DENİZ Denizaltılar Bahtsız dalış Geçen hafta Çarşamba günü Atlan- tikte, Boston'un 250 mil kadar do pusunda bir denizaltı dalma deneme- leri yapıyordu. Bu, yepyeni tipte bir denizaltı gemisiydi. 1960 yılında deni- ze indirilmişti, 1961 Ağustosundan beri amerikan donanmasının hizme- tinde çalışmakta, çeşitli deneme ve araştırmalara vasıta olmaktaydı. Yi- ne bu denemeler serisinin bir halka- sını teşkil eden o günkü denemeye 17 sivil, 16 subay ve 96 er katılmış- tı. o Denizaltının dalışları deneme mahiyetinde olduğu için, bilhassa gövde saçları üzerinde muayyen ge- rilme ölçüleri yapılıyor, m akmala- rın ve otomatik kontrol sistemleri- aslında bir prototip -ilk örnek- ola- rak yapılmış olan bu yepyeni mode- lin daha geliştirilmesi, için gerekli çalışmalar dikkatle yürütülüyordu. Adı "Thre'sher" olan bu denizal- tının, yanısıra denemeleri izleyen bir de refakat gemisi vardı. Denizaltı gemisiyle gerekli teması sağlayabil- mek ve gerekirse yardım yapabilmek en iyi şekilde ayni tipteki gemiler- le sağlanabileceğinden, Thresher'e Skylark adındaki bir başka denizal- tı eşlik ediyordu. Skylark gemisinde, deneme dalı- şı yapan denizaltıyla teması o sağla- yan ve deniz suyunda da yayılabilen elektromanyetik dalgalarla (o çalışan özel radyo telefon cihazının başın- da bulunan muhabere astsubayı Roy Mowen bir' ara denizaltıdan gelen şu mesajı aldı: "Bazı ufak tefek güç- lükler var, su yüzünü çıkmağa ha- zırlanıyoruz, ayrıca bilgi vereceğiz"... Bu, işlerin karışmakta olduğunun i- Skylark'taki ilgililer tepe- den tırnağa dikkat kesildiler ve ge- miden- gelecek yeni mesajları heye- canla beklemeğe başladılar. Tam bu sırada radyo-telefondan 20-30 sani- ye süren birtakım gürültüler duyul- du. Denizin altında uzun yıllar hiz- met etmiş kurt denizciler bunun an- lamını biliyorlardı. Thresher'in par- çalanmakta olduğu, altında yüzdüğü 500 metreden fazla derinlikteki su tabakasının ağırlığına dayanamayıp ezildiği anlaşılıyordu. Refakatçi de- nizaltının komutanı Binbaşı Watson hemen radyo-telefona sarılıp, odört defa "herşeyin yolunda olup olma- dığını" Thresher'den sordu. Birçok cümleleri anlaşılamayan boğuk ve AKİS/24 CİLİ K zayıf bir sesle verilen cevap "... ön ceden tesbit edilen derinliğe... linde oldu. Bu mesaj e eki radyo-telefondan duyulan son sözler- i Mahalli saatle tam sabahın 9.17" siydi. Skylark komutanı biraz daha bekledi, hiçbir ses veya işaret ala- mayınca, iki işaret bombası atarak Thresher'e su yüzüne çıkması için işaret verdi. Çünkü denizaltının rad- yo cihazları bozulmuş olabilirdi. A- ma buna da hiçbir karşılık gelmedi, su yüzüne çıkan da olmadı. Bunun kinalarını yağlamak için beraberin- de bulundurduğu yağdan başka bir- şey olmayan bir tabaka, denizaltının acıklı sonunu hazin bir şekilde a- çığa vurmaktaydı. Faaliyete geçen destroyerlerden ve helikopterlerden müteşekkil kalabalık arama ekipleri fırtınalı havaya ve azgın dalgalara rağmen su yüzünde bazı kırık plâstik parçalarıyla, sarı ve kırmızı eldiven- ler buldular. Bunlar Thresher'de kul- lanılan bazı eşyalardandı. Herşeyi feci olayı doğruluyordu... Yepyeni bir savaş tekniği Atvantiğin 2600 metne derinlikte ka- ranlık sularına gömülen Thresuer denizaltısı su yüzünde 3700, deniz al- tında 4311 tonilâto hacminde, boyu 99 ve eni 10 metre olan bir "deniz- altı hücum" gemisidir. Bu tip ge- miler, kana ve denizdeki stratejik hedeflere karşı değil,, tersine, o düş- manın taarruz amacıyla gönderece- gi denizaltılara karşı savaşmak ü- zere tertiplenmiştir. İkinci Dünya Sava- dev adımlarıyla (o geli- Bilindiği gibi, şından sonra şen atom enerjisinden' faydalanma tekniği sayesinde atom enerjisiyle hareket ettirilen gemiler, hattâ de- nizaltılar yapılması kabil olmuş, hız- la ilerleyen bu teknik, askeri alan- da akıl almayacak devrimler yarat- mıştır. Bu arada, suyun yüzüne hiç çık- madan, aylarca açık denizlerde ge- zen, yıllarca yakıt maddesi almağa lüzum olmaksızın dünyanın çevresini birkaç kere dönebilen atom denizal- tılarına bir de su altından atılabilen Polaris roketleri yerleştirilmeğe bağ- lanınca, denizcilikte olduğu kadar dünya çapında stratejik şartlar bir- den altüst oldu. Bu denizaltılar saye- Thresher denize iniyor Gidiş o gidiş... sinde düşmana hedef teşkil eden sa- bit ve "göze görünen" roket rampa- ları ve üsler yerine, daima büyük bir hızla, denizin altından gittiği için iz lenebilmesi, hattâ yeri bilinse dahi yokedilmesi imkânı bulunmayan, a- tom enerjisiyle çalışan, hidojon bom- bası başlıklı Polaris roketlerine o 15 tanesini birden fırlat abilen denizal- tıların konulması mümkün oldu om enerjisiyle işleyen ve atom silâhlarıyla donatılmış olan bu ge- mileri vurabilmek ise ancak özel su- rette donatılmış ve inşaatı çok be- lirli amaçla yapılmış odenizaltılarla ve denizin altında kabildir. Bu yüz- den amerikanlar -bugün yeryüzünde yalnız kendileri bu tipteki silâhlara sahip bulunmakla beraber-, yarın Sovyetlerin de böyle silâhlara ka- vuşmaları ihtimalini gözden uzak tutmayarak, bir savunma aracı ola- bilecek "hüjram-avcı odenizaltıları"nı inşa etmeğe koyulmuşlardır. İşte Thresher bu tipte bir gemidir ve hı- zı, denizaltındaki bütün benzeri ge- milerden fazla, derine dalma kabili- yeti diğerlerinden üstündür. Normal şartlarda batıkken saatte 35-40 mil yapabildiği, 600-800 metreye dalabi- leceği, denizüstü ve denizaltı hedef- lerini bulmak ve yoketmek için çok modern silâh ve araçlara sahip Bu- lunduğu -bütün gizliliğine rağmen- sızan haberler arasındadır. Buna kar- şı, gemi herhangi bir Polaris veya diğer uzun menzilli roketle donatıl- mamıştır. Thresher'in bukadar derinlere i- nehildiğini ve esasen böyle, bir dal-