T A R Naziler Adam (*) dolf Hitler, küçük bir avustur- yalı gümrük memurunun üçüncü bir gayrimeşru ev- lattır. Ömrünün ilk otuzdokuz yılını, annesinin adı olan Schicklgruber is- mini taşıyarak geçirmiştir. Gerçi an- nesiyle babası evlenmemiş değillerdir ama, küçük avusturyalı gümrük me- muru bu izdivaçtan beş yıl önce doğ- muştur. Babası kendisini uzun tanımamış, ancak ölümünün arefesin de, 84 yaşındayken Waldviertel'deki Weitra şehrinde üç şahidin önünde bir notere Alois'in -küçük avustur- yalı gümrük memurunun adı- kendi oğlu olduğunu bildirmiştir. Bu suret- le Alois Schicklgruber, Alois Hitler olmuştur. Hitler adı da, zaten, başta Hledler olarak bilinen babanın kendi isminde bir düzeltmeyi o vesileyle yapması neticesi ortaya (o çıkmıştır. Hitler'ler, Alois Hitler'den önce Hied- ler Huetler Huettler diye tanınmış- lar, soyadları ailede hep değişik şe- kilde yazılmıştır. Adolf Hitlerin .mazisinin bu kısmı ancak 1930'da, fından keşfedilmiş, bunlar kendisinden Adolf Schicklgruber diye bahsetme- ye başlamışlardır. Şurası bir gerçek- tir ki Alman diktatörünün hayatında kader, büyük rol oynamıştır. 84 ya- şındaki büyükbaba 39 yaşına gelmiş oğlunu tanımamış bulunsaydı o Adolf Hitler Adolf Schicklgruber adını ta- şıyacaktı. O zaman a, küçük avusturyalı gümrük memurunun ço- cuğunu tanrılaştırdıklarında, telefon- da bile "Alo"nun yerine kullandık- ları "Heil Hitler" diye değil de "Heil Schicklgruber" diye bağıracaklar mıydı, bilinmez. Her halde "Heil Hit- ler"de mevcut armoni ve gneryen eda, "Heil Schicklgruber" kakafoni- sinde bulunmayacaktı. Alois, 18 yaşındayken Avusturya gümrük teşkilâtına girdi. İlk önce, bir başka gümrükçünün kendisinden ondört yaş büyük evlatlığıyla (o ev- lendi. Onaltı yıl, bedbaht bir evlilik hayatı sürdükten sonra ayrıldı o ve bir genç alıcı kızla evlendi. Ondan, evlenmeden önce bir oğlu dünyaya geldi. Evlendikten üç ay sonra da ©) Bu serinin ilk yazısı "Memle- ket başlığıyla AKİS'in 13 Ağustos 1962 tarihli 424. sayısında çıkmış- tır. 18 İ H bir kızı oldu. Ana, bir yıl sonra ve- remden öldü. Alois, üçüncü -ve son- defa Kla- ra Poelzl ile evlendi. Kendisi 48, kız yaşındaydı. Klaranın büyük baba- Alois'in amcasıdır. Bu yüzden, a- larında yakın kan bağı olan çiftin evlenebilmesi için Kiliseden özel mü- saade almak gerekti. Çift 7 Ocak 1885'de evlendi. Dört ay sonra, bir oğlan çocukları oldu: Gustav, -Hitler- de "erken doğumun bir aile âdeti ol- duğu anlaşılıyor-. O da, bir yıl sonra dünyaya gelen kızları İda da yaşama- dı. Adolf Hitler, ailenin üçüncü çocu- gu olarak 20 Nisan 1889'da, saat 18.30'da Avusturyalım alman o hudu- m şehrindeki Gasthof um Pom adlı handa doğdu. A- dolfun daha sonra bir erkek, bir da kız kardeşi oldu. Erkek kardeşi, altı yaşındayken öldü. 1896'da doğan kız kardeşi Paula'dır ki meşhur ağabey- sinin kaderini bir başından ötekine takip etti. Çocukluk Ai: babasının tekaüt olduğu 1895 yılında, altı yaşındayken Linz ya- kınındaki Fischiham köy okuluna git- ti. Ama babası, bütün sülalesi gibi hareket ve değişiklik seven bir adam- dı. Adolf 15 yaşına gelmeden yedi adres ve beş okul değiştirdi. Bu ara- da bir de Benciliktin manastırında, t* ki yıl tedris gördü, koroya girdi, şan dersleri aldı. O tarihlerde, papaz olma- yı kuruyordu. Adolf'u babası, oniki yaşına gel- diğinde Linz'deki ortaokula gönderdi. Bu, bir masraf kapısıydı ama adam oğlunun okumasını ve memur olması- nı istiyordu. Halbuki çocuğun o ta- raklarda hiç bezi yoktu. Kendinde sa- natkâr ruhu ve kabiliyetleri vehmet- meye başlamıştı. Ressam olmak isti- yordu. Babası, rıza göstermedi. Bunun üzerine Adolf, çalışma grevine baş- ladı. Hiç bir dersiyle meşgul olmu- yordu. Daha sonraları. Mein Kampf- da belirttiğine göre bunu, babasını zorlamak için mahsus yapmıştır. Mah- sus mu, değil mi bilinmez ama, ger- çek şudur ki İlkokulda pek âlâ iyi notlar elde eden Adolf Hitler ortao- kulda öyle fena notlar aldı ki önce kendisini Linz'deki bir devlet okuluna attılar, sonra da oradan, mezun et- meksizin çıkardılar. Alman diktatörünü okul sıraların- dan hatırlayan öğretmenleri, kendi- sinde o tarihlerde bir (o fevkalâdelik görmediklerini söylemişlerdir. Hiç bir zaman, sınıf Lideri olmamıştır. Zayıf, dik, ince yüzlü çocuk sâdece gözleri- nin parlaklığıyla dikkati çekmiştir. O da, çekebildiği kadar. Bazı konular Kayser Wilhelm TI Temeldeki dert da kabiliyetli görünmüştür. Fakat muvazenesiz intibaıı bırakmış, kö- tü huylu bilinmiş, okul disiplinine u- yamamıştır. Hocalarından sâdece bir tanesi, tarih öğretmeni, çocuk üzerin- de tesir bırakmıştır. Koyu bir alman milliyetçisi olan hoca Adolf Hitlere fanatik milliyetçiliğin ilk buruk lez- zetini vermiştir. Alman diktatörü o- tuzbeş yıl sonra, Almanyaya ilhak ettiği Avusturyaya fatih olarak gir- diğinde eski hocasına gitti, ziyaret et- ti ve onunla bir saat başbaşa konuş- tu. Hocası, gizli nazi teşkilâtının bir üyesiydi. Bunu öğrenmek, Hitleri büs- bütün bahtiyar etti. "Bu ihtiyar ada- ma ne çok şey borçlu olduğumu bile- mediniz" dedi. Alois, Hitler, bir ciğer hemorafi sinden 1903'te öldü. 13 yaşındaki oğ- lu, babasının cesedini gördüğünde gözyaşlarını tutamadı. Annesi, iki ço- AKİS, 20 AĞUSTOS 1962