ri bakımından faydaları sayılamaya- cak kadar çok olacaktır. Başka ülke- lerde düzenlenen festivaller o gibi, "İstanbul Film Festivali"de ( herşey- den önce yurdumuza olan ilgiyi art- tıracak, turist çekecek, -tabii bu, za- manla olacak iştir- ve beceriksiz ta- nıtıcılarımızın elinde bir türlü tanı- namayan ülkemizi biraz olsun tanıt- mamıza yarayacaktır. İşin bir başka cephesi, filmciliği- mizle yakından ilgilidir. Bilindiği gi- bi, bütün film festivalleri prodüktör- ler tarafından bir sinema alışverişi için kurulmuş bir çeşit pazar niteli- gi taşımaktadır. Prodüktörler festi- vallerde bir araya gelmekte ve kendi- leri için yabancı olan ülkelerin sinema çılarıyla yakından tanışmaktadırlar. Türk sineması bugün için bütün gü- cünü kendi iç pazarına teksif etmiş, bu yüzden de pazar tıkanmış durum- dadır. Bu tıkanıklığın önüne ise an- cak dış pazarlara çıkmak ve açıl- makla, o pazarlarda alıcı ve seyirci bulmakla geçmek mümkün olacak- tır. Türk film yapıcıları, dış pazar olarak ancak Kıbrısı, biraz da Yuna- nistan, İsrael ve Pakistanı biliyor- lar. Bu sayılanların dışında türk filmlerinin alıcıları yoktur. Yapıla- cak yeni bir komşu ülkeler festivali böylelikle prodüktörleri ve dağıtım- cüarı bir araya getirecek ve filmle- rimiz büyük bir ihtimalle bu arada alıcı bulabilecektir. " Bir başka özellik de, bu yeni alış- verişin ve festivalin kendi film yapı- cılarımızın hiç değilse yılda beşon filmi daha iyi, daha titizce hazırlan- mış olarak gün ışığına çıkarmaları- nı sağlıyacağıdır. Birinci ve ikinci festivallerin senaryocu, yapımcı, re- jisör, fotoğraf direktörü ve oyuncu- larımızı bu titizliğe âdeta zorla itti- ği görülmüştür. Federasyon bu konuda Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti, Türkiye Si- nema İşçileri (Sendikası ve İstan- bul Belediyesi ile işbirliğine gidecek Ve başarı yolunda ortak bir çalışma sarfedecektir. Her üç kurulusun da bu konuda Federasyona yardımcı o- lacağından şüphe edilmemektedir. Belediye sinema salonu (o Bağlıyacak, gelecekleri ağırlamada ev sahipliği edecek ve gösterilecek filmler ( için Vergi almamak gibi bir kolaylığa gi- decektir. Geri kalan işlerin organi- zasyonu da öbür kurumlar arasın- da halledilecektir. Herhangi bir gecikme veya aksa- mada festival 1961 ilkbaharında ya- pılacaktır. 7 luk anar le T. KAKINÇ Film: "Divorzio all'italiana-İtalyan Nikâhı" Rejisör: Pietro Germi Senaryo: De Concini-Giannetti-Gemi Fotoğraf Direktörü: Leonida Barboni Müzik: Carlo Rustichelli Oyuncuları: Marcello Mastroianni, Daniella Rocca, Stefania Sandrelli Siyah-beyaz bir İtalyan (Lux-Vides-Galatea) filmi. Konu: Ferdinando Cefalu (M. Mastroianni) Sicilyalı bir asilzade. Eski geleneklerine sıkısıkıya bağlı bir aile çevresinde yasıyor. Yağlı saçlı, bı- yıklı ve evli. Karısı Rosalia'yı (D. Rocca) sevmiyor. Yeğeni Angela'ya (S. Sandrelli) âşık. Başka bir Ülkede olsa, kont Cefalu'nun yapacağı en kestirme iş, sevmediği karısını boşamak, yerine yeğeniyle evlenmek ola- cak. Ne var ki hem din, hem de medeni kanun boşanmayı italyada yasak- ladığından, Cefalu, iki arada bir derede kalır. Karısından ayrılmak -daha doğrusu kurtulmak-, gerçek sevgilisi Angela ile evlenmek için Önünde tek yol var: Rosalia'yı ortadan kaldırmak, yani öldürmek. Cefalu bu yo- lu seçiyor, fakat işi öylesine ince eleyip sik dokuyor ki, sonunda çok ucuz bir ceza ile hapsi boyluyor, hapisliği sırasında yayınlanan bir genel af ile de çarçabuk hapisten çıkıyor, sevgilisiyle o saat evleniyor ve.... Oynıyanlar: (o "Divorzio all'italiana - İtalyan Nikâhı" çokluk, Marcello Mastroianni üzerine kurulu bir senaryoyu işliyor. Mastroijanni de bu es- kimiş, kokmuş asilzadeyi bütün inceliklerine kadar ustalıkla canlandırı- yor. Hem insan, hem de hayvan yanlarıyla. Çevresi de kendisine yardım- cıdır. Fakat rolüne iyice oturan Mastroianni, yardımcıları zaman zaman bir yana itiyor ve solo bir oyuna gidiyor. Gerçekte güzel bir pin-up olan Daniela Rocca, kontun çirkin ve yapışkan karısı Rosalia'da, Mastroiahni'- ye yetişme çabasında, Ayrıca, Rejisör Pietro Germi, oyuncuları arasında gerekli dengeyi de sağlamış. Beğendiğim: İkinci Dünya Savaşından sonraki İtalyan Yeni Gerçekçi- liğinde önemli yeri olan Pietro Germi'den ilk olarak bir komedi seyrediyo- ruz. Germi, tutumuna uygun düşen bir konuda toplumsal bir eleştirme ya- pıyor. İtalyan toplumuna hâkim geleneksel ve dinsel baskının, günümüz yaşayışındaki yersizliğinin, gülünçlüğünün acı bir taşlaması. Toplumların bu konuda kişiyi nelere sürüklediğinin, nelere sürüklemek gücüne sahip olduğunun bir çeşit toplamını ve açıklamasını yapıyor. Burada italyan sansürünün hoşgörüsü de ortaya çıkıyor ki, bu davranış en âz Germi'nin filmi kadar önemli. "İtalyan Nikâlu"ndaki açıklanan gerçeklerin değil bütünü, yüzde biri bile türk filmlerinde gösterilmesi imkânsız şeylerdir. Germi, kont Cefalu'nun ve kont Cefalu'larin düzendeki gereksizlikle- rini de bir çeşit teşhir ediyor. Tufeyli kont Cefalu ile öbür katların müna- sebetleri başarıyla ortaya konmakta. Sonuç: Klâsik bir sinema anlatımında usta lal bir film. Görünüz.