Öğretim çağındaki her 200 öğrenci- ye sadece | öğretmen düşmektedir, Türkiyedeki bütün orta dereceli okul- lar için duyulan öğretmen ihtiyacı 18 bin olduğu halde eldeki kadroya göre öğretmen asli sayısı 8 bini an- cak bulmaktadır. Aradaki 10 bin öğ- retmenlik açığın 6 bini meslekten olmıyan ücretli öğretmenlerle doldu- rulabilmişse de 4 bin kişilik bir kad- ro henüz boştur. Bu açığın büyük bit kısmını matematik, fizik, kimya ve biyoloji gibi fen dersleri teşkil et- mektedir. Bu arada üzücü olan bir nokta da sayıları esasen mahdut o- lan eldeki öğretim kadrosunun kifa- yetsiz oluşudur. Nitekim Milli Eği- tim Bakanlığı Test ve Araştırma Bü- rosunun çalışan öğretmenler üzerin- da yaptığı bir araştırma, öğretim üye- lerinin önemli bir kısmının gerek ge- nel bilgi, gerekse öğretim konusu ve metodu balamandan yetersiz olduğu- nu ortaya koymuştur Kaliteli bir eğitimin gerçekleş- mesinde önemli faktörlerden bir di- geri de iyi bir tedrisat programıdır. Son yıllarda fen ve teknolojinin iler- olarak Oo müfredat bu değişimi takibe yatar temel bilgileri verecek şekilde ayarlanmalı ve okullardaki edilmelidir, özellikle liselerde öğrencinin çalışma saatleri daha çok edebiyat ve tarih gibi geniş zamanları kaplayan büyük hacimde ansiklopedik ve ölü bilgiler- le yitirilmektedir, öğrencilerin, ka- biliyetlerine göre dallara (o ayrılma- ması ve hâlâ XIX. Asrın köhne fran- sız sisteminde ısrar oedilmesi orta dereceli okullardan tatbikatçı yetiş- mesine imkân bırakmamaktadır alen tedrisat program ve siste- mi çeşitli metodlarla dejenere edil- miş bulunmaktadır. Aktif ometod, test usulü gibi en yeni metodlar bir- içinden birine karıştırılmış, sistem, çıkılmaz bir hal almıştır İşin hası: Para Kaliteli öğretimde üçüncü unsur, ya- ter adette ve iyi donatılmış labo- ratuvar, kitaplık ve binadır. Teknik imkânların kısırlığı eğitim dâvasın- da halli en güç olan problemlerdin birini teşkil etmektedir. Bugün mev cut 158 lisenin 65 inde fizik, 123 ün- de kimya, 113 ünde biyoloji takımı bulunmamaktadır. Yersizlik ve oObu sahaya ayrılan maddi imkânların ye- tersizliği bu aksaklıklarda başlıca sebep olarak gösterilebilir. o Kütüp- hanelerin durumu da daha parlak de- ğildir. Son on yıl içinde orta eğitim- de bir okulun yıllık kütüphane öde- neği ancak 125 lira civarında olmuş- tur, Sınıf başına düşen öğrenci adedi mahrum kalmaktadır. EĞİTİM iyi yetişmiş üniversite mezunlarının öğretim kadrolarına katılmalarına engel olmakta ve ücretlerin düşüklü- gü akademik kariyer yapmış olan bu zümreyi dar geçim imkânlarını biraz olsun genişletebilmek endişesiyle üni- versite dışında iş aramaya zorlamak- tadır. Bu ise öğretim üyesinin yeter- bir şekilde gelişmesini zorlaştır- maktadır. Kitaplık, atölye ve labora- tuvarlar arzu edilen yeterlikte değil- dir. Sınıflar son derece kalabalıktır ve bu sebeple örslerden faydalanma imkânı zayıftır. Ayrıca yüksek tah- sil gençliğinin büyük bir kısmı batı dillerinden hiç değilse birini dahi bil- memekte ve bu sebeple görüş ufku- nu genişletecek kitapları okumaktan Fakültelerde Kemal Kurdaş ise tam yetişmeyi oBağlamaktan u- zaktır. 1961 yılında Orta dereceli o- kullarda 8 bin 80G sınıf ellinin üze- rinde öğrenci ile tedrisat Lâboratuvarlar yok denecek kadar az, sınıflar ise çok kalabalık ve gayri sıhhi şartlar içindedir. Kütüphane- ler, rafları bomboş birer odadan iba- rettir. 16 lise ve 30 orta okulun bah- çeleri bile yoktur. Üniversiteler ise kuruluşlarında - cele- im- kansızlıklar içinde yetişmektedir. Da- ha doğrusu yetişmemektedir, Tesbit edilmiş olan maaş sistemi, yapmıştır. anlatıyor Karanlık bir levha öğrencileri lisan bakımından yetiştir- meye matuf faaliyetler son derece zayıftır. Bütün bu bozuklukların bir an önce ele alınması ve düzeltilmesi, bir takım teknik bilgi, program ve çalış- manın yanında, büyük çapta maddi imkâna da ihtiyaç göstermektedir. n için çeşitli hal çareleri dü- şünülebilir. Orta ve Yüksek eğiti- min paralı olması veya sadece gelirli vatandaşları kapsayacak olan bir Eğitim Vergisinin ihdası ileri sürü- len çareler arasındadır. Böylece oku- lanmış olabileceği gibi kalkınma için şart olan yeterli kad- ro meselesi de bir hal çaresine bağ- lanmış (o olacaktır. AKİS/17