimizde AKİS/32 siyasi ilimler tahsili (o yapmaktadır. Gene ilgi ve aynı zamanda takdir bakışlarını üzerinde (o toplıyan o bir başka üye de Solmaz İzdemir oldu. Solmazı İzdemir Orta Doğu Teknik Üniversitesi kütüphanecilerindendir. Kendisi Üniversiteli Kadınlar Derne- gi Ankara şubesinin dış memleket- ler bursunu kazanmıştır ve ihtisası- nı ilerletmek üzere bir yıl için Ame- rikaya gidecektir. Üniversiteli (o Ka- dınlar Derneği Ankara şubesi, dış memleketler bursunu Amerikan Üni- versiteli Kadınlar Derneği ile kur- duğu işbirliği ile sağlamaktadır. Bun- dan evvel Hukuk Fakültesinden iki asistan ve bir eğitimci üye de ihti- saslarını ilerletmek üzere bu burs- tan faydalanmışlardır Bundan başka, Üniversiteli Kadın- lar Derneğinin bir de "iç bursları vardır. Burs komitesi tarafından se- çilen yedi üniversiteli kız öğrenci ha- n Türk Edebiyatı, Coğrafya, Fen ve Sosyal Hizmetler bölümlerine de- vam etmektedirler. Öğrencilere ayda 250 liralık burs verilmektedir. Mesleki yönetim Üniversiteli Kadınlar Derneğinin bir teşebbüsü geçen yıl, büyük ilgi' toplamış ve çok faydalı olmuştur. Ferihan Gürsoyun tertiple- diği program çerçevesinde Ankara- da bulunan son sınıf liseli kızlarımı- za mevcut yüksek tahsil oimkânları ve çeşitli meslekler hakkında geniş kadrolu bir heyet yardımı ile ilah- larda bulunulmuştur. Bu oturumlara Kız Lisesi ile Bahçelievlerdeki iki li- se öğrencileri katılmışlardır. . Derne- ğin bununla ilgili broşürleri de ay- rıca öğrencilere dağıtılmıştır. Bütün meslekleri tanımak ve bir mesleği bi-