RADYO müzdeki yaz devresinin durumu ise belli değildir. Alman Hükümetinin verdiği burslarla, radyoların program cı ve teknik elemanları alman radyo- larına gideceklerdir. Onların yerlerini kimlerin alacağı tabii önceden düşü- nülmemiştir. Bu durum karşısında radyoların yeteri kadar program çı- karmalarına imkân yoktur. Kaliteli program, hazırlayabilmek ise bugü- ne kadar mümkün olamamıştır. İstanbul Radyosunda © yapılacak olan program toplantısında görüşüle- çek konulardan biri, radyoların yö- netmeliği meselesidir. Türkiye rad- yoları kuruluşlarından obugüne Ka- dar yönetmeliksiz idare edilmişler ve karmakarışık bir araya gelerek, her servisi ilgilendiren bir yönetme- lik taslağı hazırlamışlardır. - Geçen yaz Ankara Radyosunda hazırlanan bir başka yönetmelik taslağı bu ça- lışmalara ışık tutmuş ve işin kâğıt üzerinde kısa bir süre içinde tamam - lanmasına sebep olmuştur. o Yönet- melik konusunda yapılan bu çalışma- lar belki en mükemmel şekilde veri- ne getirilmiştir. Fakat önemli olan, bu (yönetmeliğin Oo uygulanmasıdır. Radyo İdarecileri birlik ve düzen i- çinde çalışmaya alışık değillerdir. Da- ha doğrusu, yetki ve sorumluluğun belirtilmesi, ilgililerin görevlerinin hudutlarının çizilmesi, alaturka zih- niyetin, hâkim olduğu radyolarda bir- çok kimsenin' isine gelmemektedir. Çalışma düzeninin kanuni bir yolla kâğıt üzerinde belli olması, "Gemisi- ni kurtaran kaptandır", We sandalyasını kaybetmemek için bir takım fırsatlardan yararlanarak ça- lışanların işine gelmeyebilir. Ancak, genç elemanların radyoları dinamik bir anlayışla yönettikleri söylendiği- ne göre, en medeni görevlerden biri- ni yerine getirecek olan. yönetmeli- gin uygulanması ve düzensizliklerin artık ortadan kalkması şarttır. Ger- çekten de radyolar, bugün, mevcut kalifiye elemanların çoğunu o topla- mış durumdadır. Buna rağmen rd- çir programlarda esaslı bir kalkın- ma, radyoların çalışma şeklinde ni- -in belirli bir düzelme yoktur? Hat- tâ niçin, bazı işlerde bir çözülme, bir gevşeme göze çarpmaktadır? Niçin programlar daha uyanık, daha dina- mik bir seviyeye ulaşamamaktadır? Niçin bir aksaklık olduğu zaman, bir türlü sorumlusu bulunamamaktadır? Radyoların halledilemeyen dert- lerinden biri de haber bültenleri- dir. Tarafsızlık anlayışı henüz bu ku- ruluşumuzda yerleşemediği için, ha- ber bültenleri kimseyi tatmin ede- memektedir, Aslında, haberlerin ha- zırlanışı gerçekten büyük bir ıslahat SERGİ — Ressam Asuman Kılıç Almanyada Bonn ve Essen şehirle- rinde sergi açtı ve büyük ilgi topladı. Alman gazetelerinin sanat münek- kitleri Kılıçtan sitayişle bahsettiler ve Türkiyenin bu sanat elçisinin mo- dernleşmiş bir ressam değil modern bir ressam olduğunda ittifak ettiler. Kılıç eserlerini Komada, Viyanada ve Amsterdamda da sergileyecektir. geçirmiş, fakat bültenler bir türlü istenilen seviyeye çıkamamıştır. Bu- na rağmen Radyo yöneticileri, o bir tedbir veya durumu düzeltmek için teşebbüse geçememektedirler. Çün- kü haber işinin düzene konulması i- çin gerekli Ortamı yaratmaya kimsenin gücü yetmemektedir. Gün günden beter Bu durum karşısında radyolar yer- beklenen Radyo Kanununa bakılmak- tadır. Ancak, kâğıt üzerinde en mü- kemmel şekilde hazırlanmış olan bir kanun, eğer imkânlar aynı anlayış ve aynı uyuşuklukla kullanılacak o- lursa, yine "hiç"ten başka bir sonuç vermeyecektir. Gecen hafta içinde Alman Hükü- metinin Türkiyeye gönderdiği bir müsteşar, Radyo alanında yapılacak yardımları açıkladı. Bu programa göre Ankarada Ultra Kısa Dalga oe- nilen bir radyo istasyonu kurulacak, belki bu suretle Ankara İl Radyosu- nun bir başka yere nakledilmesi, il- lerimizden bir tanesinin daha radyo- ya kavuşmasını sağlayacaktır. Ult- ra Kısa Dalga, gözün görebildiği ye- ye kadar yayın yapabilen bir tesis- tir. Bu sebepten, yayın sahası dar olduğu halde istasyonun sesi, dinlemekte olduğumuz radyo yonlarımızın seslerinden çok daha net ve açık olarak duyulabilecek özel- liklere sahiptir. Alman yardımının bir başka yö- nü, Erzurumda, stüdyo binası Hükü- metimiz, vericisi ve binası da bir fransız şirketi tarafından yapılmak- ta olan radyoyu ilgilendirmektedir. Bu yardım sayesinde stüdyo binası- nın; akustik tertibatı hariç, bütün teknik donatımı kurulacaktır. ynı yardımın en önemli tarafı, Ankarada kurulacak olan Radyo ve Televizyon Eğitim Merkezidir, Bu e- gitim merkezi, yayın yapmayan bir radyo ve televizyon stüdyosuna sahip olacaktır. Bu suretle radyoculuk an- layış ve bilgisinin Türkiyeye yerleş- mesi, radyo idaresinin herhangi bi- rinin eline bırakılması ve program- ların yetkili inananlar tarafından ha- zırlanması sağlanabilecektir. Alman yardımının elde edilmesi ve yukarda açıklanan sahalarda kul- lanılması rıdır. nın heba olmaması yine ilgililerin ge- lecekteki tutumlarına bağlıdır.