.. A K | : ) Yıl: 10 29 Haziran 1963 Sayı: 470 Cilt: XXVII HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI YURTTA Millet Hayırlı musibet gimdi, milletçe daha iyi anlıyoruz ki > toplum hayattıda da, tıpkı deniz- lerde olduğu gibi, iki çeşit sükünat oluyor: Fırtınadan önceki ve fırtına- dan sonraki.. Bunlardan birincisi, bel- ki de asırlardır yabancımız değildir.. İkincisine ise, uzun süredir hasret bu- lunuyorduk. 20-21 Mayıstan bu yana, böyle bir sükunun memleketimize geldiğini hissetmemek kabil değildir. Bitirdiğimiz hafta içinde umumi ef kârı alâkadar eden ve gazetelerin başlıklarını teşkil eden hâdiselerin ne olduğuna şöyle bir bakmak bu inancı kuvvetlendirecektir. Nihayet normal memleket ve millet işleri, Hükümet çalışmalarındaki yeni değişiklik ta- savvurları. Konsorsiyum ve Müşterek Pazar -meseleleri, Eğitim ve Turizm konularındaki hazırlıklar ön geçmiştir. Bu, her şey bir kapalı rejimdeki plâna AKİS/6 Başbakan İsmet İnönü üç Başb OLUP BİTENLER mezarlık sessizliği içinde cereyan e- diyor ve edecektir mânasına alınma- malıdır. Sert tartışmalar, çekişme- ler, arada sırada kasalar, polemikleri muallâktaki Bakanlara karşı am- panyalar, partilerin içinde dalgalan- malar daimi surette olacaktır. Açık rejimin hususiyeti -ve bir bakıma zev- ki- budur. Hükümet her zaman ten- kit olunacaktır. Bir takım kimseler işler daha iyi yürüsün, bir başka ta- kım "Onlar kalksın, ben oturayım" diye mücadele edecektir. Bu istika- mette çok şey istismar da olunacak- tır. Ama demokratik sistem bu zahiri düzensizlik içinde bir düzendir.. Ka- palı rejimin ise, zahiri bir düzen için- de düzensizlikten başka şey olmadı- ğı artık herkes tarafından anlaşıl- mıştır. luma bu ferahlığı veren, biri intikam, biri cunta sevdalısı iki uçun ikisinin de ve birlikte bütün itibarla- rını, güçlerini tesirlerini kaybetmiş akan Yardım Yeni ufuklara gülümseyenler olmasıdır. Aslında bunların Siyama Kardeşler olduğu, bu mecmua ve da- ha bir çok başka kimseler tarafın- dan hep söylenmiştir. körükçüsü ve adeta meşru mazereti halinde kaldıkça toplum rahat etme- miş, devamlı bir heyecan ve endişe millete hâkim olmuştur. Sıkıntılı ge- çen kış, soğuklardan fazla bunun ese- ridir. Bitirdiğimiz (o hafta (Türkiyenin canlı ve hareketli bir Demokrasi mem leketi manzarası gösterdiği, bilhassa dışarda herkes tarafından kabul edi- len bir gerçek olarak ortaya çıkmış- tır. Gerçi, peşin hükümlerinden kur- tulamamış olanlar ve "Demokrasi, hiç bu türklere göre olur mu?" inan- cına saplanıp kalanlar arasında Şüp- helerini muhafaza edenler yok değil- dir. Ancak bunlar da, biz kendi yolu- muzu sükünet ve başarıyla aldıkça azalacak, o azalacak, acak ve pembe ufuklarda kaybolup gidecek-