23 Şubat 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

23 Şubat 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Silâhsızlanma Sisyph'in kayası Yıllardır süregelen silâhsızlanma görüşmeleri, iki aylık bir inkıta- dan sonra, geçen haftanın başında Cenevrede yeniden başladı. Dörtbu- çuk yıldan beri devam eden silâh- sızlanma münakaşaları, mitolojideki Sisyph'in dağın zirvesine çıkarmak zorunda olduğu kayası gibi her gayretin sonunda biraz daha aşağı- ya düşüyor, daima başlanılan nokta- nın çok daha gerisine dönmek zaru- reti ortaya çıkıyordu. Son. defa baş- layan görüşmelerde kaydedilen ge- lişmenin böylesine aldatıcı bir iler- lemeden mi ibaret olduğunu» yoksa bir anlaşmaya doğru mu gidildiğini şimdiden kestirmek mümkün değil- dir. Yalnız, bu konuda şimdiye ka- dar ulaşılmamış bir noktaya gelin- diği de muhakkatır. Yeni görüşme- ler, Sovyetler Birliğinin artık ma- hallinde Kontrol esasına İtiraz et- mekten vazgeçmiş, yılda iki veya üç kontrolu kabul etmiş olduğu bir devreye rastlamaktadır. Geçen Salı günü başlayan görüş- meler iki yeni mesele etrafında top- landı. Bunlardan birincisi, Sovyetler Birliği tarafından yapılan bir tek- liftir. Teklif, Birleşik Amerikanın, yabancı bir ülkeye ait arazi veya deniz üzerinde nükleer silâhlar bu- lundurmasına mâni olucu mahiyet- teydi. Bu durumda Polaris denizal- tıları ile ilgili projenin de iptali ge- rekiyordu. Aslında, böyle bir tekli- fin kabul edilme şansı mevcut değil- di. Dünyadaki kuvvet dengesini al- tüst edecek olan bu teklifi Sovyet- lerin de çok fazla ciddiye almadık- ları ve bunu diplomatik taktik endi- şeleriyle öne sürdükleri daha sonra anlaşıldı. İngiltere Devlet (Bakanı Joseph B. Godber, Sovyetlerin çıkışı- nın Batıyı kendisini savunma Z0- runda bırakmak için hasırlanmış bir hamle olduğunu söyledi. o Bununla beraber Batılılar, bu konu etrafın- da Sovyetlerle sert bir tartışma aç- maktan dikkatle kaçındılar. Görüş- meleri çıkmaza götürecek bir yola girmekte fayda yoktu. Sovyetler de bu konu üzerinde pek fazla durma- dılar ve teklifi, müzakereleri torpil leme kararını verdikleri zaman kul- lanmak üzere, dosyasına soktular. Görüşmelerin ağırlık noktasını teşkil eden ikinci mesele, silâhsız- lanmanın mahallinde teftişi konu- sunda Sovyetlerin takındığı (o tavır oldu. Mahallinde teftiş, o silâhsızlan- AKİS/26 ma münakaşalarının en dikenli ko- nularından birisiydi. Şimdiye kadar yapılan görüşmelerde taraflar niha- yet bu noktaya gelip takılmışlardı. Birleşik Amerika, silâhsızlanan bölge lerin tarafsız organlar tarafından yıl da 12-20 defa teftiş edilmesi gerek" tiğini öne sürüyordu. Sovyetler ise bu teftişlerin casusluk (oamaçlarıyla kullanılabileceği ve bunlara lüzum olmadığı kanaatindeydi. Bu durum- da, tarafları uzlaştırmak için kont- rolü otomotikman yapacak teknik vasıtalar araştırıldı. Fakat teklif e- dilen âletlerin hiç birisi kontrolu ha- tasız bir şekilde yapabilecek mü- kemmellikte değildi. Bizzat insanlar tarafından kontrolun yapılması za- rureti vardı. Münakaşaların