bir kadın olmuştur. Bütün hayatı siya- set ile ilgili olan Johnson, eşini ideal zevce olarak vasıflandırmıştır. Johnson çiftliğinin hu anlayışlı gelini, en yakın şehre 75 kilometre mesafede misafirlerini mükemmel a- gırlamakta ve eşinin politik temasla- rına dahil olan davetleri büyük ma- haretle tertiplemektedir. Johnson'lar bu, -içinde sıcak ve soğuk hava tertibatı dahil her tür- lü konforu bulunan- çiftlikte yaşama- gı Beyaz Sarayda yaşamağa tercih etmektedirler. Büyük Johnson Çift- liğinde her zaman için 10 veya 100 ki- şinin ihtiyacı olan yemekleri hazırla- yabilecek bir mutfak ve alıcılar bu- lunmaktadır. Bu bakımdan Johnson- ların çiftliği, hakikaten o görülmeğe değer bir manzara arz eder Johnson'ların Washington'daki i- kametgahları ise, kısa bir müddet ev- vel A. B. D. nin eski Lüksenburg Bü- yük Elçisi Perle Mesta'dan satın al- dıkları rahat ve güzel evdir. Bu gü- zel evde sık sık resmi misafirler, biz- zat Bayan Johnson tarafından ağır- lanmaktadır. Jehnson'ların Lynda Bird ve Lucy Baines isimli iki kızları var- dır. İdare Rivayet muhtelif ama persevin D.D.Y. da yapılması ka- rarlaştırılan bazı tâyinlerle baş- ladığı sanıldı. Tayinlere "Genel Mü- dür taraftar, Bakan taraftar değil" denildi. Gerçekten meselenin dış gö- rünüşü böyleydi. D.D.Y. da genel o- larak yapılan bazı tâyinler memnun ve gayri memnun iki zümre - tabi- atıyla böyle olacaktı* ortaya çıkar- benzer pek çok nakil oyapılmaktay- dı. D. D. Y. Genel Müdürlüğü iç tali- matnamesine göre, bazı bölgeler mah- rumiyet bölgeleri olarak sınıflandırıl- mıştır. Bu bölgelerde 5 yıl o çalışan personel hizmetinin hitamında yerinin değiştirilmesini - arzusuna kalmış bir iştir- isteyebilir ve mahrumiyet böl- gesinden alınarak Batı bölgelerinden birine tâyin edilir. İşte bu yılın başında da D. D. Y. Genel Müdürü emekli General Seyfi personelinden bazıları 5 yılını doldur- duğu için Batıya naklediliyor, bunla- rın yerine de tabiatıyla Batıdaki bazı personel atanıyordu. Bu değiştirme, Doğudakileri memnun etti. Gelgele- lim Batıda rahatı bozulan personel- den bazıları soluğu yeni (oUlaştırma Bakanı Öçtenin karşısında aldı. İşte ne olduysa bundan sonra ol- du. Bakan Genel Müdürü çağırdı. Du- rum hakkında bilgi aldı ve nakilleri tasvip etmediğini belirtti. Ama ya- pılacak bir şey yoktu. Genel Müdür, nakiller yapılırken Batıdan alınan Personel üzerinde inceden inceye du- rulduğunu söyledi. Hakikaten bu ko- nu üzerine Genel Müdürlük eğilmiş, İstanbulda yerleşmiş, çocuğu tahsil- de olan, veya Doğuya gitmesinde mahzur bulunan personele mümkün mertebe dokunmamağa o çalışmıştı. Ama çaresiz kalınanlar olmuştu. Me- sele en az zarar husule getirerek de- giştirmeyi yapmak prensibinden, ha- reket etmek olduğuna göre, bu ka- darına da tahammül etmek gereki- yorduk. Bakanla Emekli General arasın- daki konuşma bundan ibaret oldu. Sonra Öçtenin İstanbulda yaptığı ba- sın toplantısında basına açıkladığı bir mesele ortaya çıktı. Genel Müdür- lerden birkaçı değiştirilecekti. (o Bun- lardan birisi, D.D.Y. Genel Müdürüy- dü. Diğeri Devlet Hava Meydanları Genel Müdürü, bir diğeri ise Denizci- lik Bankası Genel Müdürüydü. D.D.Y. Genel Müdürünün liyakat- siz olduğu ileri sürülüyor ve o Genel Müdürlüğün devamlı ziyan ettiği be- Rifat Öçten Mari içeri... YURTTA OLUP BİTENLER lirtiliyordu. Ancak bu açıklamanın ü- zerinden birkaç hafta geçtiği halde D.D. T. Genel Müdürüne resmen bir emir, gelmedi. Daha doğrusu emekli- ye sevki için gerekli kararname Ba- kanlar Kuruluna sunulmadı. Şimdi, Ulaştırma Bakanlığı bina- sının iki kanadında genişçe odalarda birbirine pek yakın oturan iki kişi mevcuttur. Birisi Bakan Öçtendir ve Genel Müdür için gerekli işlemi ya- pabilmenin havasını kollamaktadır. İkincisi D. D. Y. Genel Müdürü E- mekli General Seyfi Çoturdur. Seyfi Çotur hâlâ makamında oturmaktadır. Ama pek rahat değildir. Personel, bütün bakanlıklarda olduğu gibi bir değişiklik sezdiğinden bir rehavet i- çinde, iş yerine günün dedikodusuna yapmakta ve Genel Müdürlüğe kimin tâyin edileceği konusunda Toto oyna- maktadır. Bazı nüfuslu kişilere gelin- ce bir arpalık kabul edilen bu Ge- nel Müdürlüğe işlerine yarıyan ya- rarlı bir kimseyi tayin için umulmı- yacak manevralar çevirmektedir! Çotur emekli bir generaldir ve emekliye sevki halinde şimdiki maa- şından 2 yüz lira daha fazla maaş alacaktır. Genel Müdür askerliği sı- rasında ulaştırma işlerinde uzun müd- det çalışmış, son olarak Genel Kur- may Başkanlığı Ulaştırma (Dairesi başkan Oomuavinliği (o yapmıştır. 3 yıl bu konularla ilgili olarak Avrupa- da vazife görmüştür. İyi Fransızca bilmektedir. İngilizceye de okuyup yazabilecek kadar vakıftır. - Emekli General D. D. Y. da öyle şatafatlı iş- lere girişmemiştir. Girişmemiştir ama bir askerin alışkanlığıyla müesseseyi kendi yağıyla kavrulmaya zorlamış, vagon ithalatını menetmiş, onun ye- rine yerli vagon imali yoluna git- miştir. Gene yedek parça imalatını desteklemiş, döviz tasarrufuna (o se- bep olmuştur. Ama kendinden evvelki- ler gibi bu müessesenin kâra geçme- sini sağlıyacak mucizeyi yaratama- mıştır. Bunda emekli General kendi- sini haklı görmekte ve boynunu bü- kerek : " — Bunu yapacak dehayı bulmak biraz güç geliyor" demektedir İşte bunun içindir ki, Öçtenin Ço- turu emekliye sevke karar vermesini sadece nakil ve tayinlere dayayan- lar bir hayli yanıldılar. Öçtenin ne- dense emekli askerlere bir alerjisi mevcuttur. Üstelik son derece vefakar bir D. P. lidir. Eski günleri unutma- mıştır. Nitekim bakanlıkta ilk icraatı son derece eski bir dostunu (Özer Kalem Müdürü olarak yanına almış- tır. Öçtenin Özel Kalem Müdürü olan zat çok eski bir asker olmakla bera- ber Emin Kalafata uzun süre sada- katle hizmet etmiştir.