Biret dinleyicileri selamlıyor Haklı alkış den, "Biz bu kursu, çok akıllı olmı- yanlar için açtık" gibilerden bir esp- rinin sâdır olması üzerine, epey ha- yal kırıklığına uğranıldı. Ama. üzülmeye sebep yok. Zira Fransızcayı öğrenmiye gelen 1600 öğ- renciden bu kursa devam edenlerin sayısı 90-100'dür. Demek ki Ankara- da "aklı az olan" > kadar fazla değil!. onser mevsiminin başlaması dola- Kyısıyla Riyaseti Cumhur Flarmo- ni Orkestrası Müdürü Mükerrem vetliler büfede oağırlandıktan "merhum" Edmon Jiro'nun -hristi- yanlara "müteveffa" denir ama Si bu tabiri kullandığına göre acaba dam ihtida mı etmişti?- hediye ettiği orgu dinlemek ümidiyle konser salo- nuna geçtiler. Fakat pek sevdiği Bach'dan bir org parçası dinlemek ü- midiyle geç vakit kokteyle gelen Prof. Muammer Aksoy gibi herkes hayal kırıklığına uğradı. Sahneye çıkan Mü- kerrem Berk, davetlilere, yine Jiro' nun hediye ettiği teyplerden -herhal de bantlardan demek istedi- org mü ziği dinliyeceklerini söyledi. Ne ya zı ki, dinletilen parça, banda pek fe- na çekilmişti. Davette İmar İskan Bakanı Prof. F. K. Gökay, hârika çocuklarımızdan Çekoslovakyadaki uluslararası Türk ramik hocası Prof. İsmail Hakkı Oy- AKİS, 15 EKİM 1962 gar da vardı. Prof. Oygar, eğer mad- di ve manevi yardımı temin edebilir- se, Ankarada bir seramik kursu aç- mak istiyor. * 6 Ekim cumartesi günü öğleden evvel saat 11'de Amerikan Bü- yük Elçiliğinin kapısında top- lanan hanımların adedi bin civarın- daydı. 5 liraya bir bilet alarak i içeriye girmek için bekliyorlardı. Büyük Elçiliğin bahçesinde, Ankara oyakı- nındaki Aktaş köyü İlkokulunun masraflarını karşılamak için bir "kermes" tertip edilmişti. Amerikan Büyük Elçisinin eşinin başkanlık et- tiği bu hayır işi çok güzel hazırlan- mıştı. Başkentin ileri gelen bütün amerikalılarını, o gün saat 5'e kadar bahçede bu hayırlı iş için sandviç, sosis, dondurma satarken görmek kabildi. Tumpane şirketinin (o sahibi Mr.Tumpane, başında ahçı külahıy- la pek hoştu. Yüksek kimya mühen- disi Nevzat Çelikerin güzel eşi Re- fia Çeliker, bu kalabalıkta dahi kürk kravatlı yeşil tayyörü ile göze çarpı- yordu. Bahçede kurulan çadırlarda rujdan kahveye, çamaşırdan çikolata ve lavantaya kadar pek çok şey, u- cuz fiyatlara ve çok kısa zamanda satılıverdi. İsteyenler bahçede ( otu- rup, öğle yemeklerini Orhan Seze- ner Orkestrasını dinliyerek yediler. Galiba tek falso da, o orkestranın zaman zaman notlarından çıkandı. * CEMİYETİ perika ln İdil Biret in Dev Konser (o Salonunda a Orkestrası (| eşli- ginde verdiği konser son derece ba- şarılı geçti. Başta Başkan Gürsel ve Başbakan İnönü ile eşleri, obütün Ankaranın musiki meraklıları ile kreması konserdeydi. Dikkati çeken Bakanlardan sadece Milli Eğitim Ba- kanının -galiba görevle- (o bulunma- . Buna mukabil, topluma hayatı- güzel kızı alâkaların en büyüğünü kti. çekti Mükerrem Berk, konserden son- ra Cumhurbaşkanıyla Başbakanı alt kattaki fuayeye davet etti. Orada devlet adamlarımız yeni alman kestra şefiyle tanıştılar, rika çocuk İdil Biret ve Suna Kanla tatlı tatlı konuştular. Berk orada dört başı mamur bir idareci olduğu kadar mükemmel ev sahibi de oldu- ğunu ispat etti. Çok nükteli, sevimli konuşmalar oldu. Gürsel ve (İnönü bir saat kadar kaldılar. Herkes, ceden çok memnun ayrıldı Ama asıl memnunluğu, İdil Bi- retin çok ilerlemiş olduğunu gör- mekle yeni şefinin idaresinde (o Or- kestranın mükemmel çaldığını mü- şahede etmek verdi. Cuma gecesi de aynı yerde aynı biraz daha az lık önünde Rus okemancısı Ahtyamova bir konser verdi. Konser Salonunda İnönü ve Gürsel bir arada Bunlar "Sanatkâr" değil, "Sanat" sevdalıları