Kaldı ki beş yıl bu işe başlamak için ilk tarih değil şehirlerin ekmek davâsını tamamen halletmeleri için son tarihtir. Yoksa, o ikibuçuk - İç sene sonra şehirlerde ekmek dâvası yarı yarıya halledilmiş duruma ge- lebilecektir, Fırıncılar kızmasın: sasen Belediye, topladığı paralar- la inşa edeceği fabrikaları hisse senedi. karşılığında özel sektöre sa- tacağı için, eldeki para daima dev- redecek, hattâ bir müddet sonra ek- mek fabrikası yerine, toplanan para- larla başka işler de -meselâ okul ve- saire gibi- yapmak imkân dahiline girecektir. Bu işin yürüyebilmesi için evve- lâ gözönünde tutulması gereken hu- susun fırıncıları memnun etmek ol- duğunu kat'iyen akıldan çıkarmamak lâzımdır Zira, ekmek fabrikası işi- ne evvelâ fırıncılar çelme takacaklar şimdiye kadar hep böyle olmuştur- ve bunda muvaffak da olacaklardır. Binaenaleyh, fırıncıların menfaatle- masına imkân vermelidir. Şimdiki fi- rınların, bulunduğu yerlerin oOekmek satış mahalleri olarak kullanılacağı önceden tespit edilmeli ve bu. suret- le, fırıncıların işsiz kalmayacakları garantiye alınmalıdır. Fırıncılardan bazılarının çalışan- ları yerleri kira ile tuttuklarını ileri sürecekleri de gözönüne alınmalıdır. Bu durumdakiler için, kurulacak a- nonim şirket, ekmek tevzi mahalleri kuracağını ve o civardaki fırıncıya hakkı müktesep tanıyacağını evvel- den söylemelidir. Ekmek tevzi mahallerinde, başka gıda maddeleri de satılabileceği "için, fırıncılar halen kazandıkları; parayı sağlayabilecek duruma gelebilecek- lerdir. İlk anda fırıncılara bu suret- le daha fazla para kazanabilecekleri akla gelebilecektir. Ama unutmamak lâzımdır ki, fırıncılar bugün çeşitli meşru veya gayrimeşru yollarla çık daha yüksek kârlar sağlıyabilmek- tedirler. Diğer gıda maddeleri satışı fakat ayni şekilde modern ve temiz olarak- fırıncıların kârlarını ancak e çeriyeye getirebilecektir. şehri için arsa ve bina il öm 40-50 fırın 15-16 milyon liraya çıkacaktır. Bu fırınların ma- kineleri 1 milyon dolar civarındadır ki; gümrük vesairesiyle 15-16 milyon da o tutmaktadır. 4 milyon liraya da 100 kamyon satın alınacak olursa, 35 milyon liranın hesabı kendiliğinden meydana çıkar. Makinelerin nereden ithal edile- ceğine gelince, anlaşmalı memleket- lerden bunların temini kaabil olabile- İdare-i Maslahat Fasih İNAL rtada sene bir kararname dâvası var: Gümrüklerdeki malların satış suretiyle tasfiyesinin bir yıl süre ile durdurulduğuna dair 6/378 sayılı ve 28 Nisan 1963 tarihli kararname... "Sanayi Bakanlığının yazısı üzerine > çikarilan Bakanlar Kurulu karart ile ithal müsadesi olmadan veya ithal müsaadelerinde yazılı olanlar dı- ümrüğe getirilmiş malların gümrüklerce satış suretiyle (tasfiyesi Bu karar, yâni, tasfiye suretiyle satışın bir yıl geriye bırakılması çeşitli sebeplere dayanmaktaydı. Bir kere. bir takım ithalâtçılar ithal listelerinde bulunmayan malları (o getirtmekteler, güm- rüklerde muayyen bir süre bekledikten sonra açık arttırma ile satılan mallarını gene kendileri satın alarak piyasaya çıkarmaktaydılar. Alınan karar evvelâ bu gayrimeşru yolu önlemek gayesini gütmekteydi. İkinci sebebe gelince... Listelerde bulunmayan mallardan birçoğu mem- lekette imal edilenlerdir. Bunların ne şekilde olursa olsun satışa çıkarılma- sı yerli sanayii sarsmaktaydı. 6/878 sayılı karar bunun da önüne geçmiş- tir. Üçüncü sebep ise, sanayiciler tarafından getirilmiş, fakat çeşitli ihti- lâflar yüzünden çekilememiş malların satışı halinde memleket sanayiinin müşkül duruma düşmesini önlemekt Bellibaşlı sebepleri bunlar olan 6/318 sayılı karar, 28 Nisan 1963'te so- na ermiş bulunmaktadır. Yâni, gümrüklerdeki malların satışına tekrar başlanabilecektir. Şimdi, biliyoruz, "Sen merak etme, biz idare ederiz" denilecektir. İdare ederiz, idare ederiz... Peki ama, biz bu idare-i maslahatçılıktan hiç kurtulamıyacak mıyız yâni? Bir işin yapılmasına ldareten karar verilmesinin imkânsız olduğu kadar, yapılmamasına karar verilmesinin de kaabil olmadığı bir hukuk devleti haline ne zaman gelebileceğiz? Tabiatıyla, her idarenin bir mucip sebebi vardır. Bununki de, gümrük- lerdeki malların bir defaya mahsus olmak şartıyla ithaline nasılsa izin verileceğidir, herhalde.. h, nasılsa böyle bii izin çıkacak, öyle ise bir müddet için durdururuz" denilmiştir muhakka Halbuki, gümrüklerdeki malların topyekün ithali konusunda ithalât- çılar arasında, 5 Mayısa kadar cevap vermeleri şartıyla bir anket açıl- mıştır. Bu anketin cevaplan on gün içinde tasnif edilecek, 15 Mayıs sıra- larında da müsteşarlar seviyesinde bir toplantı yapılarak, genel ithal ka- rarının prensipleri tespit edilecektir. İşin her Bakanlık tarafından ayrı ayrı incelenmesi, belki de özel sek- törün, yâni Odalar Birliğinin fikrinin alınması, Bakanlar Kurulundan ka- rarname çıkması, bu kararın Resmi Gazetede ilânı -Bu, kilit hikâyesi ol- madığı için, Resmi Gazetede herhalde ilân edilir artık!- en azından 1 Hazi- ran - 15 Haziranlık bir meseledir. Bu bir buçuk aylık devre zarfında, kanunun âmir hükmü bir idari ka- rarla durdurulacaktır. Peki ama, ne hakla Bir işin tatbik edilmesi -veya edilmemesi- haddizatında çok faydalı ola- bilir. Ama bu faydayı sağlayabilmek için bir takım formaliteler vardır ki, onları ihmal etmeye imkân yoktur. "Canım, formaliteleri de biraz ih- mal ediversek ne olur sanki?" denilecektir. Hiiç... Hiç bir şey olmaz tabii... Sadece etrafa, muzu İddia ve ispatta oldukça müşkülâta uğrarız. Yok. "Kim takar hukuk devletini, dumanı m çıksın da.. cesi hakimse, ona da bir diyeceğimiz yok tabii.. gümrüklerdeki satışları hukuk devleti olduğu- " düşün- cektir. Meselâ, önümüzdeki gün- Herhalde ekmek fabrikası işi bir lerde ilânı beklenen İsrael Ti- an önce halledilmelidir artık.. İnsan- caret anlaşmasıyla bu meselenin ların ekmek yerine pasta yemeleri kolayca halli kaabildir. Zira İsrael, (tavsiyesi yüzlerce yıl önce yapılmış, fırın makineleri sanayiinde çok ileri bir durumdadır. Bu surette 1 milyon dolarlık dövizin o sarfına lüzum da kalmıyacaktır. fakat bunun hiç de tatbik "kabiliyeti olmadığı anlaşılmıştır! kmek meselesi en az televizyon kadar önemli bir dâvadır! AKİS/21