Bu sese kulak ki, 15 kişiye duyuramaz. Neden mi? Çünkü bu gazete- nin tirajı da 15 dir. Bunlar da kanunen göndermek mec- buriyeti olan valilik, savcılık, emniyet, ilan bürosu ve eğitim daireleri için tab edilmiştir. Yine tecrübeyle söylüyoruz, bir resmi ilânın gaze- telerimizde yayınlanmasına rağmen, derpiş ettiği konu için ihale günü talip zuhur etmediği ve fakat aynı ilâ- nın, ilgili dairenin kapısındaki ilân tahtasına talikini müteakip o işe talip çıktığı, Anadolu şehirlerinde her günün vakıasıdır. Yüzlerce ve binlerce lira ücret öde- nen gazete ilânı duyuramamış, buna mukabil 5 kuruş sarf edilmeden ilân tahtasına asma keyfiyeti arttırma, ya da eksiltmeye talip sağlamıştır. 1934 tarihli olan Artırma - Eksiltme ve İhale Ka- nunu 15 bin liradan fasla ihaleler için biri devlet mer- kezinde olmak üzere ilânın büyük şehirlerde yayınla- nan iki gazeteye verilmesini âmirdir. de ilân, etti üç! Bir de mahallin- Bütün Anadolu ilânlarını Ankara ve İstanbula da çeken bu hükmün, tatbikatta ne sağladığını, yahut han- gi lüzum ve zarurete dayandığını, binlerce misalden bi- ri ile tesbite çalışalım: Meselâ Karsın Pazarcık, ya da Posof ilçelerindeki askeri birliklerin hayvanları için 15 bin liralık saman veya kışlaların sobaları için bir o kadar liralık odun yahut tezek alınacak... Bunun için Karsta, Ankarada ve İstanbulda üç ayrı gazete ile dörder defalık üç ilân yapılıyor. 15 bin liralık bir mübayaanın 1934 deki değil, deki Ölçülerle değeri nedir? 1963 Ankara, yahut İstanbuldan hangi iş adamı Posof ve Pazarcıkın 15 bin liralık tezek, ya da saman ihalesi için kalkıp Karsa gelir? Ankara ve İstanbulda bu ilânın yayınlandığı ak- şam gazeteleri başka hangi şehirlerde satılır ve kimle- re duyurur? Bugün artık 1934 ün şartları içinde değiliz. Nere- de bir birlik bir resmi sektör varsa orada bu birlik, ya da sektörün mübayaa ihtiyaçlarını cevaplandıracak bir iş adama kadrosu ve firmalar teşekkül etmiştir. Demek istiyoruz ki, Pazarcıkın saman ve tezeğini Digor, ya de Karstaki iş adamları vermekte iken, bunun ilânını An- karada yayınlanan bir akşam gazetesinde oneşrettirip binlerce lira ödemek, yağmanın ta kendisidir. Bu sebep- le yalnız bu misalin bütün yurt sathına şamil binlerce veriniz. çeşidini 1934 de yürürlüğe giren ve 1963 ün gerçeklerin- en pek uzakta kalan bir kanunla desteklemek, mem- lekete ve millete ihanettir. "Basının meseleleri" Ankara Radyosunun üç gün Önceki bir yayınından Öğrendik: Ankara, İstanbul ve İzmir gazeteleri sa- hipleri ile fikir işçileri temsilcileri geçen hafta bir top- lantı 'yaparak -radyoya gör- çeşitli basın mevzuları üzerinde görüş birliğine varmış ve 2490 sayılı kanunda basınla ilgili hükümlerin, yani ilân hükümlerinin, de- ğiştirilmesi için teşebbüslerde bulunulmasına oy birli- ği ile karar vermişlerdir. Ankara İstanbul ve İzmirin sayın gazete sahipleri ile geçimlerini bunların kasalarından temin eden sayın fikir işçileri, elbette bu kararı alacaklardır. Büyük ti- ınjlarma, geniş reklâm ve hususi ilân gelirlerine ilâve* yeten Posofun saman Pazarcıkın tezek ilânını da neş- retmek ve paralarını kasalarına doldurmak imkânını kendi dilleri ve elleri ile kesmelerini mi bekliyeceğiz ? Buna "Basının meseleleri" toplantısı değil, üç şeh- rin gazete patronlarının menfaatleri toplantısı odemek lâzım geleceğini, sanırız kendileri de harice karşı olma- sa da kendi vicdanlarına karşı kabul ederler. 15 yıldan beri bu yolda olan bir gazeteci sıfatiyle inancımız Türk Basının resmi ilân menfaati ve bun- dan gelen menfaat çekişmesi yüzünden dejenere oldu- gu, madde hırsının gazeteciliği soysuzlaştırdığı merke- zindedir, mevduat tatbikatının da bu sükütu tahrik et- tiği meydandadır. Çare Ya resmi ilânı basının bünyesinden söküp atacak bir formül (devlet eliyle bir resmi ilân gazetesi çıkar- mak gibi) bulmak, yahut Artırma ve Eksiltme Kanu- nunu 1963 ün icaplarına göre değiştirdikten sonra fi- kirsiz ve istikrarsız bir Basın İlân Kurumu yerine ciddi bir teşekkül vücuda getirerek her yıl milyonların soka- ga dökülmesine mani olmak lâzımdır. 100 liralık bir zimmeti olan bir tahsildar, 5 yıl ha- piste inleten bir devlet nizamı içinde 100 milyonların bilinen şekilde hazneden kaçırılmasına ön olup, seyir- ci kalmak bu hazinenin sahipleri ve bekçileri namına hazin bir tecellidir; Dostlarının yardımına muhtaç fakir bir milletin hazinesi böyle 'idare ve anlatmaya çalıştığımız şekilde heder edilemez. AKİS/23