4 Mayıs 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

4 Mayıs 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İşçileri Sendikası vardır ve kendi ça- pında bir takım olumlu çalışmalarla varlığını ortaya koyma yolundadır. Durmayacak olan bu yabancı film- rumluluk düşmektedir. Tabancılara karşı türk sinema işçilerinin hakları nasıl korunacaktır? Asıl problem bu- dur ve sendika harekete geçmek için uygun çözüm yollarını araştırıp bul- mak zorundadır. Başka ülkelerde mevzuat, yaban- cıların o ülkelerde film çevirmeleri konusunda çeşitli şartlar ileri osür- mektedir: Meselâ, belli bir oranda yerli işçi, oyuncu ve tekniker kullanma mecbu- riyeti gibi... Üstelik yapılacak öde- meler ve emek değerlendirilmesinde yabancı ülkenin asgari ücretleri esas tutulmakta ve birim olarak onlar kullanılmaktadır. Halbuki yurdumu- za bu mevsim ilk gelen ve, ilk çev- rime girişen ingiliz şirketi Eon Pro- duction İnc., işin başına getirilen türk prodüktörünün bilirkişiliğinde bu şartları Türkiyede uygulamaktan kaçınmıştır. Henüz bu çeşit bir zor- lamayı şart koşan mevzuatın olma- dığı göz önünde obulundurulmuş ve şirket kendi bildiğini okumaya ode- vam etmiştir. Yâni ne yerli işçi, ne oyuncu ve ne de tekniker kullanma lüzumunu duymuştur. Yalnız taşıyıcı ve yükleyici olarak türk işçisinden o da sendikalı olmayan işçilerden ya- rarlanmışlar ve kendi ölçülerine gö- re değil de, Türkiye ölçülerine göre ücret ödemişlerdir. İşçi ve figüras- yon gündeliği 80 lirayı geçmemekte- dir. Bu ise normal olarak Uç dolara gelmekte, filmi yapan yabancı şir- ketin o iş için kullandığı kendi işçi- sine ya bir, ya da iki saat için öde- diği ücrete tekabül etmektedir. Mevzuat ve Sendika Türkiye Sinema İşçileri (Sendikası, durumu yakından incelemek o ve tesbit etmek amacıyla bir müşahidi- ni çekim yerine göndermiştir. Fakat sonuca göre, bu müşahidin herhangi bir müdahalede bulunmasına imkân yoktur. Bunu zorlayacak, ya da ge- rekli baskıyı yapmasını o sağlayacak kanunun ne kendisi ve ne de madde- si mevcuttur. O yüzden de sendika, eli kolu bağlı bir halde, duruma sa- dece seyirci kalmaktadır. Böyle bir kanunun hazırlanması ve sendikalara yetki vermesi için ise yıllarca bekle- mek lâzımdır. Bir sinema piyasası için bir set iş- çisine 30 lira gündelik belki normal gelebilir, fakat bütünüyle dış paza- ra ve yabancılar tarafından hazırla- nan bir film için aynı ücreti ödemek doğrudan doğruya sömürme Ve sö- mürgecilikten başka bir şey değildir. Film: "La Verite-Hakikat" Rejisör: Henri * Georges Clouzot Senaryo: H. G. Clouzot-Vera Ctouaot, v.b. Fotoğraf Direktörü: Arman Thirard Oyuncuları: Brigitte Bardot, Sami Frey, Charles Vanel, Paul Meurisse Marie-Jose Nat, Jean-Louis Reynold, Jacgues Perrin, Claude Berri. Siyah-beyaz bir fransız-italyan ortak (Han-Ceiap) yapımı. Konu: Ortahalli bir ailenin iki kızı, Dominigue (B. Bardot) ile Annie (M.J. Not) taşradan Parise geliyorlar. Annie konservatuara keman öğ- rencisi olarak giriyor, düzenli, kurulu bir hayatı sürdürüyor. Örnek bir gençkız. Dominigue ise tam tersi bir oluş içinde. Bağsız, düzensiz, kendi başına buyruk. Gününü ve gecesini, kendisi gibi kopuk bir yaşamayı sür- düren gençler arasında geçiriyor. o Kızkardeşinin sevgilisi Gilbert'i (S. Frey) elinden alıyor, birlikte yaşıyorlar. Fakat bu yaşama bir çeşit ka- çış ve kovalayış içindedir. Sonunda Gilbert konservatuarı o bitiriyor ve orkestra şefi oluyor. Daminigue ile bütün bağlarını koparıyor. Bu defa kaçma erkeğe, kovalama da gençkadına düşmüştür. Giderek iş çığırın- dan çıkıyor, tutku en uç noktasına varıyor ve Dominigue, istemiyerek Gilbert'i tabancayla vurup öldürüyor, kendi de intihara kalkışıyor, fakat kurtarılıyor ve mahkeme önünde katil suçundan çıkarılıyor. Rejisör Clou- zot'nun filmi "La Verite-Hakikat" bu mahkeme süresi ile geçmişin yeni- den canlandırılışının ve gerçeğin araştırılmasıın hikâyesidir. Oynıyanlar: İki ayrı bölümün oyuncuları -mahkeme ile mahkeme dışın- dakiler- Clouzot'nun elinde ortak bir başarıya ulaşıyorlar. Mahkemenin Dominigue'i ile, bunalmış, isyancı genç kuşağın örnek kişisi Dominigue'in Brigitte Bardot'su soyunup dökünen dişilik teşhirinin yanı sıra, bugüne kadarki rollerinin en iyisinde. Rolüne karşı nankörlük de etmiyor. Clouzot, Bardot'yu ve canlandırdığı kişisini iki türlü yorumlamış: Bardot ile Do- minigue birleşik bir kişilikteler. Yâni Clouzot, star sisteminin bu en par- lak yıldızını zorlama bir Dominigue yaratmaya götürmek yerine, Bardot'- nun gerçek kişiliğinden de yararlanmış. Mahkeme bölümlerinin dışındaki- ler ise, çokluk Bardot'nun kişiliğine bağlı oyuncular. Bardot'ya ve Bardot kişiliğine uymak zorundalar. Mahkemenin iki kutbunda Paul Meurisse ve Charles Vanel hem kişiliklerde ve hem de oyunculukta karşılıklı çekişi- yorlar. Beğendiğimi Clouzot, bugün fransız sinemasını ellerinde tutan Yeni Dalga sinemacılarından önceki kuşağa ait bir rejisör. Çokluk "suspence" filmlerinde başarıya varmış. Hükâyelerindeki gerçekliği de bu yüzden her zaman tartışma götürebilir. "La Verite-Hakikat", yeni kuşağın heyeca- nına karşılık daha tecrübeli ve daha soğukkanlı bir gözlemcilikle, buna- lan gençlik üzerine eğiliyor. Clouzot'nun tutumu ve gözlemciliği tarafçı değil. Baştan sona kadar teşhir ile yetiniyor, "ders"i ve "sonuç"u seyirci- sine bırakıyor. Bu arada, üzerinde asıl önemle durduğu husus, adalet me- kanizmasının yargılamada gerçeği ne derece ve ne şekilde gördüğü ve yorumladığıdır. Bunu yaparken de Cayatte gibi kestirme bir yoldan gi- dip vurucu olmuyor. onuç: "La Verite-Hakikat", Bardot severlerle Clouzot severleri birleş- tiren bir film. Üstelik usta yapısı da... Beğeneceksiniz. AKIS/31

Bu sayıdan diğer sayfalar: