olarak yirmibeş madde sıraladı. Son- radan, partinin adı I Nisan 1920'de Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Parti- si haline geldiğinde -Nazi kelimesi bu ismin kısaltılmışıdır- program res- men kabul edildi. Program işçileri, orta sınıfın alt tabakasını, köylüleri cezbedecek şekilde hazırlandı. Kütleleri cezbetmek için.. Hi bu başlangıçtan sonra, işin ütleleri cezbetme tarafına gitti. Viyanadaki (omüşahedelerinde halkın kuvvet karşısındaki durumunu tesbit etmişti. Görmüştü ki sâdece fikir ve program kâfi değildir. Bunun yanın- da maddi ve manevi baskı da lazım- dır. Bazı büyük kuvvet gösterilerine ihtiyaç vardır. Zaten o tarihlerde Münihte siyasi partiler rakiplerinin toplantılarını basıyorlar, kavga çıka- rıyorlar, birbirlerine karşı zor okul- lanıyorlardı. Hitler, Roehm'ün gayre- tiyle bir çok eski askeri, maceracıyı, külhanbeyini partiye topladı. Bunlar başta, karşı tarafın kuvvetleriyle do- luşuyorlar, toplantıda patırdı çıka- ranları osusturuyorlar, icap ederse dışarı atıyorlardı. Hitler belalılarını Partinin "Jimnastik ve Spor Kolu" adı altında organize etti ve başlarına bir sabıkalıyı, Emil Maurice adında birini getirdi. Sonra bu maskeyi de attı ve bunlara "Sturm Abteilung Z Fırtına Birlikleri" adını verdi. S. A. bu ismin kısaltılmışıdır. Bir ta- kım katiller, hırsızlar, ahlaksızlar, dağıtılmış olan milis kuvvetlerinin ar- tıkları, ellerinden adam öldürmekten başka iş gelmeyen genç muharipler kahverengi üniforma giyen bu birlik- lere katıldılar. Teşkilâtları genişleyince S. A.'lar karşı tarafın müdahalelerine omuka- beleyle yetinmediler. Öteki partilerin toplantılarını basmaya, onların ha- tiplerini döğmeye, baskı yapmaya baş- ladılar. 1921'de Hitler, birliklerinin başında bir kavgaya katıldı. Naziler, toplantının hatibini bir güzel ıslat- tılar. Adam konuşamadı. Ama Hitler üç ay hapse mahküm oldu ve bir ay yattı. Bu, ilk hapislik tecrübesi oldu Hapisten bir kahraman edasıyla ve şöhreti artmış olarak çıktı. Bir bakı- ma memnundu. Yolundan dönmek ha- tırından geçmedi. Tam aksine, bir nazi toplantısında şöyle dedi: "Nas- yonal Sosyalist hareket bundan böy- le merhametsizce ve icap ederse Zor kullanarak vatandaşlarımızın aklını çelecek toplantıları ve nutukları ön- leyecektir!" Münih sokaklarında naziler haki- miyet kurmakta gecikmediler. Bayrak, sembol, trampet... Hile büyük kütlelerin, hele alması kütlelerinin obayrağa, o sembole, TARİH Kiel'de kızıl denizciler marşlara, gösterişe ve şatafata olan hayranlığını, bunların onlar üzerinde- ki cazibesini, müthiş tesirini gözden uzak tutmadı. Fikri programından ve kavga birliklerinden sonra (o partiye bu lâzımdı. Kütleler, altında savaşa- cakları bayrağa sembol olarak uçları kıvrık putu, ga- malı haçı buldu. Gamalı haç, insanlık tarihi kadar eski bir işarettir, Truva harabelerin- de, eski Mısır ve Çin eserlerinde ga- malı haça rastlamak kabildir. Harp sonrası yıllarında gamalı haç Baltık memleketlerinde görülmüş, oralardı çarpışan milis kuvvetleri bunu Al- manyaya getirmişlerdir. Hitler gama- lı haçı, muhtemelen daha önce, Vi- yanadaki yahudi aleyhtarı toplantı- larda görmüş olmalıdır. Sembol ola- rak onu seçti. Şimdi iş, bayrağın genklerine kalı- yordu. Hitler, elbet ki Weimar Cumhuriyetinin siyahı, İnam ve al- tın sarısı rengini tutmadı. Buna mu- kabil eski İmparatorluğun O kırmızı, beyaz, siyah bayrağını da aynen ala- mazdı. Onun renklerini aldı ve içine gamalı haç ilâve etti. Bayrağı kendi- sine, bir dişçi çizdi: Kırmızı zemin ortasında bir beyaz daire ve onun içinde siyah gamalı haç! Kırmızı ha- reketin sosyal fikrini temsil ediyor- du. Beyaz, milliyetçi fikirdi. Gamalı haç da, ari ırkın zaferini sağlaya- cak büyük mücadelenin o sembolüy dü. Artık, Hitlerin âletleri tamamdı. Naziler, kollarına gamalı haçlı pazu- bentler takarak, büyük bayraklar do- Özenti laştırarak, kuvvet gösterilerine giri- şerek seslerini gittikçe daha fazla duyurmaya başladılar. Münihte, nas- yonal sosyalizm ufak çapta bir kud- ret haline gelmişti. Liderlik mücadelesi G Hitler mükemmel bir hatip ve iyi bir teşkilâtçı olduğunu belli ettikten sonra, parti içinde münakaşa edilmeyen lider mevkiine gözünü dik- ti. Bunu teminde gösterdiği meharet, müstakbel alman diktatörünün bir üçüncü vasfını ortaya koydu: Taktik- çiliği. Gerçekten daha sonraları, Al- manyada iktidarı ele geçirişi sırasın- da bu vasfını bol bot kullandı ve rakiplerinin hepsini mat etti. 1921 yazında Hitler, resmen lider sıfatını taşımamakla beraber parti içinde en büyük otoriteydi. O yaz, Münihten ayrılarak Berline (o gitti.. Kuzeyde de milliyetçi cereyanlar var- dı. Hitler onların ileri (gelenleriyle temas edecek, onların merkezi olan Milli Klüpte bir nutuk o söyleyecek, kendi hareketini Bavyera hudutları- nın dışına taşırmaya çalışacaktı. O- nun yokluğunu, Parti İdare Heyetinde bulunup ta Hitlerin diktatoryal me- todlarından şikâyetçi olan arkadaşla- rı fırsat Midiler. Güney Almanyadaki kendileriyle aynı fikri taşıyan grup- larla, bilhassa bunlardan Alman Sos- yalist Partisiyle birleşmeğe kalktılar. Bu partiyi bir yahudi düşmanı, Hitle- rin büyük rakibi Julius Streicher Nu- rembergte kurmuştu. Hitlerden şika- yetçi olan nazi idarecileri düşündüler ki bu gruplarla birleşilirse ve oonla- rın muhteris liderleri de teşkilâta