YURTTA OLUP BİTENLER ra başkanlık etmesinin arzulanması sebeplerinden biri budur. yokken çalışmalar daha ağır gitmekte, hassa "Konuşkan Bakanlar" her konuda şahsi hatıralarını, başla- rından geçenleri, tecrübelerini orta- ya atmaktan hoşlanmaktadırlar. Bir defa, bunları sıcakta dinlemek güç olmaktadır. İkincisi, dinlemekte fay- da yoktur. Ama beşinci cildin müzakeresinde Başbakanın bulunmasını plâncıların hararetle arzulanmasınla bir başka ve daha önemli sebebi vardır. Beşinci cilt, plâncılarla politikacıları en sık karşı karşıya getirecek olan cilttir. Plan- cılar, İnönünün plâna politika karış- tırmamak arzusunu bilmekte ve eser- lerini kurtarmak için ona güvenmek- tedirler. o Nitekim, şimdike kadar ki bütün toplantılarda Başbakan ara- buluculuk görevini politikacılardan çok plancıları kollayarak yerine ge- tirmiş ve planın esasında değişiklik yaptırtmamıştır. Ama, memleketin şartları tartışılırken İnönü, politika- cıların müşahade ve bilgilerinden tek- nisyenlerin faydalanmalarını ve ge- nun başkanlık etmesi çok kimseyi şa- şırtmayacaktır. Beşinci cildin dikenleri T ürkiyenin insan gücü problemi, 5 yıllık plânda, gerçekler gözö- nünde tutularak incelenmiş ve bu ışık altında plânlanmıştır. Plânın hedefi, kalifiye eleman yetiştirmek ve insan gücünün harcanmasını Böylelikle istihsal arttırılacaktır. Türkiyede işsizliğin obulunduğu, gizli bir işsizliğin de on yıllık hovar- daca harcamaların sonucunda bünye- ye yerleştiği acı bir gerçektir. Mese- leyi bu yönden inceleyen plâncılar, fazla makinenin işsizliği artıracağını göz önüne alarak kalkınmayı daha fazla insan gücü vasıtasıyla yapmayı -bazı konularda- birinci plâna almış- lardır. Meselâ Tarım sahasında, Tür- kiyenin traktör ithali fazlaca tavsiye edilmektedir. Tanırı işçisinin gücün- den faydalanılarak elde zaten mevcut imkânların bu güçle takviye edilme- si, makineleşmenin bu armoni içinde gerçekleştirilmesi istenmektedir. Plân da ayrıca tarım sahasında Toprak Re- am Evi duyulan ihtiyaç da yer alm in po Plânlama ele- manları tarafından üzerinde en faz- la durulan konulardan birisidir. Ta- mamiyle Devlet yatırımlarının iş gö- receği bu sahada Devletin, eğitim i- çin süratli hareket etmesi (o tavsiye 10 önlemektir.. Atilla Karaosmanoğlu — Nejat Erder "Paşa!.. Paşa!l..." edilmektedir. İncelemeler, okuma - yazma bilmeyenlerin sayısının, yıllık oranlar dahilinde yükseldiğini ortaya koymuştur. Artan nüfusla, yazma öğrenenler arasındaki mesa- fe gittikçe açılmaktadır. Eğitim dava- sının en alt kademesi olan bu mesele- nin halk mektepleri açılmakla halle- dilebileceği belirtilmekte ve bu yol tavsiye edilmektedir. Araştırma, Türkiyede tamamen yeni bir konu olarak "örülmektedir. Sanayim kalkınması için birinci de- recede lüzumlu bu sektöre, şiddetle ihtiyaç bulunmaktadır. e Türkiyede ham maddeleri mebzul miktarda bu- lunan ve sanayi dallarının kurulması önce araştırma sahasının itibar ka- zanmasına bağlıdır. Plâncılar, bu hu- susta son derece hassas davranmak- tadırlar. Hükümet temsilcilerinin de aynı fikirde olduğu bilinmektedir. Asıl, dananın kuyruğu muhakkak ki Bölge Plânlaması ve Kalkınması kısmında kopacaktır. Politik, bazı hu- susların su yüzüne çıkacağı bu tartış- malardan, doğrusu istenirse, teknik e- lemanlar bir hayli çekinmektedirler. Türkiyedeki bölgeleri ekonomik du- rumlarına ve kalkınma hızının temi- ni için, işlenmeye müsait bulunan va- siyetlerine göre sıralayan teknisyen- ler, bazı bölgeleri sistem icabı diğer- lerine -şimdilik- tercih (o etmişlerdir. Böyle bir durumda, politikacıların oy kaygusu, planın aksamasına -teknisyenlere göre teşkil edebilecek- Bölge plânlaması ve kalkınması- nı herkes kendi tarafına çekti mi, topyekün plânın kuşa dönmesi işten bile olmayacaktır. güçlükleri şinci cildin güçlükleri bu kadar- la kalmamaktadır. Asıl son kısım, mutlak hararetli tartışmalara yol a- çacaktır. Bir defa, o kısmın bölümle- rinden biri "Plânın finansmanı"dır. Plânın uygulanması için bizim millet- çe kendimizi sağlayacağımız para- nın membaı konusunda görüş ayrılık- ları Hükümette mevcuttur. Bu ayrılık- lar parti değil, şahıs (o ayrılıklarıdır. Meselâ Y.T.P. li Ekrem Alican ile C.H.P. li Ferit Melen arasındaki gö- rüş farkı, C.H.P. li Turhan Feyzi- oğlu ile C. H. P. li Ferit Melen arasın- daki görüş farkından azdır. Finansman konusu, lâzım gelen meblağ n nereden bulunacağı nokta- sında düğümlenmektedir. Yoksa, meb- lağ ve bunun mutlaka sağlanması za- rureti üzerinde bir tartışma yoktur. Plâncılar radikal yolu göstermekte, ağır vergiler konulmasını istemekte- dirler. Buna mukabil maliyeciler ma- dalyonun öteki tarafını göstermekte- dirler: Vergi koymak iyidir, ama tah- AKİS, 20 AĞUSTOS 1962