o kadar farklı değildir. Bunker plânı, ihtilaflı tarafların öne (o sürdükleri şartların aşağı yukarı ortasında bulunmaktadır. Bunker Plânı- na göre, Hollanda bir yıl içinde çe- kilecek ve Batı Yeni Gine bir yıl daha Birleşmiş Milletlerin himaye- sinde kaldıktan sonra Endonezyaya teslim edilecektir. Fakat Endonezya- nın inatçı Cumhurbaşkanı (Ahmed Soekarnonun Batı Yeni Gineyi 1 O- cak 1963 de ilhak etmek konusunda- ki kesin ve kararlı tutumu, Bunker planını esas İttihaz eden görüşmeleri bir çıkmaza sokmuştur. Washington- da ismi açıklanmayan bir yerde yapı- lan görüşmelerin çıkmaza girmesi ü- zerine bizzat Birleşmiş Milletler Ge- nel Sekreteri U Thant'ın meselenin çözümlenmesi için sarfettiği gayret birçok batılı müşahit tarafından övül- meye değer bulunmuştur. U Thant Kongo ve Katanga meselesindeki so- nuçsuz çabaların yarattığı hayal kı- rıklığını, Batı Yeni Gine başarısı bir dereceye kadar gidermiş sayılmalı- dır. Jamaika Yaşasın bağımsızlık GE haftanın başlarında Antillerde Küba ve Haite'den sonra üçüncü büyük ada olan Jamaika, yapılan spektaküler törenlerle bağımsızlığına kavuşmuştur. Bilhassa Romu ve gü- müş sahilleri ile tanınan sevimli Ja- maika'da son zamanlarda bağımsızlı- ğını kazanan bazı Afrika devletleri gibi zenginlikle fakirlik, siyah ırk ile beyaz ırk yanyanadır. Binlerce aile birkaç muz veya bir avuç fasulye ile doymakta, açlık, işsizlik ve teberkü- loz artan nüfusu bir hayli sarsmakta- dır. Bu haftanın başına kadar Adanın hakimi olan İngiltere, Belçikalıların Kongoda ve Hollandalıların Batı Yeni Ginede yaptıkları gibi, Avrupalı ka- dın ve çocukları nakletmek için havai AKİS, 20 AĞUSTOS 1962 hatlar tesis etmemiştik. Zengin Ame- rikalı ve İngilizler, Jamaika ba- gımsızlığını okazandıktan sonra yerli halkın gazabından korkarak villâla- rım Batmamışlardır. Çünkü Jamaika ne Kongo ne de Batı Yeni Ginedir. Jamaikanın bir yer yüzü cenneti oldu- gunu söylemek mübalâgalı sayılmama Idır. Zira her yıl Jamaikaya gelen 200 bin turist bunun açık bir ör- neğini teşkil etmektedir. I milyon 750 bin nüfuslu Jamai- ka -Nüfusu İstanbulun nüfusundan daha azdır- ahalisinin menşei Afrika- nın her bölgesinden toplanıp İspanyol- lar tarafından köle olarak getirilen zencilerdir. 3 yüz yıldan fazla bir zamandan beri İngilterenin bir kolo- nisi olan Jamaika'da soğukkanlı İn- gilizlerin, sıcakkanlı ve ateşli Jamai- kalıları sistemli bir şekilde ve ya- vaş yavaş "kendi kendilerini idare"ye hazırlamaları bu sevimli adada niçin Castro tipi bir ihtilâlin çıkmadığını anlatmaya kâfi gelmektedir. Jamai- ka da, Küba gibi şeker ihracı ile ge- çinmektedir. Fakat Jamaika'nın zen- gin şeker kamışı tarlalarının üçte iki- si, "beyaz yabancılar", yani İngiliz- ler, Amerikalılar, Portekizli yahudi- ler ve hatta Suriyelilere aittir. Zira- at işçiliği ile uğraşan siyah halkın çoğunluğu şeker pancarı mahsulü za- manında gündeliğini alıp çalışan ır- gatlardır. Bu hasad mevsiminin dışın- da ise zenciler, kaderlerini muz ye- tiştirdikleri küçük toprak parçalarına bağlamışlardır. "Yabancı beyazlar", yıllardan beri adada siyasi bir üstünlüğe sahip ol- mamışlardır. Çünkü yarısı siyah, ya- rısı sütlü çukulata kahverengisi ve ancak © | i beyaz olan ahali, son sa- vaşın başlangıcından beri kendi ken- dilerini idare etmektedirler. İşte bu- yüzden Jamaikalı beyazların meselâ Güney Afrikadeki beyazlarınla ka- dar merhametsiz ırk ayrımcılığı yok- tur. Gerçi zencilerle beyazlar arasın- da sosyal ve ekonomik bakımdan ay- kırılıklar ovarsa da bunlar, siyasete tesir etmemektedir. Yeni Hükümet Başkanı Alexander Bustamante Ja- maika halkının tipik bir temsilcisidir. Bustamante 1944 yılında adada yapı- lan seçimlerde başında bulunduğu İş- çi Partisi ile parlamentoda mutlak çoğunluğu kazandığı zaman İngiliz Hükümeti, bunu tıpkı Kenyada oldu- gu gibi, "Güneş adası" olan Jamaika'- nın ebedi barışının kanlı bir ihtilâlde boğulmasına yol açacak vahim bir o- lay telâkki ediyordu Çünkü bir İr- landalı ile bir melezin oğlu olan 78 ya- şındaki Bustmante, Kingston'un fa- kirler mahallesinde yetişmişti ve hal- ı grev ve ayaklanmaya teşvik edi- yordu. Ateşli söylevleri ile dok ve şe- DÜNYADA OLUP BİTENLER ker işçilerini coşturuyordu. Fakat İn- gilterenin hoşgörürlüğü, o Belçikanın Kongolulara gösterdiği müsamahadan elbette fazla olacaktı ve nitekim Sir Alexander Bustamante Nehrunun N'- Krumahın ve Nyerere'nin yürüdüğü yolu takip ederek memleketini bağım- sızlığa götürdü. Bununda beraber 78 yaşındaki Sir Alexander Bustamente İngiltere için pek "tekin" birisi değildir. Çünkü ha- zırlanan plânlara göre Jamaika Batı Hindistan Federasyonu çerçevesi için- de İngiliz Kolonisine dahil olan diğer komşu adalar ile birlikte bağımsız- lığına kavuşacaktı. Fakat Bustaman- te, İngilterenin bu oyununa gelmemiş- tir. Zira ihtiyatlı Bustamante, Ja- maikanın böyle bir federasyon için- de kendi büyüklüğüne ve nüfusuna u- yacak yetkiye sahip olamıyacağından endişe etmiş ve onun için Jamaikada halk oyuna başvurarak (o federasyo- nun reddini istemiştir. Az bir çoğun- lukla bile olsa Federasyon fikri red- dedilince Bustamante bu işten galip Çıkmıştır. Tabiatıyla Londra bundan memnun kalmamıştır. Çünkü İngil- tereye göre Jamaika'nın federasyonu reddi, öteki İngiliz adalarını siyasi ve ekonomik alanlarda tabiri caizse "tak- viyesiz" bırakacak ve Küba'nın kızıl gölgesine itecektir. Bununla birlikte İngiltere küçük siyasi hesaplara rağ- men, savunduğu geleneksel demokra- si ilkelerine bağlı kalmış ve siyahlar tarafından çok sevilen Prenses Marga- reti Jamaika'ya bağımsızlık şenlik- lerine göndermiştir. Dünya politikasına katılan bu genç devlet halen birçok güç problemler karşısında bulunmaktadır. Jamaika bugün dünyaya alüminyum istihsa- linde kullanılan ham maddeyi en faz- la ihraç eden ülkedir. Keza turizm ise Jamaikaya yılda 300 milyon Türk lirasının üstünde döviz getirmektedir. Ve bu gibi kaynakları ehliyetli ida- reciler elinde Jamaika'nın problem- lerinin üstesinden gelmeye yetecek- tir.