Simdi Konuşalım! Üstelik, sandığının aksine çok Ra A pımdaı da kendi- sine güle güle denilmesiyie sabit AKİS demişti ki: Baban, bakan merkez komitesinin toplantılarına katılarak bazı kimselere turistik obelge verilmesi için öncelik gösterdi, o biraz ısrar etti. Gerçi belge usulsüz verilmiş sayılmazdı ama, Söylentiye yol açtı Baban bunu, “nüfuzumu kullanmışım" diye al- maktadır. Sonra da, yazılanın tamamile doğru olduğu- nu bildirmektedir: "Bakanlıktaki merkez komitesinin toplantılarından iki tanesine katıldığım doğrudur." Bu arada, bir küçük tahrifte bulunarak sâdece hayalinde- ki mevcut o iddiaya gene kendisi cevap vermektedir: ettiğiniz gibi ne Hasan Şişmanı tanırım, ne Mehmet Göncü. Tekzibi aldıktan sonra AKİS'teki yazıyı bir defa daha ve dikkatle okuduk. Babanın Hasan Şişmanı ve- ya Mehmet Göncü tanıdığı hususunda tek bir satır yoktur. O halde, bu neyin tekzibidir, ona da anlaya- madık. Baban, Bakanların merkez komitesine katılma- ları adet değilken iki toplantıya katılmıştır, bu top- lantılarda Şişman ile Gönce turistik belge verilmiştir, u da söylentilere yol açmıştır. Baban, her halde söy- tentileri duymamış olacak! AKİS demişti ki: Ticaret bakanlığının oÇekoslo- vak anlaşmasından Basın-Yayın ve Turizm bakanlığına tahsis ettiği 435 bin dolarlık fonla yapılacak ithalatta Baban ithalatçı firma olarak Gimanın tayininde ısrar etti. -Dikkat edilsin: 'Tayininde ısrar etti- Baban, gene o küçük tahriflerinden biriyle evvelâ 435 bin doları Gimaya menfaat sağlamak maksa- dıyla ve lüzumsuz e getirilmesi için bu müesseseye tahsis etmişim" mekte, sonra da aslında kendisine ait olan bu iddiayı (ene kendisi -ama, neden AKİS sütunlarında?- tekzip etmektedir! Hem de, nasıl şata- fatlı sözlerle: "Cihat Baban namusla insandır", kim: in rüşvet veremez, komisyon veremez", 7 vir ve yalan furyasını masum insanlara tevcih etmek insanlık suçlarının en büyüğüdür AKİS bunların aksini söylemen ki. Bilâ- kis Babandan hep "aslında iyi niyet sahibi olan Baban" diye bahsetmektedir. Bu mecmuanın samimi kanaati de budur. Ama Baban öküz altında buzağı aramaya kalkınca, insan "Allah, Allah..." diyor. Cihat Babanın Ü mahkeme kanalıyla hükmünü sütunlara Borla geçirttiriyor? Tuhaf davranış. Hafiflik. Ama, tekzibin en şayanı hayret ciheti "maddi haber" kısmıyla alâkalı tarafıdır. Cih banın hiç bir gazeteciyle görüşmediği, Komiteyie temas ediği, onun için söylediği yazılan sözlerinin ve yap- tığı bildirilen hareketlerin tamamile hayal mahsulü olduğa yolundaki iddiası, itiraf ederiz ki bizi dahi bir- an tereddüde sevketmiştir. Bu yüzdendir ki AKİS'in kurmay heyeti, yazının temeli olan istihbaratı yapan Atilla Bartınlıoğlunu derhal vaziyeti aydınlatmaya da- vet etmiştir. Tekzibi gördüğünde Bartınlıoğlu da dilini yatacak hale gelmiştir. Bartınlıoğlunun ilk sözleri "Ya Cihat beyin hafızası zayıfladı, ya bana bir kasti var, işimden edilmemi istiyor" olmuştur. Zira eski Basın-Ya- yın ve Turizm Bakanının hem istifasını takiben gazete- cilerle görüştüğü, hem de daha önce Komiteyle temas e Ba- AKİS, 25 EYLÜL 1961 Baban Milliyet muhabiriyle konuşuyor Hafiza-i beşer nisyanla malül dedikse de.. ettiği -kendisi için maalesef- tesbit olunmuştur. Üste- lik, fotoğrafla. n sütundaki fotoğraf, Milliyetin 30 Ağustos 1961 tarihli sayısının birinci sayfasında yayınlanmıştır ve hiç bir gazeteciyle görüşmediğini, yazılan sözleri söy- lemediğini bildiren Babanı Orhan Tokatlı ile görüşür, o sözleri söylerken göstermektedir. Eski Bakanın AKİS'teki sözleri, Milliyetteki o resmin altındaki yazı- da da mevcuttur. Babanın Komite üyeleriyle görüştü- gü de bir gerçektir. O akşam Öncü gazetesinin istihba- rat şefi Sermet Çağanın önüne Babanın Komite bina- sına girerken çekilmiş bir resmi gelmiştir. Milliyet, ay- nı yoldaki haberi yayınlamıştır. Meclisin toplanmadığı o günlerde Baban her halde akraba ziyaretine gitmiş değildir. Evet, hafıza-l beşer nisyanla malül olabilir. Ama, bu kadarı fazla değil midir? Şimdi, frenklerin dediği gibi "ağaçlar (yüzünden ormanı görememe" durumuna düşmemek lâzımdır. Ci- hat Baban pek sevdiği Bakanlıktan istifa ederken bu- na sebep olarak Kurultay tarafından C. H. P. Meclisine üye seçilmiş olmasını gösteriyor. AKİS o hafta, Hükü- metteki bu istifadan bahsederken gerçek sebebin bu ol- madığını, Babanın çalışmalarının Komiteyi tatmin etmediğini, istifasının o istikametten gelen arzu ne- ticesi olduğuna açıklıyor ve Babanın beğenilmeyen ic- raatından misal diye üç örneği gösteriyor. Baban hâlâ, hele kendi yerine aynı Kurultay ta- rafından aynı tarihte aynı C. H. P. Meclisine seçilmiş Sahir Kurutluoğlunun getirilmesinden sonra da u inkârda devam ediyor ma, etmiyor ma? Allah rızası için, akıl ve mantık hudutları da bu derece zorlanmaz ki..