Demokrasi Sular durulurken İsmet İnönü, karşısında son derece terbiyeli ve saygılı duran, fizyo- nomisinden Güney illerimizden biri- sinin çocuğu olduğu derhal anlaşılan genç adamın ellerini müşfik bir ta- vırla elleri arasına aldı ve gülümsi- yerek : diğiniz garanti (o benim! İktidarda kaldığım müddetçe oObu aftan ben sorumlu olacağım" dedi. Genç adam gözlerini kırpıştırarak birşeyler söylemek istedi. Sonr geçerek Türkiyenin 1 numaralı dev- let adamına sevgi ve saygı dolu na- zarlarla baleti adise, e, geride bıraktığımız hafta- nın ikinci yarısında bir gün Başba- kanlık binasında, Başbakanın o ça- lışma odasında cereyan ediyordu. Türkiye Milli Talebe Federasyonu- nun temsilcileri bir kısmı İstanbul- dan gelmişti- o gün toplanacaklar ve af konusundaki görüşlerini umu- mi efkâra bildireceklerdi. Başbakan gençlerden onbeş kişilik bir (heyeti sabahleyin, toplantıdan önce kabul etti ve onlara bütün memleket me- selelerini tıpkı o Meclisin gizli top- lantısında veya basın mensuplarıyla zaman zaman yaptığı kapalı sohbet ma olduğu gibi anlattı. Bu Cumhuriyetin tarihinde ilk defa vaki oluyordu. Gençlik teşkilâtları- nın liderleri bir çok meselenin içyü- zünü ve esasını doğrudan doğruya sorumlu Hükümet Başkanının ağzın- dan öğrendiler ve bildiklerini sandık- ları bir çok şeyin başka türlü oldu- gunu farkettiler İnönü sadece af üzerinde durmadı. Hâdiselerin derinliğine ve genişliğine tahlilini yaptı, hangi kuvvetlerin or- tada bulunduğunu ve nelerin bahis konusu olduğunu söyledi. Hangi ta* raflardan ne tahriklerin nasıl satlarla yapıldığını anlattı. Gençlik olarak kuvvet ye kudret mu- hafaza etmenin, bunu yitirmemenin tini yitirmiş olanların ne hale gel- diğini hatırlattı. Gençler, devlet a- damının ne olduğunu gördüklerinden dolayı da Başbakanın yanından mem- nun ayrıldılar. Zira İnönü, Hüküme- YURTTA OLUP BİTENLER tinin af konusunda aldığı vaziyetten dönmesinin düşünülemeyeceğini (o bi- le, ancak ciddi hükümetlerin kuvvet- li hükümetler olabileceğini ve ken- disinin bütün siyasi hayatının sözüne güvenilir adam olması sayesinde ba- şarıya ulaştığını sözlerine ilâve etti. Başbakan gençlerden şu veya bu ka- rarı almalarını istemedi. Başbakan gençlerden kararlarını verirken o ve davranışlarını ayarlarken bir takım gerçeklerden haberdar bulunmaları- nı istedi. n öğleden sonra gençler, ya- yınladıkları tebliğde hislerine hakim olmasını bildiler ve memleketin şart- larını göz önünde tuttuklarını belli ettiler. Böylece, bir hafta önce kabaran anlar durulma yolunu tuttu. İstanbulda heyecan ftanın içinde, Kızılayda başlayan hâdiseler (o başkentte (o durulmuş- ken bunların birden İstanbula sıçra- masıyla tansiyon yeniden gerginleş- ti. İstanbullu gençleri harekete geçi- ren de. Ankaralı gençleri harekete geçiren sebepler oldu. Eski D. P. zen- ginlerinin parasıyla kurulan -bunlar Genç üniversiteliler Yeni İstanbul önünde "Alma mazlumun ahını- Çıkar aheste aheste" AKİS, 15 EKİM 1962