DI Nato Atom ve sonrası Bu yazı, Metin Tokerin Batı Avrupa intibalarının ikincisidir. Yazar Batı Avrupanın merkezlerinde en yetkili adamlar ve siyasi şahsiyetler- le yaptığı temaslar neticesi, Ba- fnın savunmasıyla yakından 7- gili bir hususu, bizim kendi içi- ne kapanık umumi efkârımızın gözleri önüne sermektedir. Ya- -ı okunduğunda görülecektir ki mesele, bizi şiddette (o alâka- dar etmektedir ve Avrupanın Entegrasyonu diye bilinen Av- rupalıların birleşme hareketin- de maalesef Türkiye hiç de a- vantajlı bir durumda General de Gaulle, iri elli kollarını iki tarafına açarak konuştu. Fran- sa Devlet Başkam oldukça yaşlanmış Gene diri, gene canlı, Descartes'ı ye- tiştirmiş bir millete mensup olmanın mazhariyetiyle grene çok mantıki ve fikir silsilesine riayetkar ama saçla- rı adamakıllı beyazlanmış ve yüzüne senelerin çizgileri nakşedilmiş, ze, meselenin esasını anla- tayım. Atlantik Paktı, bundan ondört değildir. Ş A L EM yıl önce kuruldu. Ondört yıl öncenin şartları, bugünkü şartlar olmaktan uzaktı. O tarihte atom bombası, sade- ce Amerikanın elindeydi. Rusya, böy- le bir kudrete malik değildi. Atlantik Paktı, Amerikanın bu avantajı üze- rine bina edilmiştir. Pakta katılan milletler, bir tecavüze uğradıkları takdirde Amerikanın atom silâhıyla mütecavizi yola getireceğinden emi" olmuşlardır. Elysees sarayının alt katındaki goblenlerle süslü büyük salanda Fran- sa Devlet Başkanı bir an durdu, söz- lerinin tesirini ölçtü, sonra devam etti. "— Bugün, atom bombasına ve bü- tün nükleer silâhlara yalnız Amerika değil, Rusya da sahip. İki taraf da. birbirini bir anda mahvedebilecek se- viyede. Meşhur 'deterrent' bu işte. A- ma Atlantik Paktı içinde, atom bom- basının tetiğini çekmek yetkisi ve im- kânı sadece Amerikanın elinde. Ame- rikanın bunu hangi şartlar altında, ne zaman yapacağını bilmiyoruz. A- merika ne zaman. Amerikanın da tah- ribini göze alarak Batı Avrupanın yardımına koşacaktır? Koşacak mı- dır? Bundan emin olmadığımız için- dir ki Batı Avrupanın kendi savun- ma sistemini yeniden gözden geçirme- sini istiyoruz. Her halde biz Fransa, kendi atom bombamıza sahip olaca- ğız ve kendi savunmamızı kendimiz â- yârlayacağız." Bu sözlerden iki gün sonra, Gene- ralin Dışişleri Bakanı Couve de Mur- ville Çuai d'Orsay'deki ayaklı bir lambanın aydınlattığı loş (odasında daha ileri gitti ve General Norstadt- ın bir Amerikan komutanından baş- ka şey olmadığını, doğrudan doğru- ya Amerika Cumhurbaşkanına bağlı bulunduğunu söyledi ve "Bu size, gü- ven verir mi?" diye sordu. Generalin ve Dışişleri Bakanının sözlerinden anlaşılan, nükleer silâhla- rın inhisarını Amerika elinden ka- çırdığına göre . Fransanın Atlantik Paktı içindeki savunma sisteminin şartlarının yeniden gözden o geçiril- mesini istediğidir. Parçalanacak sistem "Fransanın tutumu, ilk bakışta man- tiki görünse de, aslında bir bü- yük boşluk taşımaktadır. o Atlantik Paktı memleketleri, atom silahının tetiğindeki el bahsinde (oOAmerikaya güvenmeseler. başka birine güvene- bilecekler midir? İşte, devletlerin ha- kimiyetine dayanan, süpranasyona Batı Avrupada harıl harıl çalışan bir fabrika Kalkınmanın o şaşmaz barometresi AKİS. 18 HAZİRAN 1962