Adolf Hitlerin bebekliği Kahraman bir asker men, Avusturya - Macaristan İmpa- ratorluğu, son süratle ölüme doğru gidiyordu. Uzun asırlar bir Alman- Avusturyalı ekalliyet, çeşitli milliyet- ten geniş ekseriyeti idare etmişti. Fa- kat sonra, milli hisler ön plana geç- mişti. İtalyanlar, omacarlar kendi- lerini toplamışlardı. Şimdi de slav ekalliyet, Sırplar, Çekler, Hırvatlar eşitlik veya otonomi istiyorlardı. Karışıklık bu kadarla bitmiyordu. Bir de, sosyal ayaklanma vardı. Var- lıksız zümreler oy. hakkının peşin- deydiler. İşçiler grev hakkı istiyorlar- dı. Herkes, Demokrasinin izindeydi. Gerçekten de bir umumi grev bütün erkek vatandaşlara oy hakkı sağla- yınca, avusturyalı almanların hege- monyasının sonu gelmiş oldu. / İşte, bu, fanatik alman milliyetçisi, gene Hitleri çıldırtmaya yetti. İmparator- almanlar kurtarabilirdi. le çekler adam dahi değildi. den bir idare kurulmalıydı. mento dağıtılmalıydı. Bu. "Demokra- yn si saçmalığı" da ne oluyordu? 20 Politikayla ilk temas He Viyanada siyasi hayatı o ya- ından izledi. Üç büyük parti var- dı: Sosyal Demokratlar, Hristiyan Sosyalistler ve Pancermanist o Milli- yetçiler. Hitler önce, Sosyal Demok- ratlardan nefret etti. Onların alman milliyetçiliğine karşı tutumları, slav- lara kur yapmaları sinirine dokundu. Ama metodlarını dikkatle inceledi ve çalışan kütlelere dayanan bu parti- nin başarı sırlarını tesbit etti. Bir de- fa kütle hareketleri organize edebili- yorlardı. İkincisi, kütleyi tesir altın- da bırakan e iyi işleti- yorlardı. Üçüni manevi ve fiziki baskı hareketlerine girişebiliyorlardı. Bilhassa bu üçüncüsü Hitleri çok ala- kadar etti. Daha sonraları, o günkü intibalarını Mein Kampf'ta şöyle an- attı "Bu hareketin, bilhassa böyle hü- cumlara manevi bakımdan ve zihni- yet itibariyle karşı koyma kudretin- den mahrum burjuvazi üzerinde na- sıl korkunç bir baskı teşkil ettiğini anladım. Bir işarette, en tehlikeli rekabet nereden geliyorsa onun Üze- rine yalan ve tutularak tesbit edildiğinden matematik bir katiyetle başarı kaza- nıyor... Bunun yanında, şahıslar ve kütleler üzeride fiziki baskının. da m." Partiyi kurarken bu tecrübelerinden ve müşahedelerinden gerektiği o gibi faydalandı. Hitlerin sempatisi, üç partiden ta- bii Pancermanist Milliyetçi o Partiye gitti. Bunlar aşırı milliyetçiydiler, yahudi düşmanıydılar, sosyalizme kar- şıydılar, Almanyayla birleşme taraf- tarıydılar ve Hapsburg'ların rakibiy- diler. Ama. başar, kazanamıyorlardı! Hitler, bundan da gerekli dersi aldı. Bir defa, gerçekten militan bir kütle elde etmek için sosyal davaları, hiç olmazsa zahiren ön plâna almak lâ zımdı. Sonra, Parlamentoya katılmak partiyi zayıflatmış, sullere kısmen riayet yüklemişti. Üçüncüsü, başarı kazan- mak için memleketin sağlam kuvvet- lerini, yahut bunların bir kısmım kendisine destek etmek lâzımdı. Ki- lise olabilirdi, Ordu olabilirdi, Hükü- met olabilirdi. Devlet Başkanı olabi- lirdi. Her halde, böyle bir dayanak sağlanmadan bu çeşit bir partinin ik- nanın genç serserisi de 1933'ün buhranlı günlerinde fay- dalandı. Hitler, o yıllarda incelediği üç partinin üçüncüsünde bir adama hay- ran oldu; Hristiyan Sosyalistlerin li- deri ve Viyana Belediye Başkanı Dr. Karl Lueger. Onun, bilhassa varlık- sız orta sınıfı fethedişi, o sınıfa da- yanarak ilerlemesi, bu ilerleyiş sıra- sında Devlet Başkanından, çalışan sI- nıfa çok kimseyi idare edişi, konuş- ma kabiliyeti kurnazlığı Hitleri çok raları, Mein leleri, ancak hitabet kudretiyle ha- rekete geçirilebilir." Viyananın genç serserisi, Alman- yadaki yükselme yıllarında "bütün e en büyük Belediye Başka- Eğer ei yaşasaydı hal- kımız en yüksek fikir zirvelerinden biri olurdu" dediği Dr. Lueger'in tec- rübesinden de çok istifade etti. Yahudileri tanıyınca #yanada Hitler, yahudileri tanıdı. Linz'de, pek yahudiye rastlama- mıştı. Kendisine bakılırsa, meselâ babasından bu kelimeyi hiç duyma-