SİNEMA Filmcilik Yazar ile prodüktör Saçlarını Jean oSeberg gibi kestir- miş, gözlerinden pırıl pırıl espri taşan genç avukat kadın, zarif bir hareketle cüppesinin sarkan kolunu geriye itti ve: — Kaldı ki, Fikir ve Sanat Eser- leri Kanununun 58. maddesinin son fıkrasına göre, işleme hakkım satın alan kimse bu hakkı mutlaka iki yıl içinde kullanmaya mecburdur. Şayet hakkını iki yıl içinde kullanmazsa, eser sahibi artık devir iradesiyle bağlı değildir ve devrettiği bu hak kendisine avdet eder. Kanun bu hu- susa o kadar önem vermiştir ki, bu hükmün aksine yapılan sözleşmeleri hükümsüz addeder. Bunun müeyyi- desi olarak da eser sahibine mutlak mânada bir cayma hakkı tanır.." dedi. Bu arada karşı avukatına da manalı manalı baka- rak, dört sayfa tutan savunmasını ağır ağır ve tane tane okumaya de- vam etti. Olay, geride bıraktığımız hafta- nın başlarında, pazartesi günü, sa- atlerin tam 14.20'yi gösterdikleri bir sırada (o İstanbul Adliye (Sarayının küçük Asliye mahkemesi salonların- da ceryan ediyordu ve ilk defa ola- rak bir yazar -ünü yurt sınırları dı- şına taşmış Yaşar oKemal- ile bir film şirketi -ilk bağımsız Türk film şirketi Kemal Film. telif hakları ko- nusunda karşılıklı mmahkemeleşiyor- lardı. Her hikâyenin bir başı vardır 1. yılı, romancı Yaşar Kemalin yeni yeni tanınmaya başladığı bir tarafın yaşlıca "İnce Memed" romanı, ha yeni ve sıcağı sıcağına yayınlan- mıştır. Türk sinemasında bir çeşit Stanley Kramer rolüne talip çıkan şimdinin rejisörü, o zamanın pro- düktörü Osman EF. Seden, ticari bir İleri görürlükle Yaşar Kemalin "İn- ce Memed" romanının beşbin lira te- lif hakkı Oo karşılığında filme çekme hakkım satın alır. O günkü duruma göre bu alışveriş her iki taraf için de memnunluk vericidir. Seden, iyi ve Kemal Film hesabına çalışmasını da şart koşar. 32 İmza işi olup bittikten sonra ara- dan tanı yedi yıl gibi' uzun bir za- man geçer. Bu arada prodüktör Se- den, Stanley Kramer'in izinden yürü- yerek rejisörlüğe başlar, çeşitli film ler yapar ve Türk sinemasında bir numaralı teknik ustalığa erişen reji- sör sayılır. Zaman denilen değirmen bir yandan prodüktör - rejisör Se- den adına çalışırken, öbür yandan romancı Yaşar Kemali de unutmaz. Biri Tüirk sinemasında en usta reji- sör, diğeri de Türk romanının temel direklerinden biri durumuna yükse- lir, Bu yetişmiyormuş gibi romanı "İnce Memed" yurt şuurları dışına çıkar, çeşitli dillere çevrilir ve Yaşar Kemalin ünü bir çığ gibi büyüdükçe büyür. Bütün bunlar olup biterken yine her iki taraf da alışverişini yap- tıkları, üzerinde bütün dünyanın toz- koparan bir gürültü çıkarttığı ro- man - film "İnce Memed"den haber- siz görünürler. Yalnız bir süreler Kemal Filmde çalışmış ve sonraları kopmuş bir rejisör olan Lütfi 6. A- m değerinden uzak kadın sinemamıza yeni bir ses geti- ren "Beyaz Mendil"i -1955- çevrilip gösterilmeye (o başlandığı bir sırada* filmin yapıcısı Duru Film ile Kemal Film arasında suyun altında geçen sessiz bir çekişme olur, fakat daha başlangıcında uzun ömürlü olmaya- cağı ayan beyan olan bu çekişme de çarçabuk örtbas o edilerek unutulur gider Şöhret kapıyı çalınca ga yıl Nobel edebiyat armağanı- na adaylığı bile söz konusu olan ve son eseriymiş ve en iyisiymiş- gibi bir çeşit " ret makinesi" halinde çalışmasına devam eder. Hem "şöhret" hem de para öğütür. Öyle ki, bir havagazı tahsildarı olan sahibine bir kaç yılın sonunda Büyükadada yazlığı şu ka- dar bin liraya villâlar tutturacak ya- bana döviz sağlar. Bulgarcadan çin- ceye kadar çeşitli oyabancı dillere çevrilir. Bu arada sivri akıllı ve ince km bazı yabancı eleştirmedlerce man bir çeşit Türk Robin Hood'u tutulmak Akadın "Beyaz Mendil" inde F. Hakan ve E. Ruth Güneş altında söylenmedik söz yoktur AKİS, 24 TEMMUZ 1961