DÜNYADA OLUP BİTENLER bir gecede, belki yolu pek iyi bil- meyen bir pilotun idaresinde, bir u- çağın şu veya bu teknik arızadan do- layı düşmesi, parçalanması elbette Ki ilk akla gelendir. Nitekim Katan- galılar ile onların dostu olan Kuzey Rodezya sömürgecileri de ilk andan itlbaran bunu iddia etmişler, pilotun acemi olabileceğini, inmek istediği halde Ndolaya inemediğini ileri sür- müşlerdir. Hadise tahkik konusu ol- muştur. Fakat nasıl, ne şartlar altın- da? Zira Hammarskjoeld'un uçağının enkazı Kuzey Rodezya topraklarında bulunmuştur. İlk izler ve delillerin de yine Çombenin dostları tarafından ele geçirilmiş olacağından şüphe yok- Kaza mı, cinayet mi? Buna ilk andan itibaren Nehru ve Truman ci- nayet deyip kestiler. Beyaz Saray, bu konuda basına intikal eden haber- lerden "çok farklı" malümata sahip olduğunu açıkladı. Birleşik Arap Cumhuriyeti basını müttefikan Ham- marskjeold'un "emperyalistlerin kur- banı" olduğunu ifade etmektedir. Ni- hayet Moskova Radyosunun yorum- cusu, cinayetten şüphe edüemiyeceği üzerinde durmaktadır. Bir uçak her hangi bir teknik se- bepten ötürü kazaya uğrayabilir. Fa- kat bu uçakta Hammarskjoeld var- sa, yâni birçok özel menfaatleri kır- mak suretile Kongonun birliğini sağ- lamaya hemen hemen muvaffak ol- muş bir adam varsa, bu adam, bu bir- liğe mani olan son mukavemeti kır- mak için yola çıkmışsa ve bu muka- vemetin kırılmasını asla arzu etme- yen bir memlekete ogitmekteyse, o zaman mülahazat hanesini geniş tut- maya herkesin hakkı vardır. Genel Sekreter, gündüz hareket etmesi gerekirken, niçin geceyi bek- lemiştir? Buna cevap verildi: Ham- marskjeold Katanganın ve ona yar- dım edenlerin emrinde çalışan tepkili av uçaklarına görünmemek istiyordu. Nitekim bu tepkili av uçaklarından biri aynı gün Birleşmiş-Milletlerin Elizabethville'deki okarargâhına hü- cum etmiştir. Uçağı Birleşmiş-Mllletlere okira- lamış olan "Transair" kumpanyası, uçakta hiç bir arıza olmadığım, bü- tün donatımının tamam olduğunu ve ondört saat uçuşa yetecek yakıtı bu- lunduğunu bildirmiştir. Kazadan çok ağır yaralı olarak kurtulan ve Hammarskjeold'un mu- hafazasına memur Amerikalı çavuş Harry Julian, havada iken patlama- lar olduğunu ifade edebilmiş ve bu beyan yerde vazifeli bir komiser ta- rafından teyid edilmiştir. Beyaz Sarayın elinde bulunduğu- nu bildirdiği "farklı malümat" ne- ir? Bütün bunlar ve daha sıralanabi- lecek birçok sual ve müşahade Genel Sekreterin ölümünü esrarlı kılmakta- dır. Şimdi ne olacak? Dag Hammarskjoeld ölümü ile Kon- go meselesini yüzüstü ve Birleş- miş-Milletler teşkilatının 4000 kişilik memur kadrosunu başsız bırakmıştır. Hâdiseden sonra Birleşmiş-Mil- letlerin Avrupa bürosu müdürü Pier- re Spinelli ile Kongodaki sivil o ha- rekat şefi Mahmut Kiyari derhal Kuzey Katangaya hareket etmişler- dir. Spinelli tahkikat işiyle oulaşa- caktır. Kiyari ise, Çombe ile muvak- kat bir "ateş kes" anlaşmasına var- lık ihtiraslarını ne dereceye kadar ön- leyecektir? Çombe Birleşmiş-Millet- lere gönderdiği bir mektupta Katan- ganın ayrı bir ülke halinde yaşamalı iddiasından hiç bir şeyin değişmemiş olduğunu belirtmektedir. Diğer ta- raftan Sovyet Rusya ve Gana gibi ül- keler daha şimdiden, Katangada a- teş kesilmesine muarız olduklarını, birleştirme işinin bir an evvel bitiril- mesine taraftar olduklarım söylemek- tedirler. Nitekim Birleşmiş- Milletler kuvvetleri de şimdi -çok geç uçak- larla takviye edilmektedir. o Leopold- ville merkezi hükümetinin tutumu ne olacaktır? Bu, Kongodaki durumdur. Birleş- miş-Milletlere gelince, Hammarsk-- joeld'un ölümü haberi alındığı Genel Kurul 16. oturum dönemine başlamakta idi. İlk başkan seçmekti. Tunuslu Münci Selim se- çildi. Fakat Genel Sekreterin idari vazifelerini kim deruhte (o edecekti? Muhakkak ki Hammarskjeold'un ölü- mü Sovyetlerin milletlerarası teşkila- tın organlarında yapılmasını istedik- leri değişiklik omeselesini otomatik olarak tazelemişti. Sovyetler bir yıl- dan beri Dag Hammarskjoeld'a mu- sallat olmuşlar, istifasını isteyip du- ruyorlardı. Bundan evvelki Genel Sekreter Trygve Lie'ye musallat ol- dukları gibi... Sovyetler, Kongoda "emperyalistle- r "in tarafım tuttuğunu iddia ettikleri Hammarskjoeld'un istifasını istemek- le de yetinmiyor, Genel Sekreterliğin üç kişilik bir heyete havale edilme- sini de ileri sürüyorlardı. Buna göre biri Batılılardan, biri komünistlerden, üçüncüsü de tarafsızlardan alınacak bu üç kişiden her biri, veto hakkına sahip olacaktı. Teşkilatı (o büsbütün mefluç kılmak için bundan daha iyi bir yol düşünülemez. Batılılar ve hattâ tarafsızlardan bir kısmı buna razı değildir. AKİS, 25 EYLÜL 1961