tememektedir. Esrarengiz adam hi- kâyesini anlatır, gittikçe gerçeğe benzeyen bu hikâye, kadının kendi- sini şimdiki zamanla karıştırarak kahramanın zihninde trajediler oya- ratır. Bütün gücüyle direnmeye ça- lışır ama, son bir kaçıştan sonra es- rarengiz adamın beklediği kadın ol- maya hazır görünür. Erkekte bir- likte şiire, hürriyete-ve belki de ölü- me- giderler. Resnais'nin filminin -oyuncuları: Delphine Seyrig, Giorgio Albertazzi ve Sacha Pitoeff,-konusu ve işlenişi yönünden normal sinema seyircisi için pek kolay yutulur lokma olmadı- ğı ortadadır. Resnais, usta işi bir an- latım, soluk kesen bir oyun ve alı- şılmamış bir hikâyeyi hazırlıksız se - yirciye yedirmeye çalışmıştır ama, sinema başarısıyla büyük jüriyi ka- zanırken alışılmamışla da seyircisini kaybetmiştir. L'Expresse'in tenkitçi- sine göre, Resnais'nin filmi "hem hayran kalınacak, hem de insanı sa- londan kaçırtacak bir nitelikte"dir. İkinci Fransız filmi J. G. Albicoc- co'nun "Altın Gözlü Kız"ıdır. Konusu Balzac'ın aynı adlı romanından alın- mış ve baş rollerinde Marie Laforet, Paul Guers ve Françoise Prevost oy- namışlardır. Tennessee Williams da... Uzun yıllardır uluslararası festival- lerde bir türlü bir varlık göstere- meyenA.B.D.nin, XXII. Venedik Fe s - tivalinde bir İngiliz rejisörle -Peter Glenville- yine bir İngiliz oyuncu- dan -Laurence Harvey- ve bir tiyatro yazarından -Tennessee (Williams- karma "Summer And Smoke-Yaz ve Duman"dan medet umduğu görülmek tedir. Willlams'm bir oyunundan nemaya aktarılan "Yaz ve Duman", orta kıratta bir aşk hikâyesini anlat- maktadır. Olay 1900 yıllarında Mis- souri'nin küçük bir kasabasında geç- mektedir. Papazın kızı Alma -Geral- dine Page- doktorun oğlu John Buc- hanan -Laurence Harvey-a tutulur ve iki genç birbirlerini severler. Fa- kat genç John üniversiteye gitmek ve doktor olmak kararındadır. Öyle de yapar. Uzun yıllar sonunda yeniden memleketine döndüğünde bekârlığın yaşlandırdığı Alma'yı bulur. Kız da delikanlıyı unutmamıştır. Buluşmaya karar verdikleri günün akşamı John, ateşli bir kadınla, Rosa -Rita Moreno- ile karşılaşır ve Rosa, John'a herşeyi unutturur. Ama John, Atina'nın sa- dakati karşısında ondan da yararlan- mayı kurar ve tecavüze kalkışır. At- ina'nın reddetmesi üzerine John, Ro- sa ile evlenmeye kalkıp, nikâhı da Alma'nın babasına kıydırtmak ister. Her iki ailenin büyükleri birbirlerine düşerler, bir odalaşmada Rosa'nın AKİS, II EYLÜL 1961 babası John'ın babasını öldürür o ve bu cinayet sonu ayrılırlar. Üçlü aşk düzeni de bozulur ve herkes kendi hayatını yaşamaya koyulur. Tennessee Williaras'ın oyunu o el- bette ki güçlü, insanın iç dünyasında cesurca araştırmalara inmesi yönün- den de önemli bir oyundur. Fakat "Prisoner - İdam Mahkümu" ve "Me And the Colonel - Albay ve Ben'in rejisörü Peter oGlenville için -hatta Laurence Harvey ve Geraldine Page için bile- bir William uygulaması, al- tından kalkılması güç bir iştir ve ni- tekim "Yaz ve Duman" tam bir ba- şarıya bu yüzden ulaşamamıştır. İkinci A.B.D. filmi "The Bridge To the Sun - Güneş Köprüsü", Hen- ri - George Clouzot, Robert Siodmak ve Jean Cocteau'nun o yardımcılığın- dan gelme Etienne Perier"nin filmi- dir. Baş rollerinde Carroll Baker ve James Shigeta'nın oynadıkları "Gü- neş Köprüsü", bir Japon diplomatı ile evlenen Gwenn Harold'ın hayat hikâyesidir ve film, tutumu bakımın- dan Resnais'nin "Hiroshima, Mon Amour - Hiroshima, Aşkım'"ını çok andırmaktadır. Filmin tek ilgi çekici yönü Carroll Baker'in oyunudur. Kurban Avukat Melville Farr -Dirk Bogar- de. hiç bir telefona artık cevap vermez. Geçmişin üzerinden bir sün- ger geçirmiş ve eski dostu Barrett'i -Peter McEnery- unutmuştur. Bütün arzusu Laura'nın -Sylvia Syms- aş- kına layık olmaktır. Desteksiz kalan Barrett, çalıştığı işini terkeder ve bir inşaat şirketinin kasasını soyar. Po- lisin soruşturması ve Barrett'in ya- kalanması, sonunda işi bir takım kir- li ve karanlık us noktalarına götüre- cektir. Barrett bir sabah hücresinde intihar eder ve Melville, delikanlının, adını bir olaya karıştırmamak için kendini öldürdüğünü öğrenir. Vicdan azabından kurtulmak için de şantaj- cıları aramaya koyulur. Gerçi bu işin sonunda adının kirlenmesi ve mesle- ğinin Oomahvolması da vardır oama, Melville yılmaz. Araştırmalar sonun- da Barrett'in iki arkadaşı Melville'i her çeşit fikrin temsilcisinin bulun- duğu bir bara götürürler. Şantajcı- lar, homoseksüelleri kendilerine kur- ban seçmişlerdir. Laura, Melville'in DEMET Eğitim ve Öğretim dergisi Okuyunuz Adres: P.K. 20 — İsparta Akis - Reklâm — 145 SİNEMA geçmişine dönüşü karşısında kocası» nı terkeder, fakat Melville mücadele - si sonunda herşeyi göze alarak şan- tajcıları polise yakalatır. Üç filmle temsil edilen İtalyanın büyük ümidi Roberto Rosselini, Sten- dhal'in bir romanından aktardığı "Va nina Vanini" de 1823 yıllarının ro- mantik ve duygulu Romasını anlat- maktadır. Şehir siyasi komplolarla parçalanmış ve dağılmıştır. (o Çeteci Pietro -Laurent Terzieff- St. Ange şatosu soygunundan kaçarken yara- lanır, Prens Vanini'nin -Paolo Stop- pa- metresi -Martine Carol- tarafın- dan saklanır. Çetesinin varlığını du- yan Prensin kızı Vanina -Sandra Mi- lo- ile çeteci arasında bir aşk başlar. Genç kız sevgilisinden (ayrılmamak için çetecileri ihbar eder, Pietro ve arkadaşları yakalanarak o yargılan- mak üzere Romaya götürülürler. Va- nina Kardinali görür ve affedilmesi için Pietro'yu da zorlar. Fakat, Piet- ro, Kardinalden af dilemez. Vanina a- sil suçlunun kendisi olduğunu açıklar ve Pietro kızı öldüreceği bir sırada ye tişenler tarafından kurtarılır. Sonun- da delikanlı idama mahkum edilir, Vanina da bir manastıra kapanır. Roberto Rosselini'nin son filmi tatlı bir aşk ve serüven filminden ö- teye gitmemektedir. Doğrusu isteni- lirse, "Vanina Vanini" asıl gücünü Rosselini'den çok, roman yazarı Sten dhal'den almaktadır. De Sica ve Zavattini çiftinin eseri olan "Son Yargı" festivalin en büyük esprisini taşıyan filmidir. De Sica, filmine ne kadar ünlü oyuncu varsa -Anouk Aimde, Don Jaime d'Aragon. Ernest Borgnine, Jimmy Durante, Peppinode Filippo, Fernandel, Vitto- rio Gasman, Silvana Mangano, Me- lina Mercouri, Jack Palance, Renato Rascel, Alberto Sordifve Lino Ventu- ra- hepsini doldurmuştur. Günlerden bir gün ulu Tanrı insanoğlularına kı- zarak hepsini birden yargılamaya karar verir ve büyük bir toplantıya; . Bu toplantıya gelecekleri bir , insanoğlunun zavallılığım, düş- künlüğünü büyük bir acımazhkla or- taya koyarlar. Hesap günü kıyamet- ler kopar, herkesin kirliliği, adiliği Tanrı tarafından yüzüne vurulur. Son bir kasırga, bir tufan gelir ve geçer. Ama hesap günü sonunda nor- mal hayata dönüş, insanoğlunun her- şeyi çarçabuk unutması ve bıraktığı yerden herşeye devamını anlatan "Son Yargı", festivalin Jürisince de- gerlendirmeye lâyık görülmez. Da Sica ve Zavattini, Il. Tetto - Yuva- sızlar"dan sonra ikinci ouluslararası yenilgiye uğrarlar. 33