Röportaj Türk müziğini tanıtma gezileri Bundan tam iki ay önce yaptığımız bir röportajla Cumhurbaşkan- lığı Senfoni Orkestrasının Avrupaya yapacağı programından ve yapılacağı bir di sanatçılar kervanı gezisini bitirerek müş, bu Bu münasebetle gezinin ilgi çekici Yönlerini belirten bir röportajı aşağıda Bir kervanın hikâyesi r Mayıs günü Batı Almanyanın ta- rihi olduğu kadar sanat ve ekono- mik hayat yönlerinden de önemli mer- kezlerinden birisi olan Stuttgart şeh- rinin son yıllarda tamamlanan 2300 kişilik modern konser salonunda bü- yük bir kalabalık sahnedeki şefle orkestrayı hararetle alkışlıyordu. Sa lonun en az dörtte üçü müziksever dinleyicilerle, dolmuştu. Alkış bir türlü dönmek bilmiyordu, merak e- dip saatlerine bakanlar bunun tanı 15 dakika sürdüğünü söylemektedir- ler. Sahnedeki sanatçılar -şef hariç!' tamamen türktü, konsere önce Al- manyanın sonra da Türkiyenin mil- li marşları çalınarak o başlanmıştı. Arkacından türklere büyük bir sem- pati beslemekle beraber şakacı o ta- biatı yüzünden "Saraydan kız ka- çırma" adlı operasında Boğaziçinde- ki oyalılarda geçen âlemlerini, çevrilen dolapları, hele harem dai- relerinde geçen karışık olayları a- laylı bir üslüpla zartın bu operasının uvertürü çalın- dı. Programda ikinci olarak dinleti- canlandıran Mo- bulacaksınız. len Ulvi Cemal Erkinin "Köçekçe Süitti" de salonda beklenmedik bir hava yarattı. Programın asıl ağırlı- ğını taşıyan Braihms'ın keman kon- çertosu ve özellikle ikinci bölümdeki Dvorjak'ın "Yeni Dünyadan" adlı senfonisi büyük bir ilgiyle ( izlendi. Hele solocu Ayla Erduran çok alkış- landı. İlk konser böylece başarı sağla- dıktan sonra sanatçıların duydukla- rı merakla karışık heyecan biraz ha- fifledi, İkinci konser Tübingen şeh- rinin üniversite salonunda o verildi, urada da İdil Biret aynı programda Brahms'ın İkinci Piyano konçerto- sunu çaldı. Konser o kadar beğenil- di ki dinleyicilerin büyük İsrarları karşısında orkestra ek bir parça çal- mak zorunda kaldı. Bunun ise kon- ser salonlarında pek âdet olmadığını ve ancak olağanüstü hâl'erde görül- düğünü bütün müvikseverler | bilir- ler. Oradan e Düsseldorfa (o geçildi; genç kemancımız Suna Kan çaldığı Beethoven konçertosuyla büyük bes tecinin ülkesinde onun, hatırasını bir türk sanatçısı o sıfatıyla yâd etti. konser gezisinin "tasarlanan Gi bahsetmiştik. Şim- unuyor. Bundan sonra sırayla Almanya- nın Bad Godesberg, Finlandiyanın başkenti Helsinki, İsveçin Stocholm ve Norveçin Oslo şehirlerinde (o kon- serler verildi. Helsinkideki o konser sırasında Türkiyede 20-21 Mayıs o- layları cereyan ediyor, televizyonla Ankaradaki sokak çarpışmalarına ait fotoğraflar gösteriliyordu. Kon- serden sonra bu fotoğrafları haSer- ler arasında gösteren spiker "şimdi de bu dost ve kardeş ülkenin sanat dünyasındaki oyerini göstereceğiz" diyerek veriden konserden üç daki- kalık bir bölümü televizyon seyirci- lerine seyrettirdi. İşin en çetin safhası, kuzeyde İs- kandinav Ülkelerindeki dinleyicilerin takdirlerini toplayabilmekti. Ger- çekten orkestranın hem üyeleri hem de yöneticileri işin bu tarafını odü- şününce heyecanlanıyorlardı. Çün- kü İskandinavyanın iklimi gibi, in- sanları ve dinleyicileri de işin görü- nen yönlerini değil, içyüzünü görme- ge alışkın, hissi yargılardan uzak, ahbaplık hele "kardeşlik" lerin etkisinde kalmaksızın verebilen insanlardır. İşte bu "güç Suna Kan Osloda konserden inmek (bilmeyen alkışlar sonra