memleketlerinin, milletlerinin men- faatini her şeyin üstünde tutuyorlar. Süpranasyonal Avrupanın I numara- lı şampiyonu Spaak eğer değil de Fransız olsaydı, neral gibi düşünecekti. şayet Belçikayı idare etseydi, letlerin Avrupası"nın tam karşısında vaziyet alacaktı. Batı Avrupada her- kes, bir umumi tehlikenin uzaklığının verdiği emniyetle kendi hususi işle- rinin ve dâvalarının peşinde. Avrupa ailesi Böyle bir hava yaratıldığı için Av- rupalıların, müşterek menfaatleri gözeten bir aile içinde gitikçe birbir- lerine yaklaştıkları hemen görülüyor, Müşterek Pazar, bunun "ekonomi sa- hasındaki tezahürü. Ama, ondan önce his ve eşit seviye itibariyle Batı Av- rupa milletleri birbirine oyaklaşmış- lar. Tabii aralarında, zenginlik ve fa- kirlik nisbetlerinin verdiği iş taksimi yok değil. Meselâ bütün Batı Avrupa- da "pis iş" sayılabilecek bir işi ya- pan İngiliz, Frangız, İsviçreli, Alman yok.. İngilterede, garsonlar hep İ- talyan, ispanyol veya kıbrıslı. Bula- şıkları yıkamak, tuvaletleri temizle- Otobüs ve töründen bazen az para alıyor, fa- kat o, İsviçreli, öteki İtalyan veya ispanyol. Fransada ve Almanyada da yabancı işçiler gittikçe çoğalıyor. Ta- bii bunlar, (kazandıklarım dışarıya çı- karıyorlar ama, ileri Batı (Avrupa memleketlerinin durumu bunu kaldır- mağa yetiyor. Hatta İsviçreliler, te- diye muvazenelerinde bu yıl bu yüz- den bir küçük açığın bulunmasından dolayı bayram sevinci içindeler. Ni- hayet, birikmiş sermayeden yiyebile- cekler ve bu, sülükle kan almanın bünyeye getireceği sağlık unsurları- nı getirecek. Eğer, altı milyondan az nüfuslu -bizimki, 29 milyon civarın- da- İsviçrenin senede 1 milyar dolar- lık -bizimki, 550 milyon dolar, itha- lat yaptığı, buna mubil 900 milyon dolarlık -bizimki, 300 milyon dolar- ihracatı olduğu, aradaki farkın tu- rizm, gemicilik veya bankacılık gibi görünmeyen gelir kaynaklarıyla bol bol kapandığı -bizim görünmeyen ge- lirlerimiz 50 milyon doların çok altın- dadır- düşünülürse tediye muvazene- sinin açık vermesi için yabancı İsçi- lerin ne miktar kazancı dışarıya çı- kardıkları kolayca anlaşılır. Zengin aileler, kapalı olurlar. Dı- şarıya kız vermek istemezler, dan kız almak istemezler. Batı Av- rupada da durum böyle. Aileye ka- tılmak isteyenleri uzun uzun süzü- AKİS, 18 HAZİRAN 1962 2X2 iki blok arasında bir önemli fark var. Doğu blokunda, ke- sin bir hiyerarşi mevcut. Rusya, piramidin tepesinde. Onun altın- da, sırayla ötekiler yer alıyorlar ve topluluğun içinde her bir macera sayılıyor. İtirazlar biraz ileri gitti mi, bunları başkent ya afaroz ediliyor, ya da kaldırımları Sovyet tanklarının palet- lerinin tadını tadıyor. Batı blokunda, durum başka. Bu blokun bir lideri, o liderin de Amerika olduğunu söylemek gerekir. Ama bir hiyerarşi, kati şekilde ok. Her memleket kendi kudret ve kendi yağıyla kavrulma imkânı nisbetinde sürüden ayrılma denemesine girişebiliyor. Buna yaptığı için ne afaroz muamelesine tâbi tutuluyor, ne de amerikan jetlerinin gürül- tüsünü kulaklarında duyuyor. Washington, bu çeşit ihtilâfları (obaşka yollardan halletmenin o çarelerini buluyor. Zâten, öteki çarenin Batı bloku içinde başarı kazanmasına imkân bulunmadığı da ortadadır. Dünyadaki Bugün, üyesi olduğumuz Batı bloku içinde iki cephe var. Bunların birincisi, Kennedy - Macmillan ikilisi tarafından temsil ediliyor. Ameri- ka ile İngiltere arasında, esaslı bir ihtilaf yok. Rusyaya karşı mua- mele konusundan Avrupa Hareketine, iki müttefik çok meselede aynı görüşlere sahip. Rusyayla konuşmaktan zarar gelmeyeceğine kani bu- lunuyorlar ve Berlin konusunda müzakere açmanın Berlini teslim et- mek manasını taşımıyacağına inanıyorlar. Onların karşısında, Adenauer - de Gaulle ikilisi var. Fransa ila Almanyanın seslerinin kuvvetle duyulması hâdisesinin temelinde, iki memleketin çok yüksek bir kalkınmayı o başarmış dinle yatıyor. Almanyadan sonra Fransa da, Amerikaya olan bağlılığını bir "ele bakmak" halinden çıkarmış, vaziyette. Ekonomi sahasındaki bu istik- lâl, iki komşuyu siyasi sahada da daha geniş serbestiye doğru itiyor! ve Fransayla Almanyanın menfaatleri, Atlantik Camiası içinde bir parça teşkil ediyor. Doğrusu istenilirse, Batı Blokundaki "2 numara- lı yer"e - yani, şimdiye kadar İngilterenin işgal ettiği yer - Fransa talip oluyor ve bunu Almanyayla koalisyon halinde daha kolay elde edebileceğine güveniyor. Bir blok içinde huzurun, güvenin, ekonomik kalkınmanın, refahın ve teknik ilerlemenin sonucu tatlı ime güzel rekabet.. Doğu bloku içinde, gıpta etmeyecek var mı acaba? Harold Macmillan - John Kennedy nglo - sakson ikilisi 21