TİYATRO O gece Cüneyt Gökçere ve tiyat- romuza bütün Atina en büyük ilti- fatları esirgemedi. Birçoğu için Türk Tiyatrosu meçhullerle dolu bir kapa- lı kutudan farksızdı, birçoğu için ise. gecikmiş ve geri kalmış bir çaba.. Bazı Atinalılar da temsilimize -sami- miyetle itiraf ettikleri gibi- o Türkle rin trajedi oynamıya kalkışmalarına gülümsemek için gelmişler ve tiyat- rodan çıkarken böyle düşünmüş ol- duklarından dolayı utanmışlardı. Diyorlardı ki, Türk tiyatrosunun Atinaya ilk gelişinde bir Yunan tra- gedyası ile temsil vermesi büyük ce- sarettir, çok iddialı ve tehlikeli bir teşebbüstür. O kadar ki, Avrupa ti- yatrolarının bile ve kolay göze a- lamıyacakları bir üs... Ama Türkler Atinalılara bu alandaki yük kaabiliyetlerini ve Cüneyt Gök- çerle milletlerarası değerde bir tra- jedi sanatçısına sahip olduklarım is- bat etmişler, bütün tereddütleri gider- mişler, onları fethetmişlerdir. Yuna- nistanda bugün o çapta bir sanatçı yoktur. Bütün bu söylenenlerin aşırı bir misafirseverlik ve nezaket sözleri ol- madığım iki gün sonra Atina basını- nı kaplayan övgü dolu yazılar gös- terdi. Oidipus temsilinin tesirleri öy- lesine müspet, öylesine derin olmuş, komşularımızı öylesine tatmin etmiş- ti ki, tiyatro münekkitleri bir yana, Yunan basınının en ünlü imzaları hâ- diseyi başyazı ve fıkra sütunlarına aksettirmekten kendilerini alamamış- lardı. Ayrı ayrı üzerinde durulması ge- reken ve tam tercümelerinin memle- ketimiz oefkârına (duyurulmasında fayda olan bu yazıların özeti şu ur: "Bir kere daha anlaşılmıştır ki, letler arasındaki dostluğu, yakınlığı, anlayış zihniyetini sanat ve kültür münasebetlerinden, alışverişinden da- ha iyi besleyecek, geliştirecek bir va- sıta yoktur. Top oyunuyla ve ayaklar vasıtasıyla girişilen denemelerin if lâs ettiği yerde sanat yoluyla, kafala- ra ve ruhlara hitabederek girişilen ilk KU muvaffak olmuştur u geniş neşriyat, Yunan Dışişleri Bai. ile Devlet o Tiyatromuzun ortaklaşa (o harcadıkları boşa gitmediğini göstermektedir. A- tina Devlet Tiyatrosu, Ankara Dev- let Tiyatrosunun ziyaretini iade etti- ği zaman bu gerçek daha iyi anlaşı- lacaktır. "Midasın Kulakları" "Kral Oidipus"un uyandırdığı müs- bet yankılar ikinci temsilimizde de salonu kolayca doldurdu. oAma Güngör Dilmenin "Midasın Kulakla- " rı" için başka bir handikap vardı: 32 gayretlerin' Atina sahnesinde türk sanatçıları Sanat elçileri Türkçe bilmeyen bir seyirci toplulu- guna, konusunu bile bilmedikleri bir yeni piyes dinletilecekti. Vakıa prog- ramda eserin bir özeti -sahne sahne- verilmişti ama, bununla yetinmek doğru olmıyacaktı. Muzenidis'in tav- siyesi üzerine, temsilden önce, perde önüne çıkan bir Yunanlı aktör, seyir- cilere eserin konusunu Yunanca an- lattı. "Midasın Kulakları" OoOAnkarada Oda Tiyatrosunun minicik sahnesine göre düzenlenmişti. Atinada ilk ola- rak büyük bir sahnede, büyük bir sa- lon önünde oynandı. Dekorun yeni- baştan ele alınmış olması, zı değişikliklere gidilmesi, dırganmadan o seyredilmesini mıya yetmişti. Atinalılar ikinci tem- silde de perde kapanmadan, Midasın berberi rolünde büyük başarı göste- ren Bozkurt Kuruçu uzun uzun al- kışladılar. Frikya Kralı Midasın genç bir Türk yazarı tarafından sahneye çıkarılan masalını severek, beğenerek seyrettiler. "Midasın Kulakları"nın Batı dillerinden birine tercümesi yap- tırılmış ve bastırılmış olsaydı, tiyat- ro yazarlarımızı yabancı sanat çev- relerine tanıtma yolunda Paris tur- nesindenberi girişilen teşebbüs ÇOK daha iyi bir sekilde devam ettirilmiş olacaktı Ama o işi de mi Devlet Ti- yatrosundan bekliyeceğiz ? Şimdi bütün Atina basım "Kral Oidipus"la "Midasın Kulaklarından bahsetmektedir. Paris ve Kıbrıstan sonra Atinadan yükselen bu güze) yankılar tiyatromuza verilen emek- lerin boşa gitmemiş olduğunu göster- diği kadar, memleketimizi dışarıya tanıtma bakımından, ondan, ne geniş ölçüde faydalanabileceğimizi de an- latmış olmaktadır. Devlet Tiyatrosu Atinada Atina temsilleri dolayısıyla "Kral Oidipus" ve "Midas'ın Kulakları" yeni mevsimin ilk eserleri arasında, Ankarada yeniden provaya konulmuş» tu. Hattâ figüranları ve korosuyla ve reji incelikleri olan "Kral Oidi- "un, mizansen bakımından eski düzenini korumak için rejisör Takis Muzenidis, üç günlüğüne, Atinadan gelmiş ve provaları idare etmişti. A- ma bu kâfi değildi. Eseri Atinada oynıyacak sanatçılar, 13 Eylülde A- tinada olacaklar ve temsil tarihi o- lan 16 Eylüle kadar orada da geceli gündüzlü gene prova yapacaklardı. Devlet Tiyatrosunun Genel Müdü- rü ve "Oidipus"un baş aktörü Cüneyt Gökçer, sanatçılardan bir gün önce Atinaya hareket etti. Maksadı pro- valara başlamadan önce bir basın toplantısı yapmak, Yunan Hariciye- sinin nâzik dâveti üzerine verecekle- ri temsillerin iki dost memleket a- rasındaki sanat münasebetleri bakı- mından önemini belirtmek ve yakla- şan temsiller (o üzerine Atinalıların dikkat ve ilgisini çekmekti. Cüneyt Gökçer Atina hava mey- danına indiği zaman kendisini Yunan Hariciyesinin temsilcisi karşıladı. Ya- nında rejisör Takis Muzen'dis vardı. Onun yanında Yunan Sahne -ıları o Cemiyetinin Umumi bulunuyordu. Atina Basın Ataşemizle yardımcısı da Devlet Tiyatrosu Ge- nel Müdürünü karşılamıya gelmişler» AKİS, 25 EYLÜL 1961