ihracat Fiyat farkı (Oldukça büyük bir fabrikası pamuklu dokuma sanayicisi, Ame- rikan Yardımı Türkiye Teşkilâtı Baş- kanı Van Dyke'in "Dış ticaretimin lehinize çevirmek, ithalâtı azaltmak* la değil, fakat ihracatı arttırmakla kabil olabilir" dediğini o gazetelerde okuyunca acı acı güldü ve "ihracatı arttıralım, arttıralım ama, bugünkü tartlarla bunu nasıl sağlayacağız?" diye düşündü. Cari dünya fiyatları ile ihracat yapıldığı takdirde pamuk ihracatı, aynı miktardaki iplik ihracatının a- şağı yukarı yarısı nispetinde döviz getirmektedir. Bu fark, memleket işçiliği, kömür, su ve elektrik gibi maddelerin veya hizmetlerin ihracın- dan ileri gelmektedir. Buna karşılık, ham bez ihraç edilecek olursa, elde edilecek döviz miktarı daha da yük- sektir. Bu suretle, ham bez yerine pamuk ihraç edildiği takdirde, o kay- bedilen döviz miktarı çok fazla ol- maktadır. Pamuğun üçüncü derecede Mamulüne, yani boyalı basmaya gi- dildiği takdirde, fiyat farkı, pamuğa nispetle yüzde 250'ye yaklaşmakta- dır. Bütün bunlara rağmen 200 mil- yon metrelik ihraç kapasitesi yanın* da şimdiye kadar sadece 2 milyon metre ihracat yapıldığı düşünülecek olursa hayretler içinde okalmamaya imkân yoktur. Fakat dünya piyasaları fiyatları i- le kendi fiyatlarımızı mukayese et- tiğimiz saman 2 milyon metre ihraç edilmesinin bile muazzam bir muvaf- fakiyet olduğu kendiliğinden meyda- na çıkmaktadır. Bu fark, fabrikalara ithal edilen çeşitli maddelerle, veril- mekte olan vergi ve resimlerin paha- lılığından ileri gelmektedir. I — Elektrik. Memleketimizde elektriğin pahalı olduğu bilinmekte- dir. Fakat bu pahalılığın dünya fi- yatlarına nispetle yüzde (300 fark arzettiği akla gelebilir mi? — Kömür de dünya piyasaları- na nazaran pahalı bir maliyet arzet- mektedir. Bu pahahlık sadece fiyat yüksekliği değil, fakat daha ziyade ji ünitesi odüşüklüğünden ileri gelmektedir. Bu suretle, enerji dü- şüklüğü yüzünden kömürlerimizin dünya piyasalarına nispetle yüzde 25 pahalı olduğu görülmektedir. 3 — İsçi sigortaları primleri de rakip memleketlerdeki primlere nis- petle yüzde 4 pahalıdır. AKİS/20 A L E 4 — Vergilere gelince, bunların bir kısmı dünyanın hiç bir yarinde olmayan alelacayip mükellefiyetler- dir. Mesela tabelâ resmi, meselâ çöp, Açıklama 30 Mart 1968 tarihli AKİS Mecmuanızda Fasih İnal im- zası ile neşredilen yazı o hak- kında bazı hususların açıklan- masına ihtiyaç görüldüğü için aşağıdaki yazımızın nazarı dik- kate alınmasını rica ederiz. evzuubahis (o nylon-6 iplik tesisini İstanbulda 13 milyon sermayeli Seflon Sanayi ve Ti- caret A.O. kurmak üzere bu- lunmaktayız. Tesis ortalama 30 denier itibariyle günde 800 kg. kapasiteli olup (o polimerisation, iplik katlama, büküm, mouce ve iplik boyamadan müteşekkil komple bir tesistir. Bu tesis do- kuma, triko ve çorap iplikleri imal edecektir. Bu konuda Von Kohorn ta- rafından hazırlanan proje 18 O- cak 1962 tarihinde Washington A.İ.D. idaresine verilmiş ve ge- rek Türk (Devlet Planlama Teşkilatı ve Maliye Bakanlığı) gerekse amerikan makamları tarafından normal muameleler sonunda 27.12.1962 de Washing- ton'da tasdik olunmuştur. .. 18 milyon dolar krediye Von Kohorn müessesesi de 320 bin dola: makine ve montaj ile iştiraki taahhüt etmiş, ayrıca işletmeyi de en az 5 yıl deruh- de edeceğini de bildirmişti*- Nylon-6 ipliği İkinci Dünya Harbinden sonra muazzam şe- kilde terakki etmiş olup Nylon- 66'yı keşfetmiş olan amerikalı- lar bile Nylon-6'ya gitmektedir ler. AibD. idaresi bu krediyi te- sisi A.B.D. den mubayaa etmek şartı ile -ki bu A.İ.D. talimatna- mesi Oo hükümlerindedir- o ver- mektedir. A.B.D. de bu tesisi Von Kohorm'dan daha uygun şartlarla veren bir müessese bulunamamıştır. Saygılarımızla. Kurulmakta olan Seflon Sanayi ve ticaret A. O. Müessisi Vahe Bingöl M İ fener gibi ödemeler sadece bizim mem lekete mahsus garibelerdir -Evvelce bir de âlât-ı zabite vergisi vardı, çok şükür o kaldırıldı". 5 — Bir diğer mesele de dışarıda yüzde 4-5 olan faizlerin bizde yüzde 18'e kadar yükselmesidir. Tabii bu, resmi faiz nispetidir. Yoksa (gayri resmi faizlerin kaça yükseldiğini he- saplamağa imkân yoktur. 6 — Son bir mesele ise, tesisleri- mizin ihracat yapan diğer memleket- lerdeki tesislere nispetle küçük olma- sıdır. Avrupada ihracat yapan fir- malar 80-100 bin iğin üaerinde olan tesislerle çalışmaktadırlar. Buna kar- gılık bizde, Sümerbank hariç, fabri- kalarımızın en kabadayısı 20-25 bin iğle faaliyette bulunmaktadır. Bu durum, mamule binen sabit masraf- ların yükselmesine yol açmaktadır. Meselâ, bir fabrikada bir müdüre ihtiyaç vardır. Bu müdür, yüzbin iğ- lik fabrikada da mevcuttur, 25 bin iğlik fabrikada da... Ama imalât 25 bin iğlikten düşük olduğu için tabi- atıyla maliyete inikas eden miktar artmaktadır- Bu arada, 25 bin iğlik tesislerin 1-2 tane olduğunu, diğerle- rinin ise 5-8 bin iğ civarında bulun- duğunu unutmamak lâzımdır. Bu du- rumda tekstil ihracını sağlamak için bazı tedbirler alınması lüzumu Ken- diliğinden ortaya çıkmaktadır. Alınması gerekli tedbirler Dünya piyasalarına nazaran ma- müllerimiz pahalı olduğuna göre, ilk akla gelen tedbir, bunlara prim verilerek sübvansiyone edilmeleridir. Ancak, tekstil ihracını kolaylaştıra- cak olan bu tedbirin, memleketin glo- bal ekonomik durumu nazarı itibara alındığı takdirde, menfi bir tesir 1c- ra edeceği aşikârdır. Zira prim ve- rilmesi, maliyetlerin kaçınılamaz se- bepler dolayısıyla yüksek (oolmasın- dan doğsa bile, bu durum bilhassa ihracat âleminde çok kötü bir tesir yaratmakta, neticede diğer ihracat yapan sektörler de, "nasılsa bize de prim verilir" düşüncesiyle (o hareket etmeye bağlamaktadırlar. Bu suretle, fiyatlarda husule gelen hareket he- men yukarıya doğru bir seyir takip etmeye başlamakta ve tahmin edile- miyecek kadar kısa bir zamanda u- mumileşerek bütün ihraç mallarında yükselişlere yol açmaktadır. Bu du rumda istihsal bölgeleri çeşitli yol- prim sağlamaya çalışmakta- Bu sebeplerle prim verilmesi key- fiyetini Hükümetin kabul etmemesi-