Kadı Kızındaki Kusur Basın - Yayın ve Turizm bakanlı- ğı, kabinede C.H.P. ne ayrılmış bir bakanlık. Milli Eğitim bakanlı- ğı nasıl bir C.K.M.P. li, Çalışma ba- kanlığı bir Y.T.P. li tarafından iş- gal ediliyorsa, Basın - Tayın ve Tu- rizm bakanlığında da bir C.H.P. li oturuyor. Bu yüzdendir ki C.H.P. li Cihat Baban o vazifeden ayrılınca Mili Birlik İdaresi, yerine bir baş- ka C.H.P. li aradı ve Sahir Kurut- luoğlu Bakan oldu. Herkes de tâyi- ni pek yerinde buldu. Sahir Kurutluoğlu Sâdece, Safa Kılıçlıoğlunun Ye- ni Sabahı hariç. Yeni Sabahta, bir başyazı: "An- laşıldı, Halkçı olmak farz.." Hükü- met tarafından getirilip, C.H.P. nce en ziyade şiddetle tenkit edilen tasarıları dahi, bu tasanlar kötüy- se C.H.P. ne maletmeyi akl-ı ev- vellik sayan bir zat tarafından ka- leme alınan yeni başyazıda Baka- na bulanan kusur şu: Eski devirde AKİS aleyhine açılan dâvalarda bu mecmuanın müdafaa avukatlığını yapmış olmak! ismin arkasına ilk takılacak- bm teşkilât ileri gelenleri olacağı- nı sanmak hata değildir. Bu yüzden, Türkiyenin her taralında C.H.P. lis- teleri pek çok "meçhul şöhret" ihtiva edecektir. Bunun, küçük illerde fazla zararı dokunmasa da büyük şehirle- rin etikete bakan geniş tarafsız cev- 16 Ha, böyle olunca tabii bir kuy- ruk acısı bütün gülünç tarafıyla ortaya KARMYOREYOR: Anlatalım da, gülelim D. P. iktidarının "astığı astık, kestiği kestik" günleri.. Mendere- sin etrafı, kudret sahiplerine hep yanaşan tipte ideal arkadaşlarıyla çevrili. Adam henüz iflâs borusu- nu çalmamış olduğu için “tiraj za- ruretleri" bunların dirseğini henüz düşük efendiye çevirtmiş değil. İş- te böyle bir devirde Menderes, ya- nında yâr-i vefakârı Nuri Salt, Ni- hat Erim ve daha aynı evsafta bir kaç kişi Teni Sabaha gidiyor, ora- da yemek yeniyor, Safa Kılıçlıoğ- lunun da iştirakiyle "Arap Mesele- leri" gözden geçiriliyor. O haftaki AKİS'te eğlenceli bir yazı: "Şenle- nen Sokak". Yazıda, yemeğin bü- tün hikâyesi anlatılıyor. İdeal arkadaşları çılgına dönü- yorlar. Menderesi, AKİS aleyhinde beraberce dâva açmağa zorluyor- lar. Kendileri tek başlarına dâva açsalar kaybedecekler. Yazıda, su- sıfta -ve eş âkibete uğramış- men- subu "Biz patlıcanın değil, efendi- nin dalkavuğuyuz" diyerek cezayı basıverecekler. Eee, Menderes de Nihat Erim ve Safa Kılıçlıoğlu gi- bi iki kıymetli ideal arkadaşının hatırını kıracak değil ya.. Dâva a- çılıyor. Bir tarafta Menderes - Erim - Kılıçıoğlu üçlüsü, öteki tarafta AKİS. Üçlünün avukatı, ziyadesiy- le maruf Bülent Nuri Esen. AKİS'i, bütün avukatlık hayatı boyunca bir tek basın dâvasında müdahil vekilliği yapmamış, teklif edilen ve bir servet tutan paraları daima reddetmiş, ancak sanık avukatı sı- fatını taşımış ve gazetecileri, kuv- vetli hukuk bilgisinin kalkanı arka- sına alıp en kötü günlerde cezadan korumaya çalışmış Sahir Kurutla- oğlu savunuyor. “Şenlenen Sokak Dâvası", AKİS okuyucularının o hatırındadır. Men- deresin mahkemesi, Sahir Kurutlu- releri üzerinde menfi bir tesir yap- ki 1 nin milletvekilleri Meclisinde yüzde 50 ile 60 arasında bir ekseriyet sağ- lamaya muvaffak olacağı merkezin- dedir. Senatör seçimleri ekseriyet esa- oğlunun nefis savunması sonunda toptan bir o mahkümiyet hükmü vermeye cesaret edemiyor. Ama» ortada patlıcan - efendi hikâyesi de var. Nihayet, şüphesiz adalet tari- himize geçecek olan ve şu mânaya gelen eğlenceli kararı alıyor: Men- deresin, Nihat Erim ve Safa Kılıç- lhoğlu ile yemek yediğini, onlarla memleket meselelerini ogörüştüğü- nü yazmak Türkiye (Başbakanını küçük düşürmektir, o yüzden AKİS Menderese karşı suç işlemiştir, mahkümiyetine... Nihat Erim ve Bülent Nuri Esen Safa Kılıçlıoğlunun Menderesle ye- mek yediklerini, onunla memleket meselelerini görüştüğünü yazmak bu iki zata hakaret sayılmaz, AKİS kendilerine karşı suç işlememiştir, beraatine... Hüküm tasdik edilin- ce, kaza-i muhakeme olarak tescil ediliveriyor. Ece, şimdi, Safa Kılıçlıoğluyu bu yara gene acıtacak diye boca Milli Birlik İdaresi de Sahir Kurut- luoğlu yerine Bülent Nuri Eseni Basın - Tayın ve Turizm Bakanı yapamazdı ya... sına göre yapılacağından, durum bi- raz değişiktir. C.H.P. senatörlerin muhtemelen dörtte üçünü çıkarabile- cektir. Ancak, öyle iller vardır ki o rada oyların yandan fazlasını CH.P. nin alabilmesi ihtimali fazla değildir. O yerlerde adaylar senatörlükten kaçmakta, kendilerine milletvekili AKİS, II EYLÜL 1961