lığa uğramayı kolayca kabul ede- meyiz" dedi. Bu arada Cenevredeki Kalkınma Konferansına iştirak eden Doğu ve Batı blokları ile tarafsız ül- kelere mensup 100 den fazla tanın* mış bilim adamı bir bildiri imzala- yarak, silâhsızlanma O konferansına katılan devletleri genel bir (o silâh- sızlanma anlaşması imzalamaya ve milletlerarası kontrol altında nük- leer denemelere son vermeye çağır- . Bilim adamları, bildirilerinde, z gelişmiş ülkelerde seviyesinin yükseltilmesine harcan- ması gerektiğini söylediler. Sovyetlerle Amerika arasındaki, şimdiye kadar çeşitli örneklerini gör- düğümüz yakınlaşma hareketinin, bu, çağımızın en önemli meselesin- de de kendisini hissettireceğini bek- leyenler hiç de az değildir. e Fakat unutmamak lâzımdır ki, silâhsız- lanmanın halli karşılıklı iyiniyet ve yakınlaşmanın dışında daha birçok şartın da gerçekleşmesine bağlıdır. Silâhsızlanma yolundaki tehlikeli < virajlar henüz açılmamıştır. Silâhların gölgesinde Geçen ay İngiltere ile Birleşik A- merika arasında imzalanan Nas- atmıştı. Bu anlatmaya göre Birleşik Amerika, İngiltereye, harp o başlığı taşımayan Polaris füzelerinden sat- mayı kabul ediyordu. Bu füzeler İn- gilizler tarafından imal edilecek nükleer denizaltılar vasıtasıyla taşı- nacak ve Avrupanın savunması a- maçıyla NATO emrine verilecekti. İngiltere olağanüstü bir tehdit kar- şısında kaldığı zaman bu füzeleri kendi savunması için de kullanabile- cekti. Fakat İngilterenin nükleer deni- zaltı kuvvetinin ancak 1970 yılı ci- varında hazırlanabileceği de lan hesaplarla anlaşılmıştı. nın müşterek savunma sistemini bir an önce kurmak niyetinde olan Ken- nedy ile Macmillan, hali hazırda mevcut nükleer vurucu kuvvetlerini NATO sistemi içinde (o birleştirmek kararını aldılar. Bu durumda İngil- terenin nükleer silâh taşıyan uçak- larını NATO'ya devretmesi gereki- yordu. Birleşik Amerika da, bu ka rarın bir sonucu olarak, üç polaris 0, 0 önümüzdeki ayın s0- nuna doğ NATO emrinde kulla- nılmak üzere, Akdenize gönderecek- Birleşik Amerika şimdilik, NA- TO'nun Avrupa Yüksek Kumandanı amerikan General Lyman L. Le- mintzer'e bağlı, üç kısımdan ibaret bir nükleer kuvvet düşünmektedir. Bu Uç kısımdan birincisi, Amerika ta- (İlâncılık - 9881) — 101 DÜNYADA OLUP BİTENLER rafından NATO'nun kontrolüne veri" len, kendisinin sahip olduğu ve ken- di elemanlarıyla kullanılabilen (o bir nükleer kuvvet olacaktır. Aynı şe- kilde hazırlanmış bir ingiliz kuvve- ti ikinci kısmı teşkil edecektir. Ü- çüncü kısım ise, isteyen bütün NA- TO devletlerinin iştirak edebilecek- leri ve masraflarıyla (o gerekli ele- manları gene bunların sağlayacak- ları milletlerarası' bir Okuvvetten i- baret olacaktır. Bu milletlerarası kuvvete İtalyanın, Batı Almanyanın ve Belçikanın iştirak etmesini Bir- leşik Amerika bilhassa (o istemekte- NATO üyesi devletlerin kendi nükleer silâhlarına sahip olmaları ihtimalinin belirdiği bir sırada Bir- leşik Amerika böyle bir plânla or- taya çıkarak hem Batı savunması- nı tek elden en müessir sağlamak istiyor, hem de Rusya karşısına tek başına çıkarak, pazarlık şansını azaltmamaya çalı- şıyordu. Üstelik, nükleer kuvvetle- rin çoğalmaması bir atom harbi teh- likesini azaltabileceği gibi, muhte- mel bir silâhsızlanmanın daha kolay ca gerçekleştirilmesini de sağlaya- çaktı. Ayrıca, Kennedy'nin plânı, Batı Almanyanın nükleer kuvvet ha- line gelmeden böyle bir kuvvete ka- tılmasını da mümkün kılmaktaydı. De Gaulle bu plâna muhalif kal- mış ve kendisine yapılan teklifleri reddetmişti. O, Avrupada Amerika- nın iştirak etmediği müstakil (o bir nükleer kuvvet kurmak niyetindey- di. Fransanın menfi tavır takınma- sı, Kennedy'nin, plânının tatbikatım öne almasına yol açtı. Bu yüzden, daha hangi üslere yerleşeceği mese- lesi halledilmeden, Nisan başında Akdenize üç polaris gönderileceği i- lân edildi. Polaris taşıyan bu deniz- altıların İtalya ve Türkiye'deki Jüpi- ter füzelerinin sökülmesini mümkün kılacağı da açıklandı. Şimdi Washington'da başlayacağı bildirilen müzakerelerde bu anlaş- manın teknik yönden yaratacağı me- seleler ele alınacaktır. Tetkik oedi- lecek konular arasında, Polarislerin İngiltereye satılışı ve her iki devle- tin NATO'ya tahsis edeceği silâhlar da yer almaktadır. Bilhassa Po- larislerin fiyatı üzerindeki müzake- relerin çok (o hararetli o çekişmelere sahne olacağı muhakkaktır. Bilindi- ği gibi, İngiltere, Nassau anlaşma- sıyla, füzelerin istihsal masraflarının tamamı ile, füzelerin geliştirilmesi için hazırlanan programın gerektir- diği harcamaların & 5 ini ödemeği Eyl etmişti