SİNEMA Filmler Toplama, doğru Kiçin, apan bir on yıl öncesinden bu ya- an 1961-62 sinema mevsimi na geçilmiş en iyi sinema mevsimi . denilebilir. Değer yönünden hayli a- gır basan filmlere karşı oldum bit- tim tutkun olmayan çekingen yaban- cı film getirticilerimiz, bu mevsim, geçen yıllara karşılık oseyirci için hayli Ki davranmışlar, listeler- de, mudun sapı, üzümün çöpü var kabilinden sudan karşı çıkışla- ra girişmemişlerdir. Amerikan hükü- metiyle varılan I. M, G. sözleşmesine uyularak kraldan çok kral taraftarı kesilen ünlü USIS - Amerikan Ha- berler Bürosu . ülünç davranışı sonucu A. B. D. ürünü filmlere uy- gulanan sıkıcı baskı, giderek getirti- ci şirketleri Avrupa ve İngiliz film- lerine doğru itmiş ve bu yıl bu ülke- lerin filmlerinin sayıları beklenmedik bir gazetesi sayısıa ulaşmıştır. Gele- cek 1962-63 sinema mevsiminde ise. bu sayı dahada artacaktır. USIS'ın aşırı kralcılığında United Artists şir- ketinin yapım listesindeki 30 filmin 29'u "Amerikayı yabancılara karşı küçük düşürücü konuları işlediği" ge- rekçesiyle Türkiyeye sokulup oynatıl- ması yasaklanmış ve listeden ancak oyuncu - rejisör John Wayne'in ilk reji 'denemesi "Alamo - Alamo Kale- si"ne izin verilmiştir. Bu durumda, getirtici şirketler çizgiyi arabilmek için başka yolları deneyecekler, iki hükümet arasında- ki sözleşmenin - bu sözleşmeye göre, filmlerin parasının yarısını Amerikan Haberler Bakanlığı ödemektedir o ve Türkiye ile birlikte uygulanan öbür ülkeler Çekoslavakya ve Güney Vi- etnamdır . dışına çıkarak bu defa A. B. D. filmlerim Avrupa üzerinden satın alacaklardır. Hollywood vergi bindiriminden soluk almak amacıyla çoğunlukla filmlerini dış ülkelerde çe- virmekte ve yine bu filmlerinden bir çoğunu o ülke ürünü olarak göster- mektedir. Bunun, en elle tutulur ör- neği, bir United Artists yapımı olan, Otto Preminger'in "Exodous - Yahu- di Göçü"nün İsviçre filmi olarak iş- lem görmesidir. Westernler Kovboy filmleri içinde geçen yıl en ilgi çekici olanları eski usta John Huston'ın "The Unforgiven-Af- fedilmeyen"i ile yenilerden Arthur Penn'in "The Left Handed Gun-Se- lak Silahşör"üdür. "Affedilmeyen", Huston'ın ilk western denemesi o sa- AKİS, 18 HAZİRAN 1962 yılabilir. Konusu, bu tür edebiyatın en iyi temsilcisi Alan Le May'in aynı adlı romanından sinemaya aktarılmış- tır. Film, beyazlar arasına karışmış bir kızılderili kısan çevresinde dön- mektedir. Ayni yazarın bir başka ro- man - filmi olan John Ford'un "The Searchers - Çöl Aslanı"nda olduğu gi- bi, "Affedilmeyen"de de ırkçılığı sür- düren beyazlar vardır. John Hustan bu yeni ve ilk western denemesinde, öbür western rejisörlerinden kolayca- cık ayrılıvermektedir. Hem Ford'a, hem de Ford'dan sonraki sinemacı kuşağının en güvenilir kişisi Ant- hony Mann'e bakarak daha duygulu ve daha "şair"dir. O çağların tabiata hikâyesi, daha önce çeşitli rejisörler ve çeşitli oyuncular tarafından de- falarca denenmiş ve çiğnene çiğnene sakız haline getirilmiştir. Son Bon- ney filminde rejisör Penn, kahrama- nına çok değişik bir açıdan bakmak- tadır. Bonney, herşeyden önce kitap- ların ve resimli romanların bugüne kadar sürüp getirdiği ünlü Billy The Kid değildir. Yâni, kahramanlık . da- ha doğrusu zorlamalarla yaratılan bir Billy The Kid - yerine, gerçekle- re uygun, davranışları yaşamasına, yaşaması davranışlarına eşit bir Billy The Kid'dir Rossen ve ötekiler A merikan Aleyhtarı Çalışmaları A- raştırma Komisyonu ile bir za- manlar başı derde girenler arasında yer alan, orta kuşaktan rejisör Ro- bert Rossen, geçen mevsimlik filmi Camus'nün "Orpheu Negro" sundan bir sahne Mitolojiyi karşı gelmiş insanlarım, kendi ara- larındaki çekişmeleri ve bağnazlıkla- rıyla tek bir çizgide seyircisine ulaş- tırmaktadır. Yenilerden Arthur Penn'in "Solak Silahşör"ü ise bir western filmi çer- çevesinde seyirciye normale çok yak- laşık, alelade insanı verme çabasını gütmektedir. Penn, bunu filminde ba- şardıktan başka, ayrıca alışılmış ve kabullenilmiş "westera mythe"ni de bir çırpıda yıkma yolundadır. "Solak Silahşör", yıllanmış ve mythe olmuş bir western kahramanı- nın, William Bonney'in lee ele almaktadır. Haydut Bonn öbür adıyla Billy The Kid'in ayi çağdaşlaştıran film "They Came To Cordura - Kordura Kahramanları"nda, meselâ bir "All ma bir Robert Rossen'likle tek hatlı konunun rahat seyredilmesine büyük bir güç harcamaktadır. Önce kişiler büyük ayrıntılara girilmeden tanıtıl- makta, sonraki hikâyenin gereklediği uzun yolculuk boyunca kişiler o ağır ağır işlenip gerçek yüzleriyle ortaya çıkarılmaktadır. İtalyan sinemasının Yeni Gerçek- çilerinden Luciano Emmer de bir İ- talyan - Fransız ortak yapımında, "La Fille dans la vitrine - Camdaki 33