Dış Politika Hakkında İkinci Dünya Harbinde, eğlenceli bir hâdise cereyan etti. Japon- ların Uzak Doğuyu ve Güney Doğu- yu hakimiyetleri altına aldıkları günlerde, Siamın kukla hükümeti A- merika Birleşik Devletlerine harp ilân etti. Bu, devletler hukuku- nun bütün kaidelerine riayet oluna- rak yapıldı. Ama Washington hü- kümeti, bunu kabul etmedi! Kendi- ni Siam ile harp halinde saymada, Böyle bir vaka ilk defa görülüyordu. Siam ne yapacağını şaşırdı. Harp dediğin tek başına olmuyordu ki.. En azından iki taraf lâzımdı. Siam ikinci tarafı bulamadı. Washing- ton, Bangkoktaki hükümetin hangi zaruret altında harp ilânına kalkış- tığını bildiğinden omuzlarını silkti, güldü ve geçti. Aslında bunda, pek fazla şaşıla- cak bir cihet yoktur. Dünyada, iki çeşit dış politika bulunur. Birincisi, dış politika hedeflerini esas alır İkincisi, iç politika.. Birincisi, kuv- vetli ve müstakar hükümetlerin kâ- rıdır. İkincisi, sallantıda zayıf hü- kümetler için bir mecburiyettir. Hal- kı derleyip toplamak, içerdeki kar- İsmet İnönü Efendim nerede.... 1937 de Johnson yeni bir dene- meye girişti ve Temsilciler Meclisi i- çin yapılan özel bir seçime iştirak et- ti. Dokuz aday arasında Johnson'un seçimi kazanması onun politik şansı- nın artık yaver gitmeğe başladığını gösterdi. Dört yıl sonra ise bir ba” şı kuvvetleri susturmak, huzursuzu umumi efkârı bir yeni konuyla oya- lamak maksadıyla çok hükümet za- man zaman dış politikada heyecan yaratmak yoluna sapar. Yapılacak akıllı işi, hiç umursamamaktır. Ta- bii, devlet olma haysiyetinin ve gö- revinin vecibelerini yerine getirmek şartıyla.. Türkiye - Irak hududunda cere- yan eden hâdiseler karşısında, An- kara Hükümetinin tutumu birinci şıkkın pek güzel bir örneği olmuş- tur. Türk dış politikasının hedefi Or- ta Doğuda barışın muhafaza olun- ması, bütün komşularımızla iyi ge- çinmektir. Bu düşüncelerle Türkiye meseleleri büyültmekten sakınmış, temkinli ve olgun, basiretli davran- mış, hiç bir hafifliğe meydan ver- memiş, diplomatik usullerle vakayı aydınlatma yoluna gitmiştir. Bu ya- pılırken, tabi tecavüzlerin defi ih- mal edilmemiştir. Anlaşılıyor ki Irak, bu davranı- şın manasını anlamamıştır. Yahut Bağdat Hükümeti, iç politika zaru- retlerini birinci plana almak duru- mundadır. Zira Irakın, Türkiyeyle arasını bir dış politika esası olarak bozmak, İsteyebileceği kolay hatıra getirilebilecek bir husus değildir. Buna rağmen bir takım çapulcula- rın sokak hareketlerine kalkışmala- rı, devletin resmi radyo ve diğer ya- yın organlarının gerçekleri tahrif e- derek bize saldırmaları huzursuz bir idarenin çırpınışlarıdır. Onlar çırpınsınlar Türkiyede iki nokta sabittir. Tür- kiyenin dış politika hedeflerinde bir değişiklik olmamıştır. Iraka karşı niyet ve dileklerimiz aynıdır, Anka- ra Hükümeti, iç politika sebebiyle dış politika yapmayacak kadar kuv- vetli ve sağlamdır. Bugünkü İnönü Hükümeti, bazı alışkan çevrelerin tahrik ve tavsiyelerinin aksine dış politika meselelerini sokağa getir- meyecektir. Bu, bir metod meselesi- dir. Bütün siyasi hayatı boyunca İs- met İnönü, İkinci Dünya Harbinin en buhranlı günleri dahil, sükünet ve soğukkanlılıkla, ağırbaşlılık ve basiretle dış politika davalarının üs- tesinden gelmiştir. Gene öyle ola- caktır. Hudutlarımız sıkı şekilde muhafa- za olunacaktır. En küçük tecavüz şarısızlıkla karşılaştı. Henüz süresi bitmemiş bir yer için seçime katıldı ve Birleşik Amerika Senatosu için şansını denedi. Fakat netice lehte ol- madı. 1,131 oy farkla rakibine mağlüp oldu. Ama Johnson bunu tam bir sportmen anlayışı içinde (o karşıladı. teşebbüsü en sert mukabeleyi göre- cektir. Hudut hâdiseleri, iki tarafın iyi niyet sahibi olduğu hallerde ö- nem taşımaz. Irak, bu iyi niyetten mahrum bulunduğunu göstermiştir. Türkiye göklerinde ve Türkiye top- raklarında her gezinti (teşebbüsü, bunu yapanı anasından doğduğuna pişman edecek bir şiddetle önlene- cektir. Kara Kuvvetlerimizin kara hududumuzu, Hava Kuvvetlerimizin göklerimizi gerektiğinde nasıl savun- dukları hiç kimsenin meçhulü ode- ğildir. Irak hududunda bundan böy- le hiç bir "hata" affedilmeyecektir. Iraklılar i için yapılacak eniyi şey, oralarda görünmemektir. Ama bunun ötesinde, Türkiye Bağdat Hükümetinin aklını başına toplamasını kendine güvenin verdi- ği huzur içinde bekleyecektir. Tu- tacağı yolu tâyin yetkisi de, bunun neticelerinden doğacak sorumluluk ta tabii General Kasıma ve arkadaş- larına aittir. Her halde Türkiye, ne içerde ne dışarda kuru gürültüye kulak as- mayacaktır. General Kasım .. ben nerede! Azmini kaybetmedi. Nitekim 1948 yı- lında azminin mükâfatını gördü ve oldu. Ama Johnson bunu tam bir oldu. Yardımcı Johnson A . D. Başkan Yardımcısı Lyn- don B. Johnson 1948 de seçildiği