kan, derhal askeri güvenlik tertiple- rinin alınmasını emretti. Emir, Hava Kuvvetlerine ulaştırıldı. Hava Kuv- vetleri Irak hududu bölgesinde dev- riye uçuşuna başladılar. Pilotlara, Türkiye üzerinde habersiz görünecek yabancı askeri uçaklara ateş açm mala- rı emri verildi. Devriye uçuşu için Di- yarbakırda üslenmiş avcı jet uçakla- rımız görev aldılar. Bu arada Hava Kuvwvetleri Komutanı İrfan Tansel derhal Diyarbakıra gitti, oradan Kay- seriye uğradı ve başkente döndü. Di- yarbakırda ve Kayseride gerekli ter- tibatı bizzat aldırdı. Iraklıların he- nüz, devriye uçuşu kararından haber- leri yoktu. Biskan üzerinde Dpwrve gezen jetlerimiz, perşembe sabahı saat 6.50 de Biskan üzerine geldikleri köyün a- teş içinde olduğu- nu ve dumanların çıktığını gördüler. Bu dumanların a- rasından, rus ya- pısı bir İL-28 bom- bardaman o uçağı- nın yükseldiği far- kedildi. o Avcıları- mız derhal yaban- cı uçağın üzerine seğirttiler. Yaş va- satisi 23 olan bi- zim pilotlarımızın dan em n bulunsun di. Ne de olsa, Türk jetleriyle karşı- laşmak açık hudut köylerini bomba- lamaktan zordur. Haftanın sonunda General Tansel, Irak uçağını düşüren pilota mükafat verilip verilmeyeceği kendisine so- rulduğunda omuzlarını silkti ve şöyle dedi: "— Bizde böyle basit bir iş için taltif yok.." Hadise, bütün umumi efkârda gö- zü dönmüş bir politikacı grup hariç- memnunluk uyandırdı ve güven hissi- ni tazeledi. Gazetelerin vakayı yaz- dıkları cuma sabahı yüzler gülüyor- du. plomasi sahasında aklıların, Ankara ve Bağdattaki diplomatik teşebbüslerimize cevap- ları gecikmedi. Cevap kibar ve dü- “Asker Gözü" Şgerdan tüm bir ay önce, bir eski asker Türkiye Radyolarından, di. Hükümet Başkam sıfatıyla Türk milletine Ordusu hakkında bilgi verdi- İsmet İnönü, Erzurumda askeri birlikleri teftişten "Kumandanlarımız ve subaylarımız emirleri altındaki erleriyle ve el- lerindeki silâhlarıyla haşır neşir olmuş bir halde sefer görevlerine şevk- le çalışmaktadırlar" dedi. alınan olarak çok memnum, kaldım" dedi. Vatandaşlarım Ordunun kıymetin- den, kendi ij uğraşmaktan başka emeli de, vakti de olmadığın- " dedi. "Vatandaşlarıma bu güvenimi kesin bir inançla naklediyorul Ordu vazifesindedir. Ordu vatanı müdafaa ede- 7 cek kudrettedir" dedi. YURTTA OLUP BİTENLER diplomatik temaslar ters istikamette işledi. Irakın Ankaradaki Büyük Elçi- si Talip Müştak Dışişleri Bakanlığına geldi ve hadiseyi protesto etti. Aynı sıralarda bizim Bağdattaki temsilci- miz de Irak Dışişlerine davet edilmiş ve aynı hususlar kendisine ( söylen- mişti. Irak Hükümeti, Türk jetlerinin Irak semalarından 150 kilometre içe- ri girdiklerini iddia ediyordu. Irak devlet adamları kendi iyi niyet gös- termişken ve hatalarını tamir et- mek arzusundayken yeni ohâdisenin çıkmasından duydukları üzüntüyü de bildirdiler. Ankarada ve Bağdatta I- raklılara meselenin ciddiyetle tahkik edileceği bildirildi. Gerçekten de, bizzat Başbakan İ- nönü hâdiseyle alâkalandı. Fakat ya- pılan tahkikat Iraklıların yanıldıkla- rın ortaya koydu: Bombardıman uça- ğı a zerine yakalan Türk itleri hudu. du o geçmemişler- Durum Bağda- ta ve Ankaradaki Irak Büyük Elçisi- ne bildirildi. 6.50 de semada bulu- nan filomuz, tam zamanında üssüne dönmüştü. Bu fi- lonun Irak üzerin- de 150 kilometrelik dönmüştü. mesleki li e a Aradan bir ay geçti. Bir küçük vesile, asker gözünün askeri ei iması mad de yapısı, 1600 kilo- kadar iyi görmüş bulunduğunu ispat etti. İsmet Paşanın tarif ettiği metre süratte F- Ordu, gerçekten öyle olduğunu ortaya koyuverdi. lı motorlu, jet perva- Şimdi, yataklarımızda niçin endişesiz yattığımız anlaşılıyor ya? N gaze neli, 900 kilomet- Şimdi, iç ve dış güvenimizin ne kadar sağlam teminat altında olduğu dise, haftanın re hızda bombardı man uçağı avcıla- rımız o tarafından çevrildi, ateşe tu” tuldu. Uçak kendi toprakları istika- metinde kaçmağa çalıştı. Fakat moto- runun sesi değişti ve sürati düştü. Bu- na rağmen, kendini hududun ötesine atmaya muvaffak oldu. Türk jetleri, hududu sureti katiye- de geçmeme emri aldıklarından du- man salarak irtifa kaybeden rus ya- pısı uçağı takip etmediler. Uçak, sü- zülüş kabiliyetini de kaybetti ve ka- yalıkların arkasında kayboldu. Avcı- larımla devriye uç aşunu tamamlaya- rak üslerine dön . Onlar üsleri- ne dönünce, yeni filo, uçuşa çıktı. Zira devriye uçakları, görevlerini devamlı yapmaktadırlar. Fakat öteki filoları- ız, yabancı uçağa rastlamadılar. I- raklılar, ağızlarının payını alınca se- malarımızdan kaybolmayı tercih etti- ler. hissediliyor ya? Şimdi, dağ başlarında vatanı beklerken bin meşakkat çeken Silâhlı Kuvvetler | Germe bütün şükran ve minnetimize lâyık bulunduğu seziliyor Bu, sadece dış değil, iç düşmanlarımız için de bir ibret dersidir. rüst oldu. Yaptıkları kısa tahkikat neticesinde kusurun tamamiyle kendi- lerinde olduğunu anlamışlardı. Özür dilediler, bir kasıt olmadığını söyle- diler, mesullerinin tecziye edileceği ni, tazminat ödeneceğini bildirdiler Ankara Hükümeti cevabı müsbet ve memnunlukla karşıladı. Ancak, söz i- le fiilin birbirini tutmamasıdır ki du- rumu nazik hale getirdi. Zira cevabın geldiği saatlerden biraz önce jetleri- miz Irak İL-28 ini gene Biskanı bom- balarken yakalamışlar ve haddini bil- dirmişlerdir. Ya, Bağdat Hükümeti kendi Hava Kuvvetlerine gerekli ta- limatı vermemişti, ya da bazı pilotlar bu emirlerin haricine çıkıyorlardı. Uçaklarının düşürülmesi. Iraklıla- rı cuma günü harekete geçirdi. O gün, onunda, o nok tada durdu. Fakat bunun, milletlerara sı sahada bir ta- kım in hemen kendileri belli ettiler. Bunla. rın başında, tabii Nasır ve onun Kâr hire radyosu yer aldı. Kahire radyo- su, bir süredir Türkiye aleyhinde gi- rişmiş olduğu yayınların şiddetini da- ha da arttırdı ve arap alemini tahri- ke koyuldu. Tabii bunda asıl hedef, Türkiyeyi vurmaktan ziyade Kasımın durumunu güçleştirmek ve onu soka- ğın baskısı altında bazı münasebetsiz- liklere sürüklemekti. bilhassa Irağı işgal niyeti taşıyan bir mütecaviz olduğunu söylemeye kadar gitti. Ankarada, Başbakan İnönü hafta- nın sonundaki cuma günü kabinesini topladı. Hâdise hakkında Başbakan Yardımcıları ve Dışişleri Bakanı arka- daşlarına izahat verdiler. Hükümet 7