YURTTA OLUP BİTENLER ihtimalle 15 Ekim tarihinde yapılacağı kanaatini perçinlemişlerdi. İşte obu- nun için yeni Meclis binasının alt sa- lonunda, birden bir harekât başla- dı. Basın mensupları,, üyeleri teker teker yakaladılar Ve neler olup bitti- ğini anlamak iller. Kurucu Mec lis üyeleri de bu konuda pek bilgili değillerdi. Üstelik, ellerinde bulunan 21 Temmuz tarihli Kurucu Meclis toplantısının gündeminde de seçimle ilgili bir Madde yoktu. Bu sırada M. B. K. üyeleri tek tek veya gruplar halinde salona girme- ğe başlamışlardı. Basın mensupları hemen rotalarını o istikamete çevir- diler. Fakat M, B. K. nin hepsi Sivil giyinmiş üyeleriyle temas kâabil ol- madı. Zira Başkanlık Divanının zili, üyeleri Kurucu Meclisin beklenen toplantısına çağırıyordu. Üyeler sa- londaki yerlerini almak üzere kapı- lara dogru ilerlerken, gazeteciler de kendilerine ayrılmış olan localarına yürüdüler. Seçim tarihinin tesbitinden he- men Bir kaç dakika önce bile, Mecli- sin koridorlarında dolaşan bu heye- can dalgası, bu Acaba, bir aksilik mi çıktı?" endişesi varılan kararın askeri ihtilâller için ne derece ola- ganüstü sayıldığının delilini teşkil et- ti. Beklenen netice Birkac dakika sonra salon hayli kalabalıklaşmak. Başkanlık kür- süsünde bulunan Kazım Orbay ken- dine has nazik ifadesiyle - oturumunu iki okutacağım" dedi. önerge var, onu Evet. Evet, 6.500.000 kere Evet! A merikanın meşhur Time dergi- sine bakılırsa, Türkiyede Refe- randumda "Hayır, hayır, 4.000.000 denmiş. Doğru. Ama, okuyunca, "Ya, E- diye sormaması kolay ol- muyor. Bir Referandumda sadece menfi oyların mâna ifade edip, müsbet olanların kaale alınmaması, ne de olsa tuhaf kaçıyor. Bize dost batı basınında, garip bir ruh haleti sürüp gidiyor. Belki, İlk koydukları teşhisin hatalı oldu- gunu itiraf edememenin doğurduğu bir direnme, belki, hâlâ Tür reali- tesini iyi anlayamamanın neticesi, belki de kendilerine Menderes gibi müttefiklik değil, Oo uşaklık edecek bir başka adamın Türkiyede artık iktidar, yüzü göremeyeceğini his- setmenin kompleksi! Batılı dostla- rımızda, para verdikten sonra ni nileni yapan Menderese ve hatt onun şantajcı "Mr. Yüzde On"u- na karşı bir hasret seziliyor ve Türkiyeyle alâkalı o tefsirlerinde o İstikamete meylediyorlar. oBilhas- sa, bir iktidarını ken- di çıkarlarına uygun bulmuyor- larmış gibi bir Halleri var. Kim bilir belki de; Chüfchill ve Ro- osevelt'in İkincii Dünya Harbi sıra- sındaki tecrübelerinden, İnönüyü Türkiyenin has menfaatlerinin dı- şında bir İstikamete sürüklemekte- ki güçlük canlarını Sikiyor. Halbu- ki, bakınız, Menderes zamanında suç İşleyen sarhoş amerikalılar a- merikan mahkemelerinde (o yargıla- nırlardı, Gerçi onlar, pek ucuz ce- zalarla en vahim ve Türk milletine ağır gelen suçlarının bedelini öder- ler, postu hep kurtarırlardı ama, her seferinde Türk - Amerikan dostluğu endişe (o verecek bir yeni" yara alırdı, Şimdi, Milli Birlik İda- resi altında, her haysiyetli Ve şe- refli memlekette olduğu gibi Türki- yede de suç işleyen sarhoş ameri- kalılar türk mahkemelerinde yar- gılanıyorlar. Yarın da öyle olacak! Time'nin başlığı Binbir gece masalı İhtimal ki, suçlara tekabül eden cezalar (oamerikalıların kendi a- damlarına gösterdikleri omüsama- ha gösterilmediğinden biraz daha ağırdır. Fakat, hem de kuzey rüz- gârlarının getirdiği bütün telkinle- re rağmen bir Amerika Düşmanlı- ğının izleri yavaş yavaş siliniyor mu? Amerikalılar bunu hissetmi- yorlar mı? Amerikan gazetesinin veya dergisinin, A.B.D. mek olmadığı şüphesiz. Bir türk gazetesi veya dergisi de, nitekim, Türkiye Cum- huriyeti demek değildir. Zaten bu yüzden değil midir ki milletten mil- lete seslenme basın yoluyla daha kolay ve rahat olmaktadır? Ancak, bu seslenişte, bir süredir anglo - sakson, dostlarımızdan, hele İngiliz- lerden gelen sedanın bu topraklar- da pek iyi aksi seda bırakmadığı- nın bilinmesi Şüphesiz faydalı ola- caktır. Time, Referandumun neticele- rinden, Halkçıların geçen yıla na- zaran kuvvetlerinden kaybettikle- rini çıkarıyor. Ama aynı Time, ge- çen yıl da köylü kütlelerin Mende- resi destekledikleri ve (aydınların direnmelerine rağmen düşük efen- dinin ekseriyeti oelinde tutmakta devam ettiğini yazmaz mıydı? O halde, nasıl oluyor da yüzde 60'ı üstündeki Evet, C.H.P. nin kuvve- tinden kaybettiğini gösteriyor? He- le neticenin, gerçekte Referandum sonucu iflâs eden tak partiyi, Ali- cancıları teşvik ettiği hükmü bir fantezi şaheseri sayılsa yeridir. Batılı dostlarımız o bilmelidirler ki haysiyetli ve şerefli bir müttefik, müstemlekecilik zihniyetinin son kırıntılarının da kaybolmak üzere olduğu bir dünyada haysiyetsiz ve şerefsiz bir uşaktan çok kıymetli- dir. Nitekim, İkinci Dünya Harbi- nin dışında kalmış bir Türkiye, içi- ne düşüp Ruslar tarafından "kur- tarılacak" Türkiyeye nazaran dâ- vaya bin misli hizmet etmiştir. Mesele, bu kıymak bilebilmek- te! Dost duyguları, rencide edip soğuk hale getirmemekte. İyi ni- yetleri kırmamakta. AKİS, 24 TEMMUZ 1961