Perizat Demiray At, binenindir! Perizat Demirkanın babasına ait eski bir silah koleksiyonu ile süslen- mişti. Bu arada göze çarpan bir şey de bir eski zaman bekçi düdüğü idi. Muhtarlık odasının insana emniyet hissi veren çok rahat bir havası var- dı. Bilhassa anne veya babalarıyla gelen küçük kızlar renkli tesbihler- le süslenmiş köşeden gözlerini ayıra- mıyorlardı. Bir küçük Atatürk büstü bu odada insana pek çok şey söylü- yordu. Perizat Demirkan, birikmiş ev- raklara muhtarlık mühürünü basar- ken birden durdu. Gene kapı çalın- sına daldığı görüldü. Vatandaş te- lâşlı idi. Kömür işini artık hemen o gün halletmesi gerekiyordu. Bekliye - cek vakti yoktu. Kavaklıderenin çok nâzik muhtarı, telâşlı vatandaşın der- dini büyük bir sabırla dinledi ve ni- hayet meseleyi anladı: Vatandaş tam kömürünü alacağı sırada nüfus kâğı- dını kaybetmişti, fakat ticaret oda- sından aldığı bir kimlik kartı vardı. Acaba meseleyi bununla halledemez miydi? Demirkan hafifçe (kaşlarını çattı: Hayır, bu mümkün değildi. Yapılacak şey, kanunu harfi harfine tatbik etmek ve derhal bir nüfus kâ- ğıdı sureti çıkarmaktı. Bu zaten ga- yet kolaydı. Telâşlı adam içini çekti. Perizat Demirkan bu sırada önüne yeni bir dosya açmıştı: ın, siz henüz evinize gön- derdiğimiz fişi de doldurup iade et- memişsiniz. Lütfen, gelmişken bu işi de bitirelim. Muhtarlıktaki kaydınız ne kadar muntazam olursa, işleriniz o kadar çabuk görülür" dedi. 26 Kadın Gözüyle Iş Hepimizindir Jale CANDAN Kennedy (Başkan seçildikten sonra bir mesaj yayınlıyarak Amerika halkına parlak vaitlerde bulunacak durumda olmadığını ve onlar- dan, daha fazla rahat isteği yerine daha fazla fedakârlık beklediğini bildirmişti. Halbuki Amerika harpten yeni çıkmış değildi. Amerika beceriksiz bir partizan idareyi ihtilâlle devirmiş bir memleket te değil- di. İktisadi durum mükemmel gözüküyordu. Memlekette herşey güllük gülistanlıktı ama, işte Amerika dünyayı demokratik metodlardan bam- başka metodlarla idare etmeye kalkışan kuvvetli bir blokun karşısın- daydı ve bu büyük mücadeleyi kazanmak için Amerikan halkının an- layışına, Amerikan vatandaşının yardımına ve fedakârlığına ihtiyacı vardı. Churchill de gerek İkinci Dünya Harbinde, gerek bunu tâkip eden çetin günlerde İngiliz halkına daima acı hakikatleri söylemiş ve onlar- dan yardım istemişti. Birçok bâdireleri de ancak bu sayede atlatabil- dikleri bilinen hakikatlerdendi. CHP. nin XV. Büyük Kurultayında İsmet İnönü yaptığı açılış ko- nuşmasında bize bunlara pek çok benziyen sözler söyledi ve partisinin programım dile getirirken, iktidara gelecek olan bir partinin herşey- den evvel halka güven hissi vermesi ve bundan sonra ondan fedakârlık beklemesi, yardım beklemesi prensibi üzerinde durdu. Bugün hepimiz siyasi oyumuzu kullanabilmenin, bir ihtilâlden son- ra serbest bir seçime gidebilmenin heyecanı ve sevinci içindeyiz. Bil- hassa herhangi bir iş için muhtarlığa uğrayanların, orada siyasi oyla- rım kullanabilmek için uğraşan vatandaşların çabasını görüp te istikbal için ümitlenmemelerine imkân yoktur. Yalnız seçimle herşeyin halle- dilemiyeceğine ve bir vatandaşın vazifesinin oy sandığının ötesinde de- vam ettiğine inanmamız da şarttır. Elbette ki, sayın İnönünün dediği gibi, gelecek idarelerin halka herşeyden önce güven hissi aşılamaları, iyi örnek olmaları lüzumu kendini kuvvetle o hissettirmektedir. Bize , yıllar yılı mahalledeki gayrimeşru servetleri bir kalkınma sembolü ola- rak yutturmaya çalışan bir zihniyetin ve kendilerine her türlü lüks kapısını açarken halka kahveyi bile yasak eden bir tutumun bu husus- taki inançlarımızda tahribat yapmamış olduğunu iddia etmek imkân- sızdır. Ancak bu mânevi ortam sağlandıktan sonra, halk olarak, Kepi- mize teker teker, pek çok iş düştüğü de muhakkaktır. Seçimler bütün dertlerimizi halledemiyecektir. Gelecek güçlükleri ancak müşterek bir çaba ile yenebiliriz. On sene müddetle partizan bir idarenin bütün ıstıraplarını çektik, borç gırtlağa çıktı, ahlâk kaideleri sarsıldı. Bir ihtilâl yaptık. Çeşitli sarsıntılar geçirdik. Bu arada birçok kimseler menfaatlerinden oldular. Bazıları haklı haksız hayal kırıldığı- na uğradı, belki kurunun yanında bazen yaş ta yandı. Memleketin ya- rarına alınacak birçok iktisadi kararların herkesi aynı anda ve aynı şekilde memnun etmesine imkân yoktur. Yarın kendi güçlüklerimizle başbaşa kaldığımızda bu güçlükleri iyi niyetle, sabırla kabul etmesini, onları yenmesini bilecek miyiz? Yarını kurtarmak için bugünden biraz fedakârlık edebilecek miyiz? Yoksa menfi kuvvetlere katılıp biz de kendi çapımızda küçük hesaplarımızın esiri mi olacağız? Tenkit okla- rımızı büyük işlerden biraz da kendi küçük işlerimize nihayet çevirebi- lecek miyiz? Devlet dairesinde doğruluk ve fazilet, küçük memurun masasından başlar. Memleketin iktisadi durumu ev kadınının çarşıda- ki, pazardaki, evdeki tutumu ile yalandan ilgilidir. Bir toplumda aile- ler kendilerine bir geçim bütçesi yapabiliyorlarsa, o toplumların ikti- sadi krizleri en az zararlı şekilde atlatabilecekleri muhakkaktır. Mem- lekette huzurlu, mesut bir çalışma devri yaratmakta hepimizin teker- teker önemli rolü olacaktır. Bu iş hepimizindir. Yalnız konuşmakla hal- ledilmez, çaba ister. AKİS, 11 EYLÜL 1961