YURTTA OLUP BİTENLER. Bu husustaki tartışmalar bir hay- li çetin oldu. sendikacılar tartışma- lardan pek keyifli sıkmadılar. Hükü- met maddedeki hükmü elinden kaçır* mak istemiyordu. Ancak bir formül bulunmasının, zamanın kısaltılma imkânının aranmasının doğru olaca- ğını söylediler. İşçi meselelerini yakından ilgilen- diren üç kanun böylece Meclis kori- dorlarında tartışıldı. Kuliste çekişil- di. Komisyon odalarında parlâmento üyeleriyle, parlâmento dışı kişiler a- rasında pazarlık konusu oldu ve hi- kâye bitti. Memurlar Devlet Kapısında Yenilikler 0 rta boylu, saçları hayli dökülmüş sempatik tavırlı adam yumuşak koltuğuna biraz daha yaslandıktan sonra kahvesinden irice bir yudum adı ve gülümseyerek: "— Yeni personel rejiminin, ha- len son derece ağır işleyen idare me- izim tekrar canlandıracağına nıyorum. İçinde bulunduğumuz plânlı kalkınma devresi her bakım- dan iyi yetişmiş, dinamik bir kad- roya şiddetle ihtiyaç göstermektedir" dedi. Olay bitirdiğimiz haftanın başla- rında Salı günü Ankarada oBaşba- kanlık birin bit köşesine sıkış- mış olan Devlet Personel Dairesine ait küçük bir odada geçti. Orta boy- lu, sempatik tavırlı adam Devlet Per- sonel Dairesi Başkanı Hasan Şükrü Adaldı. Bahis konusu yeni rejim, ö- nümüzdeki yıldan itibaren uygulan- ması kararlaştırılmış olan personel reformu ile ilgilidir. Yeni rejimle ha- len sayıları 450 bini aşan bir memur itlesi beklenen randımanı verebile- cek şekilde nel. yeni bir ücret ve barem sistemiyle bu kit- leye dinamizm kazandırılacaktır. Bu konuda ilk önemli adım atılmış ve ön- ceki haftanın sonlarında Cumartesi günü toplanan Bakanlar Kurulu ye- ni kanun tasarısının ana prensipleri- ni tespit etmiştir. Aslında idarede ve personel reji- minde bir reform zarureti İkinci Dün- ya Savaşından beri hissedilmektedir. Ancak politik sebepler yüzünden me- sela bir türlü cesaretle ele alınama- mış ve bir takım palyatif tedbirlerle iktifa edilmiştir. Halbuki İngiltere ve Fransada bu işe yüzeyli önce el a- tılmıştır. Bu konudaki ilk çalışma- lar | yılnda Fuat Silinenin baş- kanlığında kurulan 'Personel Siste- minde Islahat Komisyonu." Ha başla- AKİS/14 mış ve bunu 1943 yılında Hasan Şük- rü Adalın başkanlığındaki -O tarihte Adal Bolu Milletvekiliydi- ikinci bir komisyon takip etmiştir. Ancak her iki komisyonun çalışmaları da müs- pet bir sonuç sağlıyamamış, savaş yıl- larının iktisadi sıkıntıları gerçek bir reformun tahakkukuna engel olmuş- t ur. İdarede reform hareketlerinin i- kinci safhasını yabancı uzmanların hazırladıkları raporlar teşkil etmek- tedir. 1948 de Profesör Neumark 1952 de İsviçreli Şansölye Prof. Le- imgruber, 1953 de Prof. Martin ve Prof. Cush Türkiyeye gelerek mev- cut personel rejimiyle ilgili birer ra- por hazırlamışlardır. Bu raporların hepsinde müşterek olan nokta, diğer pe Kartvizit saltanatının sonu 27 Mayısı müteakip iş başına gelen Hükümet, idareyi kelimenin Uta anlamıyla bir keşmekeş içinde o bul- du. On yıllık D.P. iktidarı süresince "İşe adam" prensibi bir kenara itile- rek "Adama iş" slo enimsen- miş, devlet dairelerinin kapıları elin- de ocak-bucak başkanlarının tavsiye mektubu veya kartviziti olanlara ar- dına kadar açılmıştı. Böylece her ge- çen gün biraz daha kabaran memur miktarı idareyi korkunç bir bürokra- si problemiyle karşı karşıya bırak- mıştı. Bir ek görev müessesesi ala- bildiğine istismar edilmiş, idare mec- lisi üyelikleri, omurakıplıklar DP. kodamanlarının yakınlarına bol kese- den dağıtılmıştı. Şişkin bir bir memur İş başında memurlar "13 bilen kazanıyor!" batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye, deki personel rejiminin de bir merke- zi personel dairesinde birleştirilmesi- dir. Ancak bütün bu raporlar birer güzel tavsiye olmaktan ileri gideme- miş ve tozlu raflarda bekletilmişler- dir. 1956 yılında Maliye Bakanlığı ta- rafından hasırlanan bir personel ka- nunu tasarısı ise gerek büyük bir ye- nilik getirmeyişi ve yetersiz oluşu, gerek mali imkânsızlıklar sebebiyle bir türlü kanunlaşamamıştır. Bu ta- rihten sonra personel meselelerine sa- dece ücret konusunda eğilinmiş ve enflasyon politikası neticesi korkunç bir süratle yükselen fiyatlar karsısın- da radikal tedbirler yeline kifayetsiz bir ücret ayarlaması tercih edilmiş- tir. kadrosu Hazineye karşılanması hay- li çetin malt yük tahmil ediyor ve bu kadro iktisadi sıkıntı ve bozuk bir personel rejiminin yarattığı moral çöküntüsüyle beklenen randımanı ve- remiyordu, Ayrıca bu on yıl içinde sa- yıları 2 bini bulan memur -Bunların büyük bir çoğunluğunu yüksek ida- re mekanizmasında yer alan personel teşkil etmektedir, meşhur "Görülen Lüzum Üzerine" gerekçesiyle tasfi- ye edilmiş, kalifiye eleman sıkıntısı hissedilir hale gelmişti. Dairelerde kimin görevinin ne olduğu bilinmi- yor, bir masada bazen birkaç kişi bir- den çalışıyordu. Bu arada bir çok şah- sın ayda bir defa uğrayarak bilinme- yen bir kadrodan maaş aldıkları da tespit edilmişti. Ortaya çıkan tablo