SİNEMA Kız"da çeşitli sosyal sarsıntılar (o ge- çirmiş savaş sonrası İtalyasının, dünyanın dört bir köşesine (dağılıp İşçi olarak çalışan (o yurttaşlarından bir bölüğünün Hollandadaki bir ma- den ocağında geçen serüvenlerini an- latmaktadır. Çokluk, bir İtalyan işçi- siyle vesikalı bir genel kadının karşı- lıklı tutkularını gerçekle bağdaştır- -a yolunu seçen Emmer, eski başa- nlarını yenileyici bir üstünlük göste- rememektedir. Ama Alimi "Camdaki Kız" yine alışılmıştan ötede bir film- dir. İlgi çekici filmlerden birisi de hiç şüphe yok. Cacoyannis'in "Bir Pazar Sabahı"ndan sonra yurdumuzda gös- terilen ikinci filmi "Stella"dır. Konu, Merime'nin ünlü "Carmen"ine çok benzemektedir, fakat bu benzeyiş Ca- coyannis'in elinde gitgide ileri sürmekte ve filmini "kara bir 34 son"la bitirmektedir. Rejisörünün tak kazancı, Oo hikâyesindeki (o sağlamlık, Türk sinemasının yoksunu olduğu yerlilik ve belirgin bir oyun düzeyini tutturmasındadır. Keçiboynuzları İncir çekirdeğini doldurmayan film- erin ikisi, ünlü korku filmleri ustası oOAlfred Hitchcock'a âittir. Hitchcock, birinci filmi "North By Northwest . Gizli Teşkilât" ile, ikin- ci filmi "The Man Who Knew Too Much - Çok Şey Bilen Adam"da kalıp- laşmış Hitchcock yolunun değişmez- yolcusu olduğunu ortaya koymakta- dır. Kahramanları yine düzmece kişi- lerdir. Olaylar gerçek dışı sıralan- makta ve güçsüz kişi kahraman, Hitchcock elinde oyuncağa ve aptala çevrilmektedir. Yalnız Hitchcock "Giz- li Teşkilât'da öbür filmlerinden ay- rılan bir havaya geçmiştir. Bu, "sus- pence" ile pek öyle kolay kolay bağ- daşmayacak olan "komik" unsurdur ki, Hitchcock'ın türlü ter dökünme- lerine karşılık, film zorunlu ciddiye- tinden yer yer çok şey kaybetmekte - dir. Adı çevresinde reklâm dedikodu- ları döndürülen David Lean'ın ünlü "The Bridge on the River Kwai - Ku- vay Köprüsü" ve Carol Reed'in "Ouır Man in Havana - Havana Casusu" ve "Gervaise - Sen Bir Melektin"in usta sinemacısı Rene Clement'nin "This Angry Age - Okyanusa Karşı'sı doğ- rusu seyircilerine bir dirhem bal i- çin bir çuval keçiboynuzu sunmaktan öteye gidemeyen filmlerdendir. o Da- vid Lean'in "Kuvay Köprüsü'nde romanın yazarı Pierre Boulle'un me- sajına gerektiği kadar bir güçte ka- tılmaması, filmini "büyük film"likten hızla ayırıvermiştir. Carol Reed'in "Havana Casusu" çok iyi ve usta O- yuncularına karşılık da yalnızca kar- şılıklı casusculuk oyunlarını taşlayan bir film olmuş, mevsim başında gös- terilen "Kızgın Güneş" bir yana, "Okyanusa Karşı" ile türlü tutukluk- lar içinde kaybolmuştur. Aynı yazar- dan - Marguerite Duras - bir başka rejisörün - Alain Resnais - uyguladı- $ı bir başka film. "Hiroshima, Mon Amour - Sevgili Hiroşima" ise "yılın filmi" niteliğine erişmektedir. "Yılın Filmleri" Mevsim boyunca gösterilenler (o ara- sındaki ayıklama sonucu elde edi- len yılın filmlerinin bu yılki o sayısı üçü, dördü aşacak kadar çoktur. Bun- lara örnek olarak Visconti'nin "Roe- co e i suoi fratelli - Düşman Kardeş- ler"!, Astruc'un "Une Vie - Bir Ha- yat"!, Alain Resnsis'nin "Hiroşima"sı Mon Amour - Sevgili Hiroşüna"sı, John Cassavetes'in "Shadows - Gölge- ler"i, Marcel Camus'mün "Orpheu Negro - Siyah Orfe"si, Michel Bois- rond'nun "Le ehemin des &coliers - U- nutulmayan Hatıralar"ı, Tony Rie- hardson'in "The Entertainer - Acı Tebessüm'ü, Rene Cl&ment'nın "Kız- gın Güneş"i, Leslie Norman'nın "Cum- mer ofthe Seventeeth Doll - Aşk Mev- simi", Jean Valâre'in "Les Grandes Personnes - Büyük Misafir"i göste- rilebilir. LOSYON MELODİ GENÇTÜRK Ulus İşhanı C/5 Ankara Tel : 11 1529 AKİS — 352 AKİS. 18 HAZİRAN 1962