27 Ağustos 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

lerine içlerini dökmüşlerdi. Liberal ekonomi taraftan olan Ete Dinçere, Planın uygulanması konusunda Plan- cıların hatalı hareket ettiğini, Alaybe- kin pekçok noktada haklı olduğunu, hatta söylemediği birçok şeyin Ode mevcut bulunduğunu yemek arasın- da anlattı. Dinçer Eteyi büyük bir dikkatle dinledi ve kendisine hak ver- diğini belirtti. Böylece C. K. M. P. li Hükümet temsilcileri de taraflardan birisine katılmış oluyorlar, ancak bu nu açıktan açığa değil hareketleriyle belli etmekte fayda mülahaza edi- yorlardı. Bir ara bulucu rşamba günkü toplantı bu hava içinde cereyan ederken işin daha fazla alevleneceği, tarafların birbiri- ne daha fazla gireceği ortaya çıktı. Başbakan İnönü, Planlama Kuru- lunun ertesi gün yapacağı toplantıyı bunun için tehir etti. Ortaya bir tek- lif attı. Bir teknik komite kurulacak ve iki tarafın fikirlerini telif edecek- ti. Teknik komiteye Maliyecilerle bir- likte Ali Alaybek katıldı. Bu iki uz- man ve Planlama Teşkilatım temsi- len bir genç hanım komitede çalış- mağa başladılar. Üzerinde çalıştıkları konu, tabi- atıyla Vergi Reformu ile ilgiliydi. Ta- raflar biraz fedakârlık ederek, iç fi- nansman miktarında bir (değişiklik yapılmadan belirli geliri arttırma yol- larını aradılar. kirlerini sordu ve kendileriyle anlat oyuna konuştu. Temaslar İnönünün evinde yapıldı. Alicanla görüşen Baş- bakan, Yardımcısının huzursuz oldu- gunu hissetti. Bu arada Y.T.P. li Ba- kanlar Feyzioğlunun tutumundan da şikâyetçi olduklarını belirttiler. Bu şikâyetler Basma da aksedin- ce, Feyzioğlu ertesi gün bir o basın toplantısında kendi görüşünü ve du- rumunu anlattı. Ancak meselenin o tarafı, şahsi alınganlık faslı olarak mütalâa edildi. Buna mukabil, teknik elemanla- rın konuşmaları daha verimli geçti. Plânlamacılar, Maliyenin, kendi tar- zıyla Il milyar 20 milyonluk ihtiyacın 950 milyonunu gerçekten sağlayabile- ceğini kabul ettiler. Ferit Melen, üst tarafı için de teminat verdi. Hele, ik- tisadi hayat bugünkü gelişme nisbe- tini muhafaza ederse belki 500 mil- yonluk bir fazlalık olabileceğini, her şeyin başlayan huzurun ve güvenin devamına bağlı bulunduğunu söyledi. İki taraf, kendi görüşlerinde küçük tadiller yaptılar, bunun Maliyenin tasarısı üzerinde de tesiri oldu. Bu iyi niyetle halledilemeyecek bir şeyin AKİS, 27 AĞUSTOS 1962 bulunmadığını gösterdi. Ancak Plân- lamacılar, kendi görüşlerinin Yüksek Planlama Kurulunun Hükümete suna- cağı tasarıda belirtilmesi hususunda ısrar ettiler. Önümüzdeki hafta içinde, Plan son şeklini alıp Hükümete verilecek- tir. Nihai pürüzler de, Hükümet se- viyesinde halledilecektir. Ziyaretler Başkentte bir amerikalı (Kapaktaki Başkan Yardımcısı) ypediğimiz haftanın son günü, An- kara mümtaz bir misafiri karşıla- mak için süslendi. Gerçi, sayın bü- YURTTA OLUP BİTENLER içinde Atatürk Bulvarını o katederek ikametine ayrılan otele gidecektir. Dost Başkan Yardımcısını Ankaralı- ların sevgiyle selâmlayacakları mu- hakkaktir. Bu, milletten millete bir ahbaplığın yeni tezahürünü teşkil e- decektir. Lyndon B. Johnson, Türkiyeye Türk Hükümetinin davetlisi (olarak gelmektedir. Kennedy'nin muavini ay- nı tarzda İran, Lübnan, Kıbrıs, Yu- nanistan ve İtalyadan da davet al- mış olduğundan bölgemizde bir turne yapmaktadır. Bu gezi ikibuçuk hafta sürecektir. Johnson Türkiyeye karşı cömert davranmıştır. Amerika Cum- hurbaşkanı Yardımcısı beş gününü bizim aramızda geçirecektir. John Kennedy ve L.B. Johnson Arabanın yüklerimizin mihrace hayatı yaşadığı günlerde olduğu gibi pahalı taklar, gösterişli resimler, parlak vecizeler sokaklarda arz-ı endam etmedi. Ama, Atatürk Bulvarı Amerikanın ve A- merikanın renklerini taşıyan bayrak- larla donatıldı, sıcağa ve hemen bo- şalmış olmasına rağmen şehir tatlı sevimli bir kılığa büründü. Misafir Amerikan Cumhurbaşkanı Kennedy'- nin muavini Lyndon B. Johnson'dur. Johnson ve eşi başkentte bu satırla rın okunmasından bir kaç saat sonra 16'da bir dev Bocing uçağıyla Esen- boğa hava meydanına gelecek, başta Başbakan İnönü ve eşi olduğu halde devlet adamlarımızla eşleri tarafın- dan karşılanacak, bir açık otomobil iki atı Güzel sözler u Ziyaret, Amerikanın Türkiyeye verdiği önemin belirtilmesi için bir vesile teşkil etti. Johnson, haftanın ortasında Amerikadan hareket e- derken güzel ve canlı sözler söyledi. Türkiyenin, kendi bölgesinde Ameri - kanın en güvenilir müttefiki olduğunu belirtti. Bu, Washington'un Ankaraya nasıl gözle baktığını göstermektedir. Kennedy'nin muavini burada, bu "en güvenilir müttefik"in kendi iç mese- lelerini hangi esaslar ve ölçüler i- çinde halle uğraştığını da daha iyi gö- recek, davalarımızı anlamaya çalışa- caktır. Ama, ziyaret bir "iyi niyet ve tanışma" ziyareti olduğundan iki ta- rafın devlet adamları arasında “res- 9