gür katıldılar. Acuner, Başkanlık Di- vanındaki yerini aldı. Aslında ortada bir Divan filân da yoktu. Radyoevi- nin en geniş stüdyosu olan I numara- lı stüdyo, met Yıldızın emriyle o sabah erkenden ve alelâcele hazır- lanmıştı. Ortaya, Radyoevinin odala- rından toplanan masaların birleştiril- mesinden meydana gelen U şeklinde bir masa bloku konulmuştu. Anlaşı- lan, Basının güzide temsilcileri bu masa etrafında toplanacaklar ve memleket meselelerini tartışıp ka- rara bağlıyacaklardı. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Masanın etra- fina, ilk gelenler yerleştiler. Daha sonra gelenler yer bulamadılar. Ni- vin Ulusun yaşlı başlı Başyazarı up K oraosmanoğlu bile dinleyicilere ayrılan koltuklardan bi- rine ilişmek zorunda kaldı. Toplantı tam saat 10'da Ekrem Acuner'in bir okonuşmasıyla açıldı- ğında salon hayli okalabalıktı. Açış konuşmasından sonra, önceden tes- pit edilmiş olan gündem üzerinde müzakereler başladı. Mesele, siyasi partilerin memleket dâvaları bakı- mından bir gün önceki toplantıda ka- bullendikleri seçim öncesi taahhütler gibi bir taahhüdün Basından da gel- mesini temin olduğu için, sekiz mad- deden müteşekkil Ön Tasarı pek mü- nakaşaya yol açmadı. Basın mensup- ları tarafından memnuniyetle karşı- landı. Zira istenilen, Basanın, yeni Anayasanın sağladığı haklarla mü- cehhez olarak Dördüncü Kuwvet va- zifesini görmesinden ibaretti. Ne var ki, bu arada eğlenceli ba- zı hâdiseler de cereyan etmedi değil. Ankara Basın çevrelerinin kendine has tipi sevimli Şinasi Nakit Berker esprileriyle Kurmayların hiddetleri- ni üzerine çekti. Fakat asil bir gaye- ye hizmet ettiklerinden emin bulu- nan M.B.K. üyeleri kendisine âzami müsamahayı gösterdiler. Toplantının bir yerinde, nasılsa . -asanın bir kıyı- sına, ilişmiş Şinasi Nahit birden ye- rinden kalktı ve söz istedi. Başkan Ekrem Acuner, toplantıda bulunan- ları tanımadığını ifade ederek, çile- keş Şinasi Nahite kibarca, hangi ga- zeteyi temsil ettiğini sorunca, aldığı cevap ortalığı bir anda kahkahaya boğdu. Şinasi Nahit son dere ciddi bir şekilde ve yüksek sesle: "— Hop dedik, Şinasi Nahit Ber- ker" dedi. Berkeri tanımayanlardan bir mı- rıltı yükseldi: "Ne dedik? Ne dedik?" Kurmay Albay, bundan bir şey anlıyamamış olmalı ki ayni nâzik ve ciddi ifadeyle sordu: — Affedersiniz Şinasi bey, anlı- yamadım AKİS, 11 7 EKGĞE 1961 Berker, bu suale de: — Hop dedik" diye cevap verin- ce, mesele anlaşıldı. Berker, yeni çıkmağa başlayan "Hop dedik" adlı gazetenin sahibi ol- duğunu ifade etmek istiyordu. Ken- disi, M.B.K. İrtibat Bürosundan Ke- mal Bağlum tarafından dışarıya çağ- rıldıktan sonra müzakerelere devam imkânı hasıl oldu. Müzakere konusu mesele, esas itibariyle bütün Basının masanın etrafını TI .B.K. tarafından ödenen İstanbulun gün- görmüş Ahmet Eminleri, Falih Rıfkı Atayları ve kodamanlar pek konuş- madılar. Gene en fazla lâf edenler, toplantıya çağrılmadan gelen Anka- ralı meslek teşekkülleri mensupla- rıyla genç gazeteciler oldu. Saat 10'da YURTTA OLUP BİTENLER ladı. Komite üyelerinin bir kısmı Ön Tasarı mahiyetinde olan M.B.K. gün- deminin müşterek tebliğe çevrilmesi- ne çalıştı. Bir kısmı ise, yayınlana- cak müşterek tebliğin gerekçesini hazırlamağa koyuldu. Öğleden sonra saat 16.30'da top- lantı yeniden açıldığında Basın men- suplarının gözleri, dinleyici sıraları arasından kalkan iki patrona ilişi- verdi. Bunlar, Yeni o Sabahın Safa Kılıçlıoğlusuyla, Akşamın ar- matör patronu Malik Yolaçtı. Yolaç başlangıçta (masada (oturuyordu. Sonra oradan kalktı ve dinleyici sı- ralarında oturmakta olan Safa Kılıç- oglunun arkasında bir yere yerleşi- verdi. Kılıçlıoğlunun bu hareketinin mânası müşterek tebliğin imzalan- ması sırasında anlaşıldı Gürsel toplantıdan evvel siyasi parti liderleriyle Dekoratif bir mandara başlayan ve aralıksız devam eden toplantıda ortak bir deklarasyon metnine imza koyma fikri revaç bul- du ve bunun için de aralarında iki yaşlı ei -Falih Rıfkı Atay ile Emin Yalman- bulunduğu bir Redaksiyon Komitesi seçildi. Bu komite Seyfettin Turhan, Ahmet E- min Yalman, Ziya Hanhan, Onan Borçbakan, Ecvet Güresin, Abdi 1- pekçi, Cezmi Zallak ve Falih Rıfkı Ataydan ibaretti. Fakat Atay, M.B. K. tarafından gönderilen ve Ankara basınının eline geçmeyen dâvetiye muhtevasına göre, masrafı M.B.K. tarafından ödenmek üzere o akşamı Abantta geçireceğinden, toplantıya iştirak etmedi. Komite iki kısma ayrılarak öğle- den sonra saat 14'de çalışmaya baş- Suya yazılan yazı Saatlerin 16.30u gösterdiği sırada Radyoevinin I numaralı stüdyosu daha da kalabalıklaşmıştı. Zira ha- berdar olup da kapıdaki baraj sebe- biyle içeriye giremeyen basın temsil- cileri, bu şıpınişi toplantıya öğleden sonra gelmişlerdi. Toplantı açılığada, Başkanlık kâtiplerinden M.B üyesi Rafet Aksoyoğlu, hazırlan ,metni önün- deki mikrofona okudu. İşte o zaman gürültü koptu. Zira eskilerin hakim olduğu komitenin hazırladığı vi pek eski bir dille yazılmıştı. Bu beple, metnin tâdili teklifinde bulu. nuldu. Bunun üzerine yeni bir komi- te teşkil edildi. Bu türkçeleştirme ko- mitesi Müşerref Hekimoğlu, Bülent Ecevit, Oktay Akbal ve Naim Tirali- 9