böyle bir çıkma- za girdiği bir sırada Sovyetler, si- lâhsızlanan bölgelerin taraf sız organ- lara mensup heyetler tarafından kontrolunu kabul Oo edebileceğini a- çıkladı. Fakat bu defa da başka bir güçlük ortaya çıktı: (o Sovyetler, kontrolu yapacak heyetin, yılda an- cak iki veya üç defa topraklarına girmesine müsaade edeceğini . açık- ladı. Halbuki Birleşik Amerika, yıl- da en az sekiz, on kontrol yapılma- dığı takdirde gerçek durumun an- laşılmasına imkân olmadığını söy- lüyordu. Kontrol meselesi Şimdi odevam, eden görüşmelerde bu güçlüğü halledecek bir yol aran-. maktadır. Sovyetler, Batılılar bu ko- nuda büyük bir tâviz vermedikleri takdirde, görüşmeleri devam ettire- bilmenin mümkün olmadığını öne sürdü. Sovyet Dışişleri Bakan Yar- dımcısı Wasiliy Kuznetsov, konuş- masını "Şimdi artık herşey Birle- şik Amerikaya bağlıdır" diye bitirdi. Birleşik Amerika da şartlarından vazgeçmek niyetinde olmadığını a- çıkça ifade etti. Amerikanın silah- sızlanma konferansındaki Oo haddele- mesi William C. Foster, Krutçefin esas itibariyle mahallinde teftiş ya- pılmasını kabul edişim denemelerin durdurulması konusunda samimi bir arzunun ifadesi olarak karşıladıkla- rını, fakat teklif edilen teftiş sayı- sını bir ültimatom olarak görme- diklerini söyledi. Foster'a göre, bir re açılmasını kabul etmesi ogereki- yordu. Ayrıca, "mahallinde kontrol" esası üzerinde bazı siyasi sebeplerle ısrar ettikleri iddiasını da reddederek, buna teknik zaruretlerin yol açtığını anlattı. Yapılacak teftişler vasıtasıy- la tetkik edilen bölgenin iç işlerine müdahale edilmeyeceği gibi, luk ihtimaline karşı da her tedbir alınacaktı. Bu bakımdan ya- pılması gereken Şey, teftiş usulü- nün teferruatı ile ilgili meseleleri o- turup müzakere etmekti. Fakat Kuznetsov, Batılılar yılda yapılabi- lecek iki veya üç teftişlik kotayı kabul etmedikleri müddetçe, bu ko- nuda müzakerelere girişmeyi (o red- detti. Görüşmelerin oklukça önemli bir merhaleyi aştığı halde, teferruat sa- yılabilecek bir meseleden dolayı çık- masa girmesi karşısında 17 üyeli eli si- lâhsızlanma konferansına katılan di- ger memleketler, tarafları (o uzlaştı- rabilecek bir formül aramaya baş- ladılar. Kanada delegesi Burns, bu ihtilaflı konun unun bir tarafa bıra- kılarak diğer meselelerin ele alın- masını tavsiye etti. Taraflar arasın- daki anlaşma ilerledikçe güçlüklerin daha kolayca halledilebileceğini ile- ri sürdü. Brezilya delegesi de sekiz tarafsız ülkeyi ihtilâfa süratle el koymaya çağırdı. Uyuşmazlık nok- talarının büyük bir önem taşımadığı- na işaret ederek "Her iki tarafın da açıkça kabul ettiklerinden çok daha geniş bir alanda anlaşma sağ- lanabilmiştir. Bu durumda başarısız- Artık bir ,gramerimiz ya ii kitap enin en iy i Üniversitede yayınlanan ilk Türk grameri TÜRK DİL BİLGİSİ Doç. Dr. Muharrem Erginin İlk baskısı kapışılan bu büyük eserinin genişletilmiş ikinci baskısı çıktı. evcudu bitmeden temin etmeğe çalışınız. Müracaat: P.K. 62 AKSARAY — İSTANBUL AKİS — 100

Bu sayıdan diğer sayfalar: