YURTTA OLUP BİTENLER di sesiyle konuşmaya başladı. Alica- nın konuşması evvelden hazırlandığı için başarılı oldu. Y.T.P. nin Genel Başkanı memleketteki siyasi şartla- rın zorluğundan bahsetti Ve bunların giderilmesinin anlayış ve fikir muta- bakatına bağlı olduğunu sözlerine ekledi. Böylece tören sona ermiş olu- yordu. Gürsel sol eliyle mikrofonu tuta- rak kapanış konuşmasına hazırlandı: Biraz sonra da Ankara Radyosunun Program Prodüktörü Mahmut Tali Öngören salondakilere ve radyoları- nın başında toplantıyı takip edenle- re hitaben "— Siyasi opartilerin Yuvarlak Masa toplantısı burada sona eriyor sevgili dinleyiciler" odiyerek Radyo ile Köşkün irtibatını kesti. Salon yavaş yavaş boşalmaya başlamıştı ki babacan Orgeneral bir- den misafirlerinin dışarıya çıkmakta olduklarını farketti ve o sırada ya- nma gelen M.B.K. üyesi Osman Kök- sal ile konuştuktan sonra gülümse- yerek: — Siyasi fasıl bitti. Şimdi sizle- re çanı sakızı çoban armağanı birer limonata ikram edelim" dedi. Salonun geri kısımları boşalırken Çankaya Köşkünün garsonları tep- silerle limonata ve kurabiyeler getir- diler. İşgüzarlar Bu sırada salonun dışında, koridor- da kalabalık hayli (o fazlalaşmışştı. Gazeteciler dışarda politikacılarla sohbete daldılar. Kadircan Kaflı mü- him bir işle meşguldü. Elinde Ahmet Oğuza ait konuşmanın evvelden tek- sir edilmiş metinleri olduğu halde sa- lona fırladı ve yakaladığı Basın mensubuna elindeki kopyalardan da- gıtmağa (o başladı. (o Yuvarlak Masa toplantısına bu en bigâne teşekkülü- nün reklâm hususundaki acelesi gü- lüşmelere sebep oldu. Kaflı, bu sıra- da Tercüman muhabiri Muammer Yaşarın kendisine (o yaklaştığım gö- rünce hemen en üstteki esas metni ayırdı ve onu Yaşara vererek iltimas etmiş oldu! Toplantıdakiler saat 17'de teker teker ve gruplar halinde Çankayayı terke başladılar. Son derece iyi ter- tip edilmiş bir toplantıdan çıkmanın ve hissi de olsa liderleri bir yuvarlak masanın etrafında beraber görmenin neşesini taşıyorlardı. Platonik temaslar Törenin cazip ve renkli hali, ertesi gün bir başka toplantının daha yapılması fikrine taraftar a dı. Parti liderleri namus mişlerdi. Çeşitli temayüldeki basın organlarının mesulleri de aynı yolu 8 niçin tutmayacaklardı? Ancak, iyi niyete dayandığı muhakkak teşeb- büs, iki ayak bir pabuca girdiğinden tatbikat bakımından son derece inti- zamsız cereyan etti. O kadar ki, Radyoevinin önünde geçen bir hadise dikkatsizliğin en parlak örneği oldu. O gün iri yapılı, tunç benizli bir er, Radyoevinin kapısı önüne gerildi ve içeriye girmek için ısrar eden kı- sa boylu, topluca, kısa kesilmiş saç- lı adama: "— Yasak, içerde toplantı Var" edi. Adam hafifçe güldü ve: — İyi ya oğlum, ben de onun için geldim. Adım Sami Küçük" sözleriy- le bir kere daha şansım denemek is- tedi Ne var ki iri yapılı, tunç benizli nöbetçi kararlıydı. Bu defa eskisin- den de sert bir şekilde ikazım tek- rarladı ve: — Ne malüm?" diye sordu. Kurmay Albay Sami Küçükün, yüzünde belli bir ie yandı söndü.' Elini iç cebine atarak hüviyetini çı- kardı ve kapıya gerilen nöbetçiye gösterdi. Tunç benizli nöbetçi hüvi- yete şöyle bir göz attı, sonra esas vaziyete geçerek Kurmay Albayı se- lâmladı. Küçük, kalabalığın arasın- dan içeriye süzülürken, O gazeteciler nöbetçinin etrafını aldılar ve pek meşhur Albayı tanımamış olmasına İhtimal vermediklerini ifade ettiler. Nöbetçinin cevabı — Ne bileyim? Artık hiç resim- leri çıkmıyor ki, tanıyayım" oldu. Gülüşüldü ve Ankara Radyoevi» nin kanatlı kapısından içeriye giril- di. Radyoevi binasının meşhur ve ge- niş | numaralı stüdyosunda Basın için Yuvarlak Masa toplantısı açıl- mak üzereydi. Pek halisane hislerle ortaya atılan ve fakat gerekli orga- nizasyondan mahrum iyi niyet top- lantısı açıldığında başkent Basın çev- resi toplantının yapılıp yapılmıyaca- &ından bile haberdar değildi. Bir gün evvel Çankaya Köşkünde son derece başarılı bir tertiple açılan siyasi parti ler Yuvarlak Masa toplantısının kuli- sinde gerçi Basın içinde böyle bir top lantının yapılması temennisi pek re- vaç bulmuştu. Fakat, ne İrtibat Bü- rosunun becerikli şefi Kurmay Yar- bay Ali Armağan, ne de diğer vazife- liler bu hususta sadre şifa bilgi ver- mişlerdi. İş sâdece bir kişinin omuz- larına yüklendiğinden, organizasyon tarafı kelimenin tam mânasıyla ak- samış ve bilhassa Ankara gazeteci- leri mutasavver toplantıya ertesi gün tesadüfen gidebilmişlerdi. Daha doğ- rusu sâdece İstanbul gazetecilerine davette bulunulmuş, başkent için de "nasıl olsa gelirler" şeklinde düşü- nülmüştü. Bu yüzden Ankaralı gaze- teciler ve meslek teşekkülleri ancak tesadüfler sayesinde böyle bir top- lantıdan haberdar olabildiler. Toplantıya, M.B.K. nin, siyasi te- masları teminle görevli Kurmaylar ekibine mensup Ekrem Acuner, Se- zai Okan, Ahmet Yıldız, Sami Kü- çük, Refet Aksoyoğlu, Selahattin OÖz- Siyasi parti liderleri Yuvarlak Masada Kuluçkaya yatanlar AKİS, 11 EYLÜL 1961