20 Ağustos 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

20 Ağustos 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FEN savaş biter bitmez gündüzleri çalış- mağa, akşamları da civardaki yapı- usta okuluna devam etmeğe mecbur kaldı Ancak harbin içersinde büyümüş oluşu onun ruhundaki askerlik ateşi- ni alevlendirmişti. Askeri (havacılık okuluna girdi. 1951 yılında mezun olurken verilen baloda aynı yaştaki esmer güzeli Maria ile tanıştı, fakat görevlerinin başka başka yerlerde o- luşu onların 1955 yılına kadar evlen- melerine mani oldu. Maria, da, Popo- viç gibi bir pilottur, hattâ 1958'e ka- dar kocasından daha fazla saat uçu- şu vardı. Popoviç ailesinin Nataşa a- mii 6 yaşında bir çocukları var- Yeni gelişmeler stronotların katlandıkları üç ve dört gün süren ve 2,5 milyon ki- tik mümkündür. Yalnız ay dolayları- na fırlatılabilecek ve içersinde insan taşıyan - yani bir veya daha çok insa- nın seyahat süresince yaşamalarını sağlıyacak gıdaları ve araçları oda birlikte götüren- bir feza taşıtına ge- reken hızı verebilecek, o büyüklükte bir roket halen Ruslarda mevcuttur. Amerikalılar ise bu maksatla Satürn projesi üzerinde hızla çalışmaktadır- lar. Gerçekten içersinde insan bulu- nan bir kapsülün - meselâ John Glenn'in fezada dolaştığı okapsülün- ay etrafındaki bir yörüngeye yerleş- tirilmesi kabil ise do aslında aya gi- dip dönecek bir kapsülün çok daha ağır ve büyük olmasından dolayı A- merikalıların ellerinde bugün mevcut roketler bu işe yetişmemektedir. Bugün, Amerikalıların seri hâlde imâl etmekte oldukları Thor veya Kozmonot Popovich fezada Yeni ufuklara doğru lometrelik bu zahmetli (yolculuğun amacı nedir ve adamlar neden dünya- nın gözünde birdenbire böyle kahra- man kesilivermişlerdir? Sorunun ce- vabını verebilmek için Amerikalıların ve Soyvetlerin birbirinden ayrı olarak ve farklı metodlarla gerçekleştirme- ge çalıştıkları ay yolculuğu konusuna bir bakmak gerektir. Tarihin eski devirlerindenberi in- sanların en büyük ideallerinden biri haline gelen, üzerine hayaller kurulup romanlar yazılan ay yolculuğu niha- yet önümüzdeki beş yıllık süre içinde gerçekleşecek gibi o görünmektedir. Hattâ Rusların bu son denemeleri yolculuğun tarihini daha bile önceye almış olmaktadır. Ay yolculuğunda zorluk nedir, hangi müşgüllerin ye- nilmesi lâzımdır? İlk zorluk yer çekimi alanını aşa- bilmektir; bu, eldeki roketlerle ar- Jupiter roketleriyle ancak 140 kilo- luk bir kapsül ay yüzeyine indirile- bilir. Atlas veya Titan roketleriyle bu ağırlık sınırı 450 kiloya yüksel- mektedir. Bu ağırlıkta bir kapsül ise maksada elvermediğinden 1800 kilo- luk bir feza gemisini aya indirebile- cek veya 2700 kiloluk bir aracı, ayın, çevresinde peyk haline (sokabilecek olan 650 ton tepki gücündeki Sa- turn roketinin işler hale gelmesi için beklenmektedir. Yeryüzünde aya gidilmesi muhte- lif şekillerde olabilir; doğrudan doğ- ruya büyük tepki gücünü haiz roket- lerin burnunda ve tek kademede ve- ya önce ay çevresinde bir yörüngeye girmek sonra da aracın hızını düşü- rüp ay yüzeyine inmek suretiyle i- ki kademede. Bu iki miciodim ikincisinin yakıt ekonomisi ve dolayısıyle roket gü- cünden tasarruf bakımından daha el- verişli olduğu hesaplar sonucunda an- laşılmıştır. Çünkü ayın çevresindeki bir yörüngeye yerleştikten sonra ast- ronotlar yeryüzünden o noktaya ka- dar kendilerini götürmüş olan feza aracını terkederek daha hafif ve ya- pılış bakımından daha basit olan diğer bir "iniş gemisi"ne bineceklerdir. Bu sayede hem kendilerini, ay çevresin- de izleyen bir "ana gemi"ye malik oldukları için, daha emin hissedecek- ler hem de daha küçük ve hafif olan iniş gemisiyle aydan havalanmakta zorlukla karşılaşmayacaklardır. Bütün bu teoriler görünüşte çok parlak fikirler olmakla beraber tat- bikatta daima güçlükler oçıkarabile- cek hususlardır. Bir kere feza boşlu- gunda bir araçtan ötekine geçmenin ancak gayet iyi eğitilmiş astronotla- ra vergi olduğu açıktır. Sonra ay yüzünden dönüşte iniş gemisinin a- yın çevresinde dönmekte olan ana ge- miye yanaşabilmesi, ancak "Randevu tekniği" denilen bir tekniğin gelişti- rilmesine bağlıdır. Randevu tekniğin- den maksat şudur: fezada iki cismin birbirine yanaşabilmesi için o cisim- lerin mutlaka aynı yörüngeye girme- leri ve aynı anda aynı noktada birle- şecek şekilde harekete (başlamaları şarttır. Yoksa önce yörüngeye girip sonra birbirine yaklaşmak imkânsız- dır, zira bunun için gerekli hızlanma veya yavaşlama yörüngenin değişme- sine sebep olur, tersi de kabil değildir. Aynı bir yörüngeye girmeksizin iki cismin fezada birbirine yanaşıp uzun- ca bir süre birlikte hareket etmesi kabil değildir. İşte yüzbaşı Nikolayef ile Albay Popoviçin başardıkları denemenin ö- nemi de Rusların artık ay yolculu- ğunda bu safhayı (o gerçekleştirmeği başardıklarını göstermesidir. Bu dene- menin büyük başarıya ulaşması Sov- yetlerin ay yolculuğundaki önemli bir avantajlarını teşkil etmektedir. Za- ten bunun üzerine önümüzdeki iki yıl içersinde Aya gidileceği yolunda haberler duyulmağa başlamıştır. Son Sovyet denemelerinin diğer bir yönü de Amerikalıların bir süre- denberi fırlattıkları MIDAS serisi -Missile Defence Alarm Sistemi- yani güdümlü mermilerden korunma a- larm sisteminin pratik olarak işe ya- ramaz hâle getirilebileceğinin oanla- şılmış olmasıdır. Buda olayın askeri cephesidir: gerçekten son denemeye kadar MI- DAS serisi peykler vasıtasiyle mey- dana getirilen güdümlü mermi hü- cumlarına karşı gözetleme duvarının hiçbir suretle tahrip edilemeyeceği sanılıyordu. Amerikalıların Sovyet ül- kesi üzerinden 20 - 30 bin metre yük-

Bu sayıdan diğer sayfalar